Türkiye’de yüzler gülmüyor. Yokluk ve yoksulluk almış başını gidiyor; iktidar uyuyor, muhalefet ise cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışması ile oyalanıyor. İktidar, gazetecileri, belediye başkanlarını ve muhalif siyasileri yargı ile susturmaya çalışıyor. Sokak röportajlarından çıkan sonuçlar, siyasetçilere güvenin kalmadığını yüksek sesle dillendiriliyor.
Kamuoyu araştırmalarında “Sorunu kim çözer” sorusuna verilen cevaplar oldukça ilginç. “Hiçbiri” diyenler yüzde 30,8’le ilk sırada geliyor. Bu sonuç, halkın umutsuzluğunu göstermesi açısından ürkütücü. Hayat pahalılığının yüksek olduğu bu dönemde, CHP’nin açık ara önde olması gerekirken, ekonomik sıkıntılara rağmen tatmin edici bir yükseliş yaşanmıyor. Demek ki CHP, halka istenilen güveni veremiyor. “Tek Çare CHP” diyen kimse yok.
Ekonomi ve hayat pahalılığı ile partilerin oy oranları arasında doğrudan bir ilişki olduğu açıkça görülüyor. Asgari ücret ve emeklilere yapılan zamlar nedeniyle, AKP’nin oyları her geçen gün eritmeye devam ediyor. AKP’nin oy tabanını emekliler, asgari ücretle çalışanlar ve esnaf oluşturuyor. AKP’ye oy veren bu emekli ve asgari ücretliler, ekonomik programın tüm faturasının sırtlarına yüklendiği görüşünde.
Ülkede yaşanan bu ağır ekonomik çöküş, halkı canından bezdirdi. Halk yeni arayışlar peşinde. CHP’nin seçim çağrılarına kulak tıkayan iktidar, oy kaybının telaşı içinde yargı sopası ile ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak halk artık uyandı, AKP’nin ağır bir yenilgi alacağı gözüküyor. Saadet Partisi’nin yeni ve genç lideri Mahmut Arıkan’ın söylemleri, AKP seçmenlerini cezbediyor. AKP’den Saadet Partisi’ne oy akışı hızla devam ediyor. Milliyetçi oylar İyi Parti ve Zafer Partisi’ne yönelmiş durumda; bu gidişle AKP’nin 3. veya 4. parti olma olasılığı yüksek. Olası seçimde 5-6 parti barajı geçer ve grup kurabilir. Bu durum, AKP’nin sonu olabilir.
Türkiye’nin siyasi arenasında yaşanan bu çalkantılı süreçte halk, artık mevcut siyasi aktörlere güven duymuyor. Bu da halkın, adil, demokratik ve sürdürülebilir çözümler arayışında olduğunun en açık göstergesidir. Yeni bir çıkış yolu bulmak zorunda olan halk, siyasetten umduğu desteği bulmak için yeni alternatiflere yöneliyor.
Bu arayış, sadece yeni siyasi figürler değil, aynı zamanda köklü değişiklikler ve sistemsel reformlar talep ediyor. Halk, siyasetçilerin vaatlerinden öte, somut çözümler ve etkili politikalar bekliyor. Ekonomik sıkıntıların aşılması, işsizlik sorununun çözülmesi ve yaşam standartlarının yükseltilmesi, halkın öncelikli talepleri arasında yer alıyor.
Türkiye’nin geleceği için yeni fikirler, ilkeler ve vizyonlar gerekiyor. Siyasetin, halkın ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun çözümler sunması, daha güçlü ve umut dolu bir Türkiye inşa etmemize yardımcı olacaktır. Halkın sesine kulak vererek, onların güvenini kazanmak ve daha parlak bir gelecek için birlikte çalışmak, hepimizin görevidir.
Bu süreçte, siyasetin tüm aktörlerinin halkın taleplerini dikkate alması ve bu doğrultuda politikalar üretmesi büyük önem taşıyor. Geleceğimiz için yeni bir çıkış yolu aramak ve bu yolda birlik olmak, Türkiye’nin kaderini değiştirecek en önemli adım olacaktır. Siyasiler olası sürprizlere hazır olsun…
Çağdaş yaşam çağdaş eğitimle olur.
Metre ailesi. Com