Advert
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bülent Ecevit; Türk Siyasi Ahlakın Temsili idi!

Bülent Ecevit; Türk Siyasi Ahlakın Temsili idi!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

Bugün 5 Kasım.

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in ölümünün 15’inci yıl dönümü.

Türk siyasi hayatında, kusurları da olsa -hangimizin yok ki- örnek, yürekli, dürüst, namuslu ve vatan sever bir siyasetçi ve de devlet adamı idi.

1950’li yıllarda Kıbrıs’ta başlayan Ada’yı Türklerden arındırma politikasına, kendinden önceki devlet yöneticileri gibi acze düşüp rıza göstermeyip ve hükümet ortağı Necmettin Erbakan ile Kıbrıs Türkü’nün 1974 yılında kurtarıcısı olan bir kahraman olmuştu aynı zamanda, Bülent Ecevit.

Son hükümet ettiği yıllarda, ülkede yaşanan ekonomik krizden etkilenen bir esnafın ayakları dinine attığı yazar kasadan ötürü hukuki bir kovuşturma açtırmayacak kadar ülke insanına hoş görülü bir devlet adamı ve siyasetçi idi.

Bir de bugünlerle o günleri karşılaştırınız?

Bugün bırakın ülke yöneticilerine yazar kasa fırlatmayı, söz fırlatan 100 bin in üzerinde, genç – öğrenci ve yaşlısi ile Türk insanı mahkeme kapılarında sürünüyor.

Bülent Ecevit’i çok yakından tanıma ve kendisi ile uzun saatler konuşma ve de düşüncelerinden esinlenme şansına ulaşmıştım.

Bir konuşmamızda, hakkında dini duygularının zayıf olduğu konusundaki dedikodulara canı sıkılmış olacak ki “İmam Hatip okullarının önemli bölümünü sanki biz açmadık” demişti.

Doğru! O yıllarla açılan imam hatip okullarında ön görülen politika, Türk müslümanının İslam dinini eğitimli din adamlarından öğrenmesi amacını taşıyordu.

Ama gelin görünüz ki, o okullardan çıkan çocuklar, sağ eksenli siyasi partiler tarafından ileri yıllarda siyasal ve siyaset alanlarına çekildiler.

O yıllarda imam hatip okullarına giriş 8 yıllık, yani ortaokul öğreniminden sonra idi.

15 yaşından sonra, aynanın karşısında saçlarını tarayan o kuşakların her şeye şeye rağmen “kindar” bir gençlik olma durumu sözkonusu değil idi.

Bugünkü 4+4+4 eğitiminde, ilk 4 yıllık eğitimden sonra başlayan imam hatip eğitimi farklı amaçlara yönelik olduğu bilinmekte ve de yöneticilerin kendileri tarafından itiraf edilmekte ve söylenmektedir.

Bülent Ecevit, bilindiği gibi son yıllarını ağır hastalıklarla mücadele ederek geçirmişti..

Hastalık söz konusu olduğunda; “Bugün ne oldum deme. Yarın ne olacağım de”, derler büyüklerimiz.

Bu özdeyiş bir tekerleme olmuştur.

Ve o 2000’li yılların başlarında Bülent Ecevit’in hastalığının yükselmesi ve de beraberinde vücut hareket gücünün azalması ile alay edenlerin bugünkü sağlık durumlarına ben yine de üzülüyor ve “Allah kendilerine şifalar versin ve gelecek genel seçime sağlıklı gidebilsinler”, diyebiliyorum.

Türk siyasi tarihi ve sahnesindeden namus timsali olarak geçip izler bırakan Bülent Ecevit üzerine inanıyorum ki, “Z Kuşağı” diye bugün adlandırılan çocuklarımız, yapacakları araştırmalarla ülkemizin tekrar düzlüğe çıkması için, bugünkü ülke yöneticilerinden değil ama,

Bülent Ecevit’in siyaset ve devlet yönetim biçiminden dersler alıp, yönelip sahip çıkacakları ATATÜR İlkeleri ile ileri yıllarda ülkemizin kendi kendine yetme, demokrasi, insan hakları, laiklik, çağdaş dünya ile bütünleşme ve de milli ekonomi alanlarında istikrara kavuşmasında, düşüncelerinden yararlanacaklardır.

Ben de Bülent Ecevit ile 1980’lı yıllarda,
siyasi yasaklı olduğu günlerde, gerek Or’An’daki evinde, Hamburg üniversitesi konuk evinde, Bremen’de gecenin geç saatlerinde bir otel lobisinde baş başa, Almanya’da Schleswig-Holstein Eyalet Parlamento SPD grubu toplantısında, Kiel Belediye Sarayında ve de Orta

Avrupa ülke kentlerinde, siyasi görüşlerine gönül vermiş bir grup arkadaşımız ile birlikte yaptığımız görüşmelerimizde aldığım notlarımı, başka yazılarımda sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

1980’lı yılların başlarında Cebeci Cezaevi ile Askeri Dilokulu’da nda tutulduğu dönemlerde, adına bastırmış olduğu antetli kağıtlar üzerinde “….. siz Türkiye’dekilere göre daha özgürsünüz. ……” diyerek istek ve ricalarını sıraladığı yazılarını eşi Rahşan hanım çantasında dışarı çıkarıp, adresime gönderenin adı olmaksızın mektup olarak gönderir, yapılması gerekenleri, içinde bazı konuları isteği üzerine arkadaşlarımla da paylaşarak, severek ve de o günün siyasal ortam ve yaşamın risklerine rağmen, ülkemizin bir an önce demokratik ayarlarına dönmesi için, yerine getirmeye çalışırdık.

Ruhu şad olsun.
Remzi Uysal
Lübeck, 05.11.2021

Bülent Ecevit; Türk Siyasi Ahlakın Temsili idi!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin