“DÜNYADA HER ŞEY KADININ ESERİDİR”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
İSLAM dininin kurallarında, örgütlenmesinde kadın imam, kadın müezzin var mı?
Kadınlar ezan okurlar mı, namaz kıldırırlar mı?
“Şahsım devleti” döneminde yaşamakta olduğumuz ve yaptığı her işi beceriksizlikle eline yüzüne bulaştırdığı halde sanki çok da iyi becermiş gibi yapan ve kendi bekasını korumaktan başka amacı olmayan anlamındaki eski Grekçe deki adıyla “Kakokrasi Rejimi”nin son icatlarından biri de bu…
Acaba Kız İmam Hatip okullarında günümüzdeki yaygın haliyle din ticareti yapan kara yobazların, beyinleri apış arasında olan sözde din adamlarının safsatalarından arınmış gerçek İslamiyet mi öğretiliyor yoksa hiçbir üretici, kazanç sağlayıcı mesleği ve güvenilir bir gelecek güvencesi olmayan genç kızlar mı yetiştiriliyor?
Ya da Kız İmam Hatip okulları sadece vefat etmiş kadınları cenaze törenlerinde yıkayan gassal olmak için mi icat edildi?
****
BU NE DEMEK genç beyinlerimizi ve yeni nesilleri yetiştirecek analarımızı iş hayatında, çalışma hayatında, bilim alanında, eğitim alanında kapalı devreye hapsetmek demek…
Bu ne demek ülkemizin üretim, eğitim kapasitesini güdükleştirilmek, aydınlanma, çağdaşlaşma hızını frenlemek, laik düzene meydan okumak demek…
Oysa bugün ülkemizde gereksinilenin çok üstünde imam varken, sözgelişi doktor ve sağlık görevlisi sayısı, öğretmen sayısı, bilim insanı, teknik eleman sayısı ihtiyaç olanın çok gerisinde.
Kız İmam Hatip Okulları için harcanan emek ve ekonomik güç bu alanlara ayrılsaydı bu açıklar en azından azalır ya da telafi edilmiş olunurdu.
Eşsiz önderimiz Atatürk’ün şu sözünü ve o sözün altındaki gerçeği de hiç unutmayalım;
“Dünyada her şey kadının eseridir.”
****
BİZİM ülkemiz dışında bütün semavi ve pagan dinlerin hiçbirinde din konusu meslek ve iş alanı değildir. Bütün dinlerin hedefi iyi insan, iyi yurttaş, iyi ebeveyn, iyi evlat, iyi komşu vbg.. olmanın, yaratana ve yaratılmış olan her varlığa saygı duymanın, bilime, akli ve etik değerlere saygı duyma kültürü öğretisidir
Dinin temel eğitim alanı aile yuvasıdır. Dini kural ve din konularında eserler yazmış değerli din bilimcilerimiz teologlarımız, din alanında akademik eğitim veren üniversiteler, enstitüler var. Aile yuvalarında öğrendiklerinin daha fazlasını öğrenmek isteyenler o kaynaklardan yararlanabilirler.
Yozlaşmadan önce din kültürü eğitimi veren İmam Hatip okullarımız vardı artık onlar da “dindar ve dindar genç” yetiştirme kurslarına döndü.
***
DİN istismarcılığı, din esnaflığı yüzünden ülkemize, insanlarımıza çok yazık oluyor.
Yollara çıktığınızda karşılaştığınız genç kızların, yaşlı başlı hanımların tesettür diye taşıdıkları kıyafetlerine bakın;
Bilmiyorlar ki İslamiyet’in peygamber zamanındaki saf ve özgün halinde saç gizleme buyruğu yoktu.
Musa Peygamberin ölