Getting your Trinity Audio player ready...
|
II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin ele geçirdiği hemen her yerde Yahudilerin imha edilmeden önce tecrit edildiği gettolar kurulmuştu.
Varşova GettosuBu, Hitler’in Avrupa’yı Yahudilerden “kurtarmaya” yönelik çözümünün bir parçasıydı. 340 hektarlık bir alanı kapsayan Varşova Gettosu’na ise 1942’ye kadar yaklaşık 500 bin Yahudi doldurulmuştu. 1942 yazından itibaren her gün 5 binden fazla Yahudi Treblinka’daki imha kampına gönderiliyordu.
Treblinka’dan kaçabilen birkaç Yahudi sayesinde, gettodan sürülenlerin doğrudan gaz odalarına gönderildiği Varşova Gettosu’ndaki yeraltı örgütünce öğrenilmişti.
18 Ocak 1943’te bir gemiyi dolduracak sayıda Yahudi’yi almak üzere gettoya giren Almanlar gizli Yahudi Muharebe Örgütü’nün (ŻOB) silahlı direnişiyle karşılaştı. Örgüt, Hitler’in niyetini ve yöntemlerini biliyordu. Sokak çarpışmaları dört gün boyunca sürdü ve yaklaşık 50 Alman ile çok sayıda Yahudi hayatını kaybetti. Çarpışmalar sırasında da ŻOB bazı Alman silahlarını ele geçirmeyi başardı. Almanlar geri çekildiler ve Nisan ayına kadar imha kampına nakil işlemini durdurdular. Yahudiler ise bu süreyi gettoyu korumaya hazırlanarak geçirecekti.
19 Nisan 1943’te, Naziler Varşova’daki Yahudi gettosuna yeniden saldırdı.
Bir önceki yaz, yaklaşık 300 bin Varşovalı Yahudi’yi Treblinka imha kampına ölüme göndermişlerdi ve Avrupa’nın en büyük Yahudi gettosunu boşaltmak üzere geri dönmüşlerdi. Ancak Yahudiler bu kez Almanların hiç beklemediği yoğunlukta bir direniş gösteriyorlardı. Yaklaşık bin Yahudi direnişçi karşılarındaki 2 bin Nazi askeriyle tam dört hafta boyunca savaşacaktı. Bu, “Varşova Getto Ayaklanması” olarak bilinen, soykırım süresince Yahudilerin gerçekleştirdiği en büyük direniş hareketiydi.
Varşovalı Yahudiler bu direnişin son şansları olduğunu biliyorlardı. Nazilerin karşısına beklenmedik büyüklükte bir ayaklamayla dikilmişlerdi.
Nazilerin yanıtı ise bütün gettoyu yakıp yıkmak olacaktı. Yahudiler, ellerindeki tüfekler, el bombaları ve Molotof kokteylleriyle düzinelerce Nazi’yi öldürdüler ve yaraladılar. Hatta Muranowski Meydanı’ndaki Nazi karargâhını da ele geçirdiler. Ancak Naziler bir süre geri çekildikten sonra daha fazla cephane ve askerle geri döndüler ve gettodaki her binayı teker teker ateşe verdiler. Ayaklanmanın liderlerinden Marek Edelman, yıllar sonra “Almanlara değil alevlere yenildik,” diyecekti. Alevler, Yahudi kültürünün en büyük merkezlerinden Varşova’da gökyüzünü kapkara hâle getirmişti. 16 Mayıs’ta sona eren Ayaklanmada 13 bin Yahudi hayatını kaybetti, 56 bini de sürüldü.
Polonya hükümetinden Szmul Zygielbojm, dünyanın bu katliamı büyük ölçüde görmezden gelmesine katlanamayanlar arasındaydı.
Sosyalist Szmul Zygielbojm, ayaklanma sırasında daha önce sürgüne gönderildiği Londra’daydı. Nazilerin hâlihazırda Avrupa genelinde bir yıldan fazla süredir gerçekleştirdiği soykırım karşısında sessiz kalmayı reddediyordu. Varşova’daki trajedi Birleşik Krallık ile Amerika Birleşik Devletleri’nin gerçekleştirdiği Bermuda Konferansı’nda büyük ölçüde görmezden gelinmişti. Zygielbojm, Varşova’yı terk edemeyen karısı ve kızı ayaklanma sırasında Naziler tarafından öldürülünce, 10 Mayıs 1943’te ölümcül dozda sodyum amital alarak intihar etti. İntiharıyla dünyanın ilgisini Varşova’ya çekmek niyetindeydi. Geride bıraktığı mektubunda ise şunları yazmıştı:
Polonya’da bütün Yahudi ulusunun katledilmesi suçunun mesuliyeti herkesten önce bu katliamı gerçekleştirenlere düşüyor; ancak dolaylı olarak bütün insanlığın, bugüne dek katliamı durdurmak için hiçbir ciddi adım atmayan Müttefik Devletler’in halklarının ve hükümetlerinin de üzerinde. Polonya’da hayatta kalan son Yahudiler de öldürülürken, onların bir sözcüsü olarak yaşamayı ve sessiz kalmayı sürdüremem. Varşova Gettosu’ndaki yoldaşlarım son kahramanca savaşlarında ellerinde silahlarıyla hayatlarını kaybettiler. Onlar gibi, onlarla birlikte ölmeye iznim yoktu ama onlarla birlikte onların toplu mezarına aitim. Ölümümle, dünyanın izleyerek ve Yahudi halkının katledilmesine müsaade ederek gerçekleştirdiği eylemsizliğe karşı en esaslı itirazımı ifade etmek istiyorum.
Kaynaklar: All That Is Interesting, Jewish Virtual Library
Sayın okur, gönüllü yayıncılığın velinimetlere ihtiyacı olacağını biliyorduk. yazılarımızı okuduğunuz, beğendiğiniz, paylaştığınız için müteşekkiriz. vesaire için maddi destek de sunmak isterseniz, ziyadesiyle minnettar olacağız.