DEMOKRASİ ile yönetilen bağımsız bir ülkede kamu idaresine bağlı üretim ve hizmet kurumları, yönetimi kamu idaresi sorumluluğundaki kamusal alanlar, o alanlardaki yeraltı ve yerüstü zenginlikleri kısaca gelir getirici bütün kaynakların sahibi ulustur,
Devlet ise bütün bunların emanetçisidir verimli adil bir şekilde işletilmesinden sorumludur.
Atatürk’ün “Demokrasi esasına müstenit hükümetlerde, hakimiyet, halka, halkın ekseriyetine aittir. Demokrasi prensibi, hakimiyetin millete ait olduğunu, başka yerde olmayacağını iltizam eder” şeklindeki sözlerinin anlamının içeriğinde bu gerçek yatar.
Devletin sorumluluğu aldığı emaneti istikrarlı bir şekilde ve özenle korumak, plan, program dahilinde ülke savunması, sağlık, eğitim, ulaşım enerji altyapı alanlarda hukuk gibi sosyal hizmet alanlarında, yansıra ekonomi-maliye alanlarında bütçe dengelerini bozmamak için mali fiskalite ilkesine uygun şekilde para-kredi ve adil vergi, adil ücret politikaları uygulamaktır.
Bütün bunlar başarıyla uygulandığı ülke refah ülkesidir. Toplumda yoksulluk algısı hissedilmez ve bu da o ülkeyi yöneten politikacılar temel sorumlulukları olan insanları mutlu etme görevlerini başarmışlar demektir.
Erken Cumhuriyet döneminde bu gerekliliklere uyularak ve bütün yoksulluklara, yoksunluklara, teknoloji alt yapısı ve teknik elemen yetersizliklerine karşın ve üstelik Osmanlıdan miras kalan borçlar ödenirken 40 paranın üstüne 40 para konularak ve devletin en büyük gelir kaynağı olan Aşar Vergisi kaldırılarak köylünün üretkenliğinin artırılması politikası sayesinde akıllı fabrikalar kurularak kısaca istikrarlı bir ekonomi siyaseti sayesinde bir ekonomi mucizesi yaratıldı.
Böylelikle Kemalizm’in Halkçılık ve Cumhuriyetçilik ilkeleriyle sağlanan siyasal ve hukuksal eşitlik ekonomik önlemlerle güçlendirilmeye çalışıldı,
Ayrıca Atatürk’ün “Mebus maaşı ne kadar olacak” sorusuna “Öğretmen maaşını geçmesin ”diye verdiği çok anlamlı yanıt o dönemde gelir dağılımında sosyal adalete ne kadar büyük önem verildiğinin de bir göstergesiydi.
*****
Bu günlere gelindiğinde ülkemizde 20 yıldır aynı siyasi parti yönetimi istikrarı var ama rotası hangi yönde olan bir istikrar?
Önce küçük bir örnek üzerinden bu istikrarlı yönetimle ülkenin nereye taşındığına bakalım.
Bir kamu kuruluşu olarak asıl sahibi ulus olan ve değeri 60 milyon lira olan Giresun SEKA Aksu Kâğıt Fabrikası, yaygın ve yalanlanmayan söylentilere göre Milda adlı iktidar yakını şirkete beş milyon liraya satılıyor ve şirket fabrikanın makinelerini 11 milyon liraya hurdacıya, kalan fabrika artığını Giresun İl Özel İdaresi aracılığıyla 68 milyon liraya TOKİ’ye satıyor.
Hangi düşüncede olursa olsun toplama çıkarma işlemi bilen herkesin dudaklarını uçurtacak müthiş bir başarı örneği!
Başarılar başarıları kovalıyor
Henüz kurulmamış bir üniversiteden kurulmadan önce diploma almak mucizesi gösteren ekonomist! devlet başkanı geçtiğimiz günlerde emeklilere verilen 3 bin lira bayram ikramiyesini bütçe kaynaklarını zorlayarak verdiklerini söylemişti.
***
GELİN, bütçe kaynakları zorlanarak başka hangi başarılara imza atıldı onların bazılarını hatırlayalım
Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı maaşlarından artırdığı tasarruflarla ulusa armağan ettiği bir anlamda emanet ettiği ve sit alanı olarak korunan Atatürk Orman Çiftliği üzerine 2014 yılında “itibardan tasarruf olmaz” gerekçesiyle bütçe kaynakları zorlanarak 150 bin metrekare alan üzerine 10.000 ağaç sökülerek ve inşaat ruhsatı yasağı delinerek kurulan ve o günkü değerle maliyeti 350 milyon dolar olan 1500 odalı kaçak sarayı….
Bütçeye günlük maliyeti 16 milyon lirayı bulan ve kabaca bir hesapla 900’ün üstünde asgari ücretliye ödenen ücrete tekabül eden harcamaları, sarayın dillere destan ziyafet sofrası unutulur mu hiç?
