Getting your Trinity Audio player ready...
|
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KYK borçlarıyla ilgili olarak gençlere “Faizli KYK borçlarını ödemeyin!” diye çağrıda bulunup “Bir sene içinde iktidara geliyoruz; sözünü verdiğim gibi, sizden sadece anapara talep edilecek, o da iş bulduğunuzda” açıklaması yapmıştı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da CHP liderinin bu çıkışının ardından KYK kredileri ile ilgili adım atarak öğrencilerin sadece anaparayı ödeyeceğini belirtmişti.
Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki günlerde gelecek olası benzer çıkışlarına karşı AKP’nin giriştiği hazırlıkları aktardı.
Balbay’ın “339 gün!” başlıklı bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Kılıçdaroğlu’nun KYK kredilerinin faizinin silinmesi önerisi doğal olarak toplumda karşılık buldu. Üniversiteyi bitirdikten sonra iş bulma kaygısına düşen gençler bir de öğrencilikte aldıkları krediyi üç-dört katı faiziyle ödeme yüküyle karşı karşıya idi. Kılıçdaroğlu’nun önerisi hem faizin silinmesini hem de anapara ödemesinin iş bulduktan sonraya bırakılmasını içeriyordu.
Erdoğan, kendine bakanlar kurulu toplantısından sonra açıkladı ki Kılıçdaroğlu’nun önerisinin bir bölümünü kabul etmiş!
İktidar medyası gençlere verilen bu ‘müjdenin’ Gençlik ve Spor Bakanı’nın teknik çalışması, cumhurbaşkanının uygun bulması ile gerçekleştiğini yazsa da başta gençler olmak üzere herkes biliyor ki öneri Kılıçdaroğlu’ndan geldi.
Aldığımız bilgilere göre bu durum Saray katlarında sorun yaratmış. Bakandan bu tür toplumsal karşılığı olan, özellikle gençleri etkileyecek adımları ‘Kılıçdaroğlu’nun diline düşmeden’ hazırlaması istenmiş. Hatta önümüzdeki günler için bu tür başka “müjdeler” icat etmesi iştenmiş.
Kılıçdaroğlu’nun KYK faizini sildirmesi önceki benzer durumları da anımsattı. Emeklilere bayram ikramiyesi, asgari ücretin artırılması, 3600 ek gösterge, elektrik faturalarındaki TRT payı ilk akla gelenler.
Bunlar iktidara aday bir muhalefet partisinin övünebileceği şeylerdir. Ancak bunlarla iktidara yürünmez. Tek tek sorunların çözümüne katkıda bulunmak tek başına iktidara yürümeye yetmez.
Örneğin ‘geri sayımı başlatıyoruz’ deyip yeni iktidarda yapılacakları halkın anlayacağı netlikte gündemde tutmak gerekiyor.
Gerek ülkemizde gerekse dünyada değişimin iki-üç sözcüğü geçmeyen sloganı olur. Bu bazen bir sözcük de olabilir. ‘Bıktık’, ‘yeter artık’ gibi sözcükler yerine umudu içeren sloganlar daha çabuk sahiplenilir. Bu bağlamda o sloganı siyasilerden çok halkın benimsemesi ve dillendirmesi önemlidir.
CHP, gündeme getirip iktidara yaptırdıklarını şöyle bir slogan altında anlatabilir:
Çöze çöze geliyoruz!”