Getting your Trinity Audio player ready...
|
Yılmaz ATEŞ (TBMM 22. Dönem Başkanvekili)
Kazakistan’daki darbe girişimi ve bir milletvekilinin geçmişte terör örgütü kampındaki ilişkilerini gözler önüne seren fotoğraflar, siyasetin bir numaralı gündemi oldu.
Terörün yarattığı derin acılar, demokratik ülkeleri ciddi tedbirler almaya yöneltti. Yakın bir zamanda Balkanlar kan gölüne dönüştürüldü. Tito’nun ölümünden sonra artan etnik çekişmeler, ekonomik bunalım ve Doğu Avrupa’daki konjoktürel değişiklikler nedeniyle yaklaşık 20 yıl süren karışıklık ve kanlı iç savaş sonunda Yugoslavya yedi ayrı egemen devlete bölündü. Bölünmenin acıları devam ediyor. Nehirleri yıllarca kan akarken, Birleşmiş Milletler ve NATO seyretti. IMF ve Dünya Bankası ekonomik krizden yararlanarak Yugoslavya’yı çökerten boyutta ağır şartlarla krediler verdi. Avrupa’da stratejik bir öneme sahip, 3. Dünya ülkelerinin lideri Yugoslavya’nın parçalanması için Batı’nın siyasi, ekonomik, ideolojik ve askeri eylemlere giriştiği bilinen bir gerçektir. Batı’nın gazına gelen Milosoviç’in “Büyük Sırbistan” yaratma macerası, kendisinin ve Yugoslavya’nın sonunu getirdi. Bütün ve büyük bir devletin vatandaşı olan halklar bugün ayrı devletçiliklerde yaşıyorlar; insanlar bin pişmandır.
Orta Doğu’da kan akmaya devam ederken, Kuzey Afrika kanatıldı. Afganistan ağır bedeller ödedi, ödemeye devam ediyor. Asya’da stratejik konumda olan Kazakistan, darbe teşebbüsünü atlatmış görünmesine rağmen tehlike devam ediyor. Yugoslavya’nın parçalanmasındaki Batı’nın etkin rolünü, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Mısır, Suriye, Irak ve Kazakistan’da görmemek mümkün müdür? Batı’nın eli sopalısı, devletleri ya teslim alacak, ya da ülkenin hassas değerleri etnisite, din-mezhep, insan hakları ve demokrasi silahlarını kullanarak parçalara ayıracak, başaramazsa da kan gölüne çevirecek.
Türkiye’deki darbeler, darbe girişimleri, 60 yıldır akıtılan kan, inanç ve etnisite üzerinden birliğimize ve bütünlüğümüze musallat olan terör örgütü lider kadrolarının Kandil’de, Pensilvanya’da beslenmesi, donatılması, silahlandırılması Batı hamiliği dışında başka türlü açıklanabilir mi?
Türkiye’nin her iki terör örgütüne karşı elde ettiği başarılardan rahatsız olan Batı, bütün dünyada konjoktürel olarak yaşanan ama Türkiye’de daha da ağırlaşan ekonomik koşullar ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kullanarak Türkiye’yi teslim almak istemektedir. Türkiye’nin teslim olmayacağı kesindir. Ancak, Batılı güç odaklarından demokrasi, insan hakları, inanç özgürlüğü beklemek, oy hesaplarıyla terör örgütlerini masumlaştırarak nemalanmaya kalkmak kabul gören politikalar değildir.
Yaşanan sorunlara çözümü emperyalizmin reçetelerinde arayan devletlerin, milletlerin tarih boyunca yüzü gülmemiştir; yarın da gülmeyecektir. Terör çözüm olamaz, siyaset teröre müsamaha göstermemeli, gereğini yapması için hukuk ve demokrasinin yolunu açmalıdır. Sorunlarımızın çözümünü bilim, hukuk, demokrasi, milli irade ve ulusal birliğimizde görmemek, emperyalizme hizmet etmek olur.
13.01.2022