Chia tohumu eşliğinde Ejder Meyveli Smoothie , Liçi meyvesi eşliğinde Efuli), Starex meyvesi eşliğinde Aloevera), Orman Meyveli Special, Bahçe Naneli Limonata, Taze Sıkılmış Portakal, Taze Sıkılmış Greyfurt, Taze Sıkılmış Havuç, Taze Sıkılmış Elma.- Pataşur içerisinde Çerkez Tavuğu, Zencefilli Somonlu Suşi, Tartalet içerisinde Antakya usulü Humus, Susamlı Levrek Simidi, Aydın usulü kuzu çöp şiş ziyafet sofrası…”
Bu saray dar gelmiş olmalı ki ilk hesaplamalara göre toplam maliyetleri 740 milyon lira olarak açıklanan Marmaris’teki yazlık saray ve Ahlat’ta Van gölü kıyısına yapılan saray…
2022 yılı kayıtlarına göre sarayın emrinde her yıl sayıları biraz daha artan 450 adet dolayında makam aracı var.
Bu alanda bir de ülkemizin itibarını daha da artıran bir de dünya rekorumuz var.
Kamu hizmet araçları Almanya’da 9 bin, Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin civarında. Ülkemizde bu sayı 125 bin ve ayrıca Devlete ait uçak filosu bakımından da birçok ülkeden öndeyiz. Almanya’da 12, Fransa’da 14, İtalya’da 11, Japonya’da 2 özel uçak bulunurken kaçak sarayın sahip olduğu uçak filosu16 uçaktan oluşuyor
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bir başka kaynakların zorlanmasının yöntemini Hizmet makamları olan İçişleri, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Ticaret Bakanlıklarının bütçelerinden kısıntılar yaparak yeni bir rekor kırarak Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesini 91.824.805.000 TL yaparak…
On bin kişinin yaşadığı Çamlıca semtine 290 milyon dolar harcayarak 63.000 kişilik dünyanın en büyük beşinci camisi olan Çamlıca camii ve yine diyanet işleri başkanlığı eli ile yurt dışında Moskova’da, Minsk’te, Filistin’de, Filipinler’de, Bosna Hersek’te, Arnavutluk’ta, Makedonya’da Cibuti’de Kuzey Kıbrıs’ta Camiler milyonlar harcayarak dosta düşmana karşı uhrevi aleme saygımızı(!)kanıtladık
Beş yılda imam hatip liseleri sayısı 610’den bin 814’e yükseldi Devlete bağlı lise sayıları beş yılda 9 bin 521’den 8 bin 914’e geriledi
2023 yılı verilerine göre doktor sayısı 107.000 iken imam sayısı 275.000, hastahane sayısı 1.250 ve her yıl 9.000 doktor mezun olurken 60.000 imam mezun oluyor. Cami sayısı 85.000, doktor açığı 105.000 iken imam fazlası 115.000.
Avrupa’nın en işlek hava limanlarının başında gelirken İktidarın başının adından rahatsızlık duyduğu Yeşilköy Atatürk Havalimanı yıkılıp 10 milyar 247 milyon avro harcamayla üstelik çevresinde rant alanı yaratılan başka hava alanı…
Emekli maaşlarında adil bir düzenleme yapılamazken hem emekli olan hem de vekil olarak görev yapan yaklaşık 300 milletvekilinin maaşı 147 bin liradan 230 bin liraya yükseldi. Sadece milletvekilli olanların maaşı ise 73 bin 329 liradan, yaklaşık 110 bin liraya yükseldi.
Türk vatandaşlarına tanınmayan çok sayıda sosyal ve ekonomik haklara sahip Suriyeliler için yapılan harcama konusunda belirsizlik var. 30 milyar dolar diyen de var 85 milyar dolar diyen de…
BÜTÜN bu plansız programsız ve yaygın yolsuzluk ortamında ülkemiz cumhuriyet tarihinde ilk kez kişi başına milli gelir ortalamasında yedi yıl üst üste gerileyip, açlık ve yoksulluk sınırı sürekli artarken en fazla hasarı tarım ve hayvancılık kesimi aldı
Son 20 yıllık süreç boyunca 268 kamu kuruluşu elden çıkarılarak özelleştirildi daha açıkçası ulusun olan değerler sermaye kesimine peşkeş çekildi
Bunların üstüne birde sadece Türk ulusuna değil bütün dünyaya hizmet veren ve pandemi döneminde yokluğu çok hissedilen Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi erken cumhuriyet döneminin kurumları kapatıldılar
Tarım, sanayi, hizmet, sektöründe emeğinin geliri ile yaşayanların ulusal gelirden aldığı pay sürekli gerilerken yoksul tabakalar giderek büyürken rantiye kesiminde milyoner hesapların sayısı yılın başından bu yana 132 bin 683, son bir yılda ise 382 bin 455 arttı.
İşin en dramatik yanı hiçbir şey üretmeden, ülkeye, ulusa, devlete hiçbir katkısı olmadan din ticareti ile servetlerine servet katan irtica yuvası tarikat şeyhlerinin yarattığı burjuvazi sınıfı.
Özel Servet Göçü Raporu 2023′ sonuçlarına göre, Türkiye’de 1 milyon dolar ve üzeri serveti olana kişi sayısının 44 bin 500 kişi ve centi milyoner diye anılan 100 milyon dolar ve üzerinde servete sahip olanların sayısının 145 kişi ve milyarder sayısının ise 18 kişi olduğu belirtildi.
***
GELİN de vatan şairi Namık Kemali hatırlamayın;
Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini;
Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini…
Ülke, Ulus, Devlet…
