Advert
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Utanmazlar!

Utanmazlar!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

 

Afganistan’da, Taliban kız çocuklarının ilkokula gitmesini de yasakladı… Üniversitelerden başlayan yasak sonunda eğitimin tüm kademelerine kadar indi. Kadınların yalnız kamuda değil, sivil kuruluşlarda çalışmasına da yasak geldi… Kadınlar, kendilerini bu dünyanın egemeni, öbür dünyanın da sahibi sayan mankurtlaşmış kafalar tarafından yalnızca bir hizmet ve haz nesnesi olarak istenildiği gibi kullanılabilir!

Televizyon haberlerinde Taliban kararlarına karşı açıklama yapan ABDli yetkilileri gördükçe, duydukça, bildiğim en galiz küfürleri arka arkaya sıralıyorum…

İkiyüzlü şerefsizler! Utanmazlar! Yalanlarınızda boğulun! Namussuzlar!

Dünyada silahlı din terörünün arkasındaki güç ABD emperyalizmidir…

ABD emperyalizminin besleyip büyüttüğü o terör örgütleri, kadınları esir pazarlarında da sattılar!

Emperyalizmin Şarkiyatçı ikiyüzlü politikaları bütün İslam coğrafyasını inanılmaz bir geriliğe, gericiliğe sürükledi… IŞİD’in de, Taliban’ın da, El Kaide’nin de, El Nusra’nın da, silahlı tüm terör örgütlerinin arkasındaki güç de doğrudan ya da dolaylı olarak ABD emperyalizmidir.

Türkiye’de Siyasal İslam üzerinden (vesayet ve darbeciliğe karşı ince bir politika izlenerek, yurtsever bütün savunma güçleri yok edilerek) iktidara getirilen AKP iktidarının arkasındaki gerçek güç de ABD emperyalizmidir. TBMM’de ilk türbanlı milletvekili olmakla övünen ve zamanında o hakkı elinden alınan kadını tüm dünyada “din hürriyeti” adına dolaştırıp konferanslar verdiren ABD’nin doğrudan başkana bağlı ACRFA adlı örgütüdür (Sivil Örümceğin Ağında – Mustafa Yıldırım).

ABD emperyalizminin bu olaylardaki rolünü, FETÖ olayında da açıkça yaşadık gördük.

FETÖ liderine ve onun adına Georgtown’dan Londra’ya, Abant’a, Yalıkavak’a, konferanslar düzenleyenler de onlardı. Bizdeki “liberal” geçinen dalkavuk aydınların da katıldığı o toplantılarda CİA ajanları da konuşmacı oldular…

CIA Türkiye İstasyon Şefi Paul Henze’nin çalışmalarında ve söyleminde de Atatürk’ün laiklik ilkesinin eskidiği, ulus devletlerin çözümsüz olduğu, Türkiye için coğrafi bir federasyonun gerekliliği, Türkiye’nin Türk ve İslam kimliğini kullanarak Orta Asya’ya doğru bölgesel güç olarak nüfuzunu genişletebileceği gibi öğeler öne çıkmaktaydı (Paul B. Henze, “Türkiye 21. Yüzyıl’a Doğru”, Graham E. Fuller, “Türkiye’nin Yeni Doğu Oryantasyonu”, Westview Press/ A Rand Study, Boulder, San Fransisko, Oxford, 1993, aktaran Muzaffer İlhan Erdost, Küreselleşme ve Osmanlı “Millet” Makasında Türkiye, s 20).

Bir ucu doğrudan ABD Başkanı’na bağlı Dış Ülkelerde Din Hürriyeti Danışma Komitesi (ACRFA) bir ucu Türkiye’deki Amerikan istihbaratçısı NGO, Türkçesi STK (Sivil Toplum Kuruluşları) olan örgütler aracılığıyla ülke kültürel yaşamı yönlendirilmeyi başardılar. Adı geçen vakıf ve diğer örgütlerin düzenlediği toplantılarda aralarında hem SHP ve DSP’li, hem MHP’li politikacıların bulunduğu çok değişik kesimlerden politik adlar, bakan düzeyinde yöneticiler de yer aldılar…

Bugün de adliye önlerinde “Kahrolsun Kâfirler” diye sarıklı cüppeli gösteri yapan ve iktidar tarafından kollanan cemaat ve tarikatların arkasındaki gerçek güç ABD emperyalizmidir. 1950’li yıllardan başlayarak Fethullah Gülen’in de kurucuları arasında olduğu “Komünizmle Mücadele Derneği”nden “İlim Yayma Cemiyeti”ne, din esasına dayalı politika yapan bütün pıtırak gibi bitmiş ve olağanüstü etkin kuvvetlere erişmiş örgütlerin arkasındaki güç hep ABD’nin açık ve gizli kurum ve kuruluşları oldu…

Emperyalizm “Şarkiyatçı” politikalarına Napolyon ile başlamıştı. 1798 yılında Mısır’ı işgal eden Napolyon’un, İskenderiye’de “nous sommes les vrais Musulmans” (biz gerçek Müslümanlarız) deyişi bir işaret fişeği gibi atıldı dünya kültür tarihinde… (Edward Said, Şarkiyatçılık, s 91). Napolyon söyleminde ortaya çıkan bu Şarkiyatçı ikiyüzlülük, onun Fransızlara yaptığı açıklamalarda dupduru ortaya çıkar: “… Benim papacı olduğum söylenecek: Hiçbir şey değilim ben. Mısır’da Müslümandım. Burda da halkın iyiliği için Katolik olacağım ben. Gerçekte dine inanmıyorum. (…) Servet eşitsizlikleri olmadan bir toplum var olmaz. Servet eşitsizlikleri de din olmadan ortaya çıkamaz…” (Berfin Bahar, Abdullah Rıza Ergüven, Sayı 288, Şubat 2022, s 8)

II. Dünya Savaşından sonra Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Yakın Asya’da Fransız ve İngiliz emperyalizminin yerini ABD emperyalizmi aldı…

İkiyüzlüler, şerefsizler, utanmazlar! Bütün İslam ülkelerini kasalarından ve saraylarından, şatafatlarından başka şeyi gözü görmeyen işbirlikçileri aracılığıyla kontrol altına almaya çalıştılar. Afganistan’daki uyuşturucu çetesi Taliban’ın da asıl patronu onlardır.

ABD’li araştırmacı Joan Didion’un Varlık dergisinin Nisan 2003 tarihli sayısında çevirisi yayınlanan “Sabit Fikirler ya da Tarihin Dönüm Noktası” başlıklı yazısı Doğu toplumunda yükselen “radikal İslamcılık” ile emperyalizm arasındaki ilişkileri bir kez daha göz önüne sermişti. “1980’lerin başlarında, Washington’da gerçekleşen Muhafazakâr Siyasal Eylem Konferansı’nın ‘Sovyet İmparatorluğu’nu Geri Püskürtmek’ konulu bir oturumuna katılmıştım. O günkü konuşmacılardan biri olan Jack Wheeler adında bir tür maceracı-ideolog, mücahitler denilen Afgan özgürlük savaşçılarının yanından yeni dönmüş olduğundan bahsedip duruyordu. ‘Bir İslami dirilişi başlatmak için’ Sovyetler Birliği’ne gizlice Kuran nüshalarının sokularak (Sovyetler’in) ‘bin yerinden kesilerek öldürülmesini önerince ayakta alkış aldığını anımsıyorum.” (Joan DIDION, “Sabit Fikirler ya da Tarihin Dönüm Noktası” başlıklı yazı, Varlık, Nisan 2003)

“Türbana özgürlük” diye politika yapanlar, türbanın ABD’de planlanmış ve tepe tepe kullanılmış bir örtünme biçimi olduğunu ya bilmiyorlar, ya bilmezden geliyorlar. Örtünmek isteyen örtünsün, zaten ülkemizde birçok şey kanıksandı! Ama yeter artık, kadınların başındaki örtü politika malzemesi yapılmasın. Öncelikle de kadınlar buna karşı çıkmalı… Afganistan’dan, İran’dan ders alınamazsa, bizim geleceğimizi de iyice karartacaklar…

Bizi at oynattıkları ülkelerden ayıran özellikler de var… Biz, yeryüzünün emperyalizme karşı ilk büyük Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bir ülkeyiz. Biz Gâzi Mustafa Kemal önderliğinde onlara asla unutmayacakları bir tokat atmıştık…

Bugün de gerçekleri gördükçe, ekmeğimizi, aşımızı da elimizden almış emperyalist politikalara hizmet edenlere karşı millet olarak karşı çıkmayı başardıkça, geleceğimizi aydınlatacağız.

Er ya da geç kurtulacağız emperyalizmin ve işbirlikçilerinin kurdukları tuzaklardan…

Gününüz aydın olsun değerli dostlar…

26 Aralık 2022, Alper Akçam

Utanmazlar!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin