Getting your Trinity Audio player ready...
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Mart 2020’den sonra ilk kez Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yüz yüze görüşme gerçekleştirmek için Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki şehri Soçi’ye gitti.
Erdoğan’a ziyaretinde MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın İletişim Başkanı Fahrettin Altun eşlik edecek.
Görüşmelerde en önemli başlık olması beklenen ‘‘İdlib’’ konusunda Rusya’ya dair eleştirel yaklaşımı ile öne çıkan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Erdoğan’la birlikte Soçi’ye gitmemesi dikkat çekti.
Pandemi döneminde telekonferans yöntemleriyle iletişim kuran iki liderin görüşmesinin ana gündem maddelerinden olan İdlib’te Ağustos ayından bu yana Suriye ve Rusya’nın hava saldırıları arttı.
‘‘Rusya İdlib’te diyalogla alamadığını silah zoruyla yaptırma peşinde’’
Gerçek Gündem’in görüştüğü Rusya uzmanı Aydın Sezer, Rusya’nın Türkiye’ye İdlib konusunda güçlü bir mesaj vermesinin ihtimal dahilinde olduğunu söyledi.
Sezer, ‘‘ İdlib maalesef zıvanadan çıktı. Bunun temeli Erdoğan ve Putin’in 5 Mart 2020’de yaptığı son görüşmede karara bağlanan Suriye’deki M4 karayolu konusunda Türkiye’nin taahhüt ettiklerine yerine getirmemesi. Bildiğiniz gibi Türkiye M-4 otoyolu üzerinde kurulacak ‘güvenli koridor’u garanti etti. Bu koridor, otoyolun her iki tarafında da 6 kilometrelik bir derinliğe yayılacaktı ama böyle olmadı. Ağustos’tan beri artan saldırılarda 87 şehidimiz var. En son geçtiğimiz hafta 3 şehit verdik. Beşar Esat içinde bulunduğu ekonomik şartlar nedeniyle M4 karayolunu tamamen kontörlü altına almak istiyor. Rusya da bunu destekliyor. Mümkün olan en kısa sürede Esad ve Rusya’nın kntorlüne geçmesi isteniyor. Ancak daha geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Suriye bize tehdit oluşturuyor’ dedi. Ruslar bu tavırdan hoşnut değil. Bildiğiniz gibi çözüm için ya da daha net söylemek gerekirse barış için Moskova, iki ülkenin istihbarat başkanları görüştürdü, Adana Protokolü’nü hatırlattı. Fakat hiçbir sonuç alamadı. Son hava saldırılarına baktığımızda diyalogla sonuç alamayan Rusya bu işi bize silah zoruyla yaptırma peşinde diyebiliriz’’ dedi.
Doğal gaz da çok önemli başlık
İdlib kadar önemli bir başka mesele, doğal gaz.
Türkiye ile Rusya arasında doğal gaz konusunda uzun yıllara dayanan işbirliği geçmişi var. Türkiye Kırım krizinde dahi Batı ülkelerinin kuzey komşusuna uyguladığı ambargoya katılmadı.
Hatta bununla da kalmayıp özellikle ABD’nin karşı çıktığı Güney Akım hattına olur verdi. Ancak bu hat gerçekleşmedi ve bundan sonra adını Putin’in koyduğu Türk Akımı hattı gündeme geldi ve Ocak 2020’de açıldı.
‘‘Doğal gazda ipler Putin’in elinde, Türkiye’de doğal krizi kapıda’’
Ancak Rusya uzmanı Aydın Sezer, Türkiye ile Rusya arasında doğal gaz anlaşmaları konusunun çözümlenmediğini geçtiğimiz hafta Moskova’da temaslarda bulunan Enerji Bakanlığı ekibinin sonuç alamadığını söyledi.
Sezer, ‘‘İkili ilişkilerde bir numaralı konu doğalgaz. Türkiye’de bu yıl ağır geçeceği düşünülen kış şartlarında ciddi bir arz açığı var. 2021 sonu itibariyle Batı hattı sözleşmeleri sona ereceğinden 2022’ye çok ciddi doğal gaz açığıyla gireceğiz. Sona eren antlaşmanın miktarı 4 milyar metreküp. Bir de uluslararası tahkimde 2,5 milyar dolarlık cezayı ödemeyen Türk özel şirketlerine 4 milyar metreküplük gaz akışının da Moskova tarafından kesildiğini dikkate alındığında açık 8 milyar metreküp oluyor. Daha da vahimi şu, Türkiye’nin bu yılki talebi 60 milyar metreküp ve 42 milyar metreküplük elimizde sözleşme var. Bu ciddi bir gaz açığı demek. Kısıntılar, kesintiler kapıda. Ama sorun burada da bitmiyor. Biz Rusya’dan doğal gazı 240 dolardan alıyorduk. Avrupa ise bugün 1000 dolar ödüyor aynı miktarda doğal gaza. Rusya kontratı 275 dolardan uzatmak için iki yıl uğraştı, biz yanaşmadık. Şimdi ipler tamamen Putin’in elinde’’ dedi.
‘‘S-400 alımı Türkiye-ABD ilişkilerini daha da çıkmaza sokar’’
Görüşmelerde üçüncü başlık elbette S-400 konusu.
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde ciddi sorunlara neden olan Rus hava savunma sistemini Türkiye henüz aktive etmedi. Ama ikinci parti S-400’ler konusunda iki ülkeden de açıklamalar yapıldı.
Aydın Sezer, ‘‘ Anlaşma gizli tutulduğundan bizim S-400’lerle ilgili kaynağımız Rus basını. Bu mecralardan bildiğimiz kadarıyla 2 sistem ve 4 batarya için 2,5 milyar dolar ödendi. Türkiye’ye 1 sistem ve 2 batarya geldi. 1 sistem 2 batarya ise opsiyonel nitelikte idi. Tabii Türkiye S-400 alımına devam edecekse Türk- Amerikan ilişkilerinin daha da çıkmaza girmesi çok muhtemel. Bu ülke ekonomisini de etkileme potansiyeline sahip. Bu konudaki gelişmeleri de göreceğiz’’ dedi.