Getting your Trinity Audio player ready...
|
Rusya’da örgütlü Sosyalist Akım ile Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) diyor ki:
Laçin koridoru bölgesinde yenilgiye uğrayıp Şuşa şehrini kaybeden Ermenistan, Türkiye tarafından desteklenen Azerbaycan güçlerine teslim olmak zorunda kaldı. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin başkenti Stepanakert, Azeri askerlerinin konuşlandığı Şuşa’dan birkaç kilometre mesafede. Bu durum, Laçin koridorunun kontrolü Azerilerin eline geçtikten sonra Ermenistan’ın yenilgisinin uzun sürmeyeceği anlamına geliyordu.
Moskova, Karabağ’daki karmaşadan, Şuşa’nın düşmesinden ve Stepanakert’in tehlike altında olmasından azami ölçüde yararlandı ve Ankara ile Baku bunu engelleyemedi. Rusya kendisini, savaşan taraflar arasında barışın “garantörü” olarak dayattı, fakat geçmişte de çok defa olduğu gibi Rus barış gücünün işgalci bir güç olarak görülmesi gerekir. Bu durum sonucunda, Moldova’daki gibi yeni bir “Transnistria” bölgesi ortaya çıkmış oluyor: Azerbaycan’ın işgal altındaki bu bölgesi yoluyla Moskova hem Azerbaycan hem Ermenistan üzerinde nüfuzunu arttırmış olacak.
Erdoğan, Putin’le ilişkilerinin bozulmasını istemiyor. Bölgesel bir güç olan Türkiye emperyalist Rusya karşısında üstünlük kuramaz. Ama Türkiye Azerbaycan’daki varlığını sürekli genişletmeye çalışacak. Ve böylece bölgeye sahip olmayı amaçlayanların yumuşak ve ağır çekim emperyalist mücadelesi başlamış olacak.
Türkiye Karabağ’ı kontrol etmeyi hem Rusya’ya karşı bir koz sahibi olmak için hem de Hazar denizine bir koridor oluşturup Avrupa’ya ihraç edilecek Özbek, Türkmen ve Kazak doğal gazına ulaşmak için istiyor. Ankara bu iki amacın birincisini başardı. Ancak ikincisini başarmak, Rusya buna doğrudan karşı çıktığı için kolay olmayacak.
Rusya’nın temel amacı, doğal gaz konusunda herhangi bir rakibin ortaya çıkmasını engellemek, çünkü doğal kaynak piyasasını elden kaçırmak Rusya için ekonomik yıkım anlamına gelir.
Aliyev ve çevresinin, iktidarlarını sürdürebilmek ve toplumdaki sallantılı yerlerini sağlamlaştırabilmek için küçük bir savaşta zafer kazanmaya ihtiyacı vardı, çünkü iç politikada bütün kartlarını toplumda çok tepki yaratan “istikrara” oynamışlardı.
Şu anda Türkiye’de ve Azerbaycan’ın ele geçirdiği topraklarda on binlerce Ermeni yaşıyor. Bu insanların herhangi bir şiddete maruz kalmasına izin verilmemelidir. Her türlü ırkçılık ve şovenizm engellenmelidir. Geçen yüzyılın başında yaşananlar tekrarlanmamalıdır. Tekrarlandığı taktirde, yeni bir savaş ve karşılıklı şiddet kaçınılmaz olacaktır.
Biz, Rus ve Türkiyeli enternasyonalist sosyalistler, Kafkasya halklarının işlerine emperyalist ve alt-emperyalist güçlerin müdahale etmesine karşıyız. Dış güçler Karabağ topraklarından çekilmelidir. Kafkasya halkları, aralarındaki etnik meseleleri kendileri çözmelidir; yaşam koşullarıyla ilgili kararları vermeye ve yapacakları seçimleri etkilemeye kimsenin hakkı yoktur. Bölgenin devletleri siyasi ve ekonomik anlamda bağımsız olmalıdır; koca koca ulusların kaderini kendi çıkarları doğrultusunda tayin etmeye kimsenin hakkı yoktur.
Halklar arasında barış ve dostluğu sağlamanın tek yolu kapitalistlerin iktidarını devirmektir. Milliyetçilikten ve şovenizmden kaynaklanan etnik çatışmaları aşmanın tek yolu işçi sınıfının iktidarıdır.