Advert Advert
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Bir Sinema Filmi: Zaferin Rengi

Bir Sinema Filmi: Zaferin Rengi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haber: Süleyman Çelik

Zaferin Rengi’ni izledim ve şunu gördüm.
Bu film bir Fenerbahçe filmi değil, bir Kuvayı Milliye yani Ulusal Kurtuluş Savaşımızda, İstanbul cephesinin bir parçasının filmi.
Fakat filmin adı yanlış…
Bence filmin adı “Zaferin Rengi” değil, “Zaferin Ruhu” olmalıydı!..
Çünkü FB, her türlü olumsuz koşullara rağmen işgalcilerin takımına karşı maçları renk aşkı ile değil, ulusal ruhla mücadele ettiği için kazanıyordu. Tıpkı cephedeki Mehmetçikler, cephe gerisinde kadınlarımız gibi.
Filmin baş aktristi güzel Peyker, FB’li olduğu için değil, ulusal ruha sahip olduğu için, yaşamına mal olabileceğini bildiği halde ajanlık yapıyordu. Oysa yaşıtı birçok kız, ulusal ruhtan yoksun oldukları için, “belki kapağı Avrupa’ya atarız” diye, aynı yıllarda işgalci askerlerle fingirdeşiyorlardı.
Başkomutan, “ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” dediğinde, Mehmetçik bu ruhla siperden fırlayıp düşmana saldırıyordu. Bu ruhtan yoksun yobazlar, bunu algılayamadıkları için, bugün bu emri vereni eleştiriyorlar!…
Seyit Onbaşı 275 kilo ağırlığındaki mermiyi sırtlayıp topun ağzına sürerken muhtaç olduğu gücü ulusal ruhtan alıyordu. Nitekim zaferden sonra aynı mermiyi kaldırmayı denediğinde başaramadı.
Şerife Bacı, aynı ruhla battaniyeyi bebeğinin üstüne değil de kağnısındaki merminin üstüne örttü. Barış zamanında bir annenin gözü, bebeğinden başka bir şeyi görebilir mi?
Ne yazık ki kapitalizm futbolu para kazanma aracına dönüştürünce, taraftarları da yozlaştırdı ve karşı takımları düşman gibi gören fanatik kitleler oluştu. Böyle olunca fanatik Fenerliler, filmi FB’nin zaferi olarak göstererek övünürken, diğer takımların fanatikleri de görmedikleri filmin aleyhinde oluyor ve görmek istemiyorlar.
Milli Mücadele yıllarında işgalcilerle işbirliği yapan “Mandacılar”ın ardılları da doğal olarak filmi sevmemişlerdir. Bugün, “İkinci Cumhuriyetçi”, “liboş”, “Yetmez ama Evetçi”, “Dönek” gibi adlar takınan bunlar, ne yazık ki medyaya egemen. Bu nedenle medyada da filmden pek söz edilmiyor. Oysa bildiğiniz gibi, Atatürk aleyhinde algı oluşturmak amacıyla, CIA ajanları Vamık Volkan ve Norman İtzcowitz tarafından yazılmış “Ölümsüz Atatürk” kitabından Can Dündar’ın senaryolaştırdığı “Mustafa” filmi, haftalarca medyada konuşulmuş, böylece filmin reklamı yapılmış ve gişe rekorları kırılmıştı…
Hal böyle olunca gördüğüm kadarıyla filme ilgi yok. Bu nedenle olsa gerek ben filmi, koca salonda tek başıma izledim. Yaşlandıkça kaybettiğimiz değerlerimizin arttığını, Cumhuriyetimizin altının sürekli oyulduğunu ve Atatürk’ün emanetlerini koruyamadığımızı görüyoruz. Bu nedenle duygusallaştığımız için olsa gerek filmi izlerken sık sık ağladım..
Belki hafta içinde, mesai saatindeki bir seans olduğu için izleyici yoktu. Gerçi AVM doluydu ama umarım böyledir. Çünkü ulusal duygularımızı kaybetmeye başladığımız zamanımızda böyle filmlere çok gereksinimiz var…

Bir Sinema Filmi: Zaferin Rengi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin