Getting your Trinity Audio player ready...
|
Resmi rakamlara göre 50 bini aşkın kişinin yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler sonrası ortaya çıkan skandallar bitmiyor.
Birgün gazetesi yazarı Bahadır Özgür’ün haberine göre, Antakya’da depremde ağır hasar gören bir binaya, ‘imar affı’ndan sonra af getirmişler.
Özgür yazısında, Antakya’da depremde ağır hasar gören ve bina sakinlerinin şans eseri hayatta kaldığını söyledikleri 2020 yılında biten Nasa Kent Apartmanı’nı ele aldı.
Binada kiracı olan ve bazı katlarının kaçak yapıldığından şüphelenen Görkem Ulaş’ın Cimer’e başvuruda bulunduğunu söyleyen Özgür, Cimer’den gelen yanıtı şu sözlerle aktardı:
“Cimer üzerinden soruların iletildiği Antakya Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, 5 Ağustos 2022 günü yanıt gönderiyor. Yanıtta şöyle deniliyor: ‘789 ada 568 parseli kapsayan alanda Uygulama İmar Planı 1 Ağustos 2022 tarihi itibariyle askıya çıkarılmış olup, askıda bulunan planda en fazla 8 kata izin verilmiştir. Söz konusu parselde yapılmış olan 11 katlı binanın geçerli bir yapı ruhsatı bulunmadığından dolayı kat irtifak izni için uygun değildir. İlgili Cimer başvurusuna istinaden Zabıta Müdürlüğüne şikayet sevkedilmiş olup tespitlerin yapılıp Müdürlüğümüze bilgi verilmesi istenmiştir.’
Özgür, Nasa Kent Apartmanı’nın sekiz kat izni olmasına karşın, 11 kat yapıldığını belirterek, “CİMER’e başvuran Gökhan Ulaş ve avukat eşi Ebru Ulaş, belediyeden gelen yanıta rağmen işin peşini bırakmıyor. Ulaş’ın sunduğu 7 Ocak 2018 tarihli uydu görüntüsünde binanın sadece üç katının tamamlandığı görülüyor. Mayıs 2020 yılında çekilmiş bir fotoğrafta ise bina 11 kata kadar yükseltilmiş. Oysa ‘imar affı’ kanunu, 31 Aralık 2017’den önce yapılmış binaları kapsıyor. Ulaş, kanıtlara bakıldığında aleni şekilde ‘imar affı’ başvurusunun sahte olduğunu vurguluyor. Müteahhit tam 42 daire için ayrı ayrı af almış” diye yazdı.
‘BELEDİYE GÖZ YUMUYOR’
Müteahhitlerin şehrin göbeğine göz göre göre kaçak yapı diktiğini kaydeden Özgür şu ifadeleri kullandı:
“Belediye yeni imar planı çıkardığı yerde bile buna göz yumuyor. Denetim firması uygun raporlar veriyor. Sonra suçlar birikince siyaset işe el atıyor ve milyonlarca kaçağı, birkaç cümlelik yasayla aklıyor. Yapı sahiplerinin beyanı, kanıt için yeterli sayılıyor.
Yapı sağlam mı, güvenli mi gibi soruların yanıtı da muhatabı da kalmıyor. Zira belediyelerin, affa uğramış binada sorumlulukları bulunmuyor. Nihayetinde bir doğa olayı, felakete dönüşüp insanların canını alıyor. Bundan daha acımasız, daha tehlikeli bir organize suç şebekesi olur mu?”