1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Düşlerimdeki “Dr. Mustafa Reşit Galip Üniversitesi” …

Düşlerimdeki “Dr. Mustafa Reşit Galip Üniversitesi” …

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...
ÜLKEMİZİN hali görebilen, düşünebilen, sorgulayabilen herkes için malum.
Bu durumu konuşmaktan artık her birimize gına geldi.
Sadece soygunlar, yolsuzluklar, savurganlıklar, kapatılan, yağmalanan yabancılara peşkeş çekilen üretim ve hizmet kurumları, tarım ve orman arazilerinin talan edilmesi yüzünden dünyada kendine yeten altı ülkeden biriyken çöken tarım sektörü bile “ülke silahlı bir saldırıya uğrasaydı bu kadar zarar görmezdi” diye düşünmeye yetiyor.
Yoksulluk hızla yayılırken, damarlarında Türk kanının zerresini taşımayan, devlet adamlığı ile uzaktan yakından ilgisi olmayan cahil bir Rum-Yahudi melezinin “Zengin olursam yolsuzluk yapmışımdır” diyerek hesabı tutulamaz bir servetin sahibi olması…
Atatürk düşmanlığı, Türklük ve ulus düşmanlığı, çağdışı zihniyete saplanma da işin cabası…
Kısa bir süre önce ülkemizin soygun çetesinden kurtulduğunda iktidara gelecek olan siyasilerden sıradan bir yurttaş olarak beklentilerimi âcizane arz etmiştim.
Her vatansever yurttaşın ülkemizin, yeni nesillerin geleceğinin güvence altına alınması için bıkmadan usanmadan, yinelemeden, çekinmeden aynı şeyi yapması gerektiği inancındayım.
Daha öncekilerin tekrarı da olsa bir yurttaş olarak ulusumuz, devletimiz adına bir kere daha yazmak istiyorum.
Sonrasında bilinsin ki eğer ömrüm yettiğince yazmaya da devam edeceğim.
***
YENİ iktidardan acilen beklentim; Soygun çetesinin iptal ettiği “Nereden buldun Yasası”nın yeniden yürürlülüğe konularak soygun faillerinin yurt dışına çıkmalarının yasaklanması…
Gerekirse soyguncuların erken cumhuriyet döneminde vatan hainlerini yargılamak için kurulan İstiklal Mahkemeleri benzeri yargı kurumlarında yargılanıp yıllardır ulusunuza, devletimize verdikleri zararların, yalanların, hesabının sorulmasını, çaldıklarını geri alıp devlete ait olanların devlete, ulusa ait olanların ulusa iade edilmesi…
Hangi ırktan hangi din, hangi mezhepten olursa olsun ulus olarak barış içinde yaşamak için, herkese ibret olması için bunu bekliyorum
**
ATATÜRKÜN Cumhurbaşkanlığı maaşından yaptığı tasarruflarla kurup ulusa emanet ettiği Atatürk Orman Çiftliğinin mümkün olduğunca büyük önderin bıraktığı hale dönüştürülmesini…
Eğer çiftlik alanı üzerine kurulan kaçak sefahat sarayının yıkılması akla yatmıyorsa “Gazi Mustafa Kemal Paşa Üniversitesi” adıyla eğitime ve Atatürk’ün başka emanetleri Türk Dil ve Türk Tarih Kurum gibi Cumhuriyet kurumlarının yönetim merkezi olarak tahsisini umut ve hayal ediyorum…
Başta Emekli Amiral Türker Ertürk ve Prof. Celal Şengör gibi bazı önemli isimler son gayri resmi bilgilere göre bir günlük harcaması 20 milyon lira olan ve bir asgari ücretlinin 23 yılı aşkın süre çalışarak eline geçebilecek toplam paranın karşılığı olan sefahat sarayının bir süre “sefahat müzesi” olarak kullanılmasını öneriyorlar.
Prof. Şengör konuya ilişkin şunları söylüyor:
“İktidar değiştiğinde külliye ilk bir sene müze olarak sergilenmeli. Halk ucuz ekmek kuyruğunda beklerken, saray ahalisinin nasıl bir şatafat içinde yaşadıklarını, altın varaklı tuvaletleri, ejder meyvelerini görmesi lazım. Görsün ki bir daha saraylı yönetici istemesin.”
***
ÜNİVERSİTE konusu açılmışken bu konudaki bir beklentimden daha söz etmek isterim;
Onu tanımadan Atatürkçülüğün, devrimciliğin ne olduğunun, devrim günlerinin coşkusunun tam olarak anlaşılamayacağı…
41yıllık ömrüne bir insanın hayatına sığmayacak kadar çok şeyler başaran tam adıyla Dr. Mustafa Reşit Galip Baydur’a ulus olarak vefa borcunu ödenmesine ilişkin beklentimden…
Dr. Reşit Galip tıp doktoru aynı zamanda Edebiyat doktoru…
Tarih, müzecilik, dil uzmanı…
Andımızın adı unutulmaz yazarı…
Gazeteci başyazar..
Köycüler Cemiyeti’ kurucularından biri olarak köy kalkınmacılığının, Köy enstitülerinin esin babası…
Halkevlerinin geliştirilip yaygınlaştırılmasını sağlayan…
Atatürk’ün bütün hedeflerinin uygulayıcısı olarak Nazi işgalinden kaçan ve bir başka Batı ülkesine gidebilecek olan bilim insanlarını ikna ederek Türkiye’yi tercih etmelerini sağlayıp çağdışı Darülfünunu çağdaş üniversiteye döndüren üniversite devriminin ve ibadet dilinin halkın dinini anlaması için Türkçeye çevrilmesinin mimarı…
Dr. Reşit Galip ırkçı Batılıların, Türklerin “uygarlığa katkısı olmayan mongoloid sarı ırk” iddialarını Atatürk’ün isteği üzerine yürüttüğü antropometri araştırmaları ile Türklerin ‘Homo Alpinus’ denilen Avrupa’nın beyaz ırkına mensup olduklarını, ataları ön Türklerden olan Turskus diye de anılan Etrüskler olan İtalyanlarla Türklerin DNA’larının yüzde 97’si ortak olduğunu ortaya çıkararak çürüttü.
***
TIP eğitimini yarıda bırakıp katıldığı Balkan Savaşında aldığı yaralar kapanmadan Kafkas cephesine koştu.
Ardından Çatalca cephesinde iken yine gönüllü olarak I. Dünya Savaşı’na katılıp, Çatalca ve Kafkasya Cephelerinde savaştı. 1919’da Yunan işgalinin başlaması üzerine Tavşanlı’da Müdafaayı Hukuk Cemiyetinin kurulmasını üstlenerek Yunanlılara karşı bir cepheyi örgütledi.
***
TÜRK Tarih Kurumunun kuruluşunun önayak olurken, Türk Tarihi Tetkik Heyeti Genel Sekreterliğini yaptı.
Şeyh Sait ayaklanmasınınım ardından kurulan İstiklal Mahkemesi üyesi…
Aydın milletvekili…
1932 yılında atandığı Milli Eğitim Bakanlığı grevinden 11 ay sonra TBMM’deki tutucu kesimle yaşadığı kadro polemiği nedeniyle istifa etti.
1934 yazında Moda’daki bir deniz kazasında kızlarını kurtarmaya çalışırken akciğerlerini üşütüp zatürreye yakalanarak yatağa düştü. Keçiören’deki mütevazı bağ evinin kütüphanesinde kitapları arasında basit bir demir karyolada yedi ay adeta ölümü bekleyerek hastalıkla boğuştu.
Öldüğünde henüz 41 yaşındaydı ve cebinde sadece beş lirası vardı.
***
BÖYLE bir insana saygı duyulmaz da ne yapılır?
Ancak okullarda Andımızın okunmasını yasaklayan, Cumhuriyeti kuran bütün kahramanlara yaptığı gibi kafatasçılıkla suçladığı Dr. Reşit Galip’in adına da kara çalan, Türklük, devrim, çağdaşlaşma düşmanının büyük devrimci hakkında söyledikleri nasıl unutulur?
“Andımız olarak bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan, üniversiteleri perişan etmekle bilinen Reşit Galip’ti. Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır. Ayrı Reşit Galip insanları kafataslarına göre sınıflandıran sözüm ona bir bilim insanıydı. Ant uygulamasının cumhuriyetimizle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Ant uygulamasının Cumhuriyetimiz ile Cumhuriyetin temelleriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. CHP ve MHP, bu uygulamanın tarihini bilmedikleri, bu uygulamanın tarihi gelişimini okuma zahmetine girişmedikleri için kestirmeden bir istismar kampanyası başlatıp, milleti yanıltma yoluna gidiyor. Ant uygulaması içeriğindeki sorunlar bir yana, en başta şekil olarak bugüne, olarak bugüne, bugünün Türkiyesi’ne, bugünün dünyasına denk düşmeyen bir uygulamaydı.
Dr. Reşit Galip son derece tartışmalı isim öyle mi?
Bilimsellik çağına yabancı Darülfünun’u çağdaş üniversite düzeyine ulaştırmak üniversiteyi perişan etmek öyle mi?
Türkçe ezan zulüm öyle mi?
Andımızın okunması bugünün dünyasına denk düşmeyen bir uygulama öyle mi?
Biri ona ABD’de yaşayan farklı ulus kökünden gelen insanları, tek bir millet olarak bir araya getirmek amacıyla 1892 yılından beri okullarda her sabah öğrencilerin ant yemini ettiğini, kamu toplantılarının bu yeminle başladığını, bayrak töreni yapılırken ayağa kalkılıp hep bir ağızdan yemin metninin seslendirildiğini öğretse…
***
DR. REŞİT GALİP’E ulus olarak vadesi gecikmiş bir vefa borcumuz var.
Gelin ödeyelim artık
Reşit Galip adı taşıyan sadece İstanbul Zeytinburnu’nda bir ilkokul ile Ankara’da ve Nazilli’de birer cadde var.
Rize’de tarih kayıtlarına Cumhuriyet tarihinin en kara döneminin baş aktörünün adın taşıyan üniversite var…
Milletin a… na koyduk diyen soyguncunun adını taşıyan okul var.,
Rektörü sarıklı bir üniversite var
Üniversite reformunun mimarı, Dr. Reşit Galip adını taşıyan bir üniversite yok
Bir beklentim de işte bu;
Bir Üniversiteye Atatürk devrimlerinin koca yürekli fedaisi “Dr. Mustafa Reşit Galip Üniversitesi” verilmesi ve Andımızı yasaklayan kişinin bilimsellikle hiç anılamayacak olan adının da o resmi kamu kurumlardan TC ibaresini nasıl silmişse aynı şekilde silinmesi…
****
ATATÜRK düşmanlığı nedeniyle yok edilen ve yıkılmadan önce Avrupa’nın en işlek havalimanı olan Yeşilköy Atatürk Havalimanı arazisi üzerinde Havacılık ve Uzay Araştırma Merkezi kurulaması tasarlandığı açıklaması duyuruldu.
Eğer böyle bir kurum oluşturulacaksa toprak rantı aç gözlüğü ile kurulan ve kötü havalarda işe yaranmayan uyduruk havalimanı arazisi üzerinde yapılması ve Atatürk havalimanın yıkılmadan önceki haline getirilmesi, verilen zararın yıkıcı-yok edicinin gerekirse yedi göbek sülalesine ödettirilmesi bir başka beklentim…
***
GELİN sevgili dostlar bunları sürekli olarak ve bıkmadan usanmadan dile getirerek kamuoyunun bilincine dikte edelim
…ve gelin inadına tekrarlayalım…
“Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”
Öteki ortak beklentilerimizde buluşmak üzere…

Düşlerimdeki “Dr. Mustafa Reşit Galip Üniversitesi” …
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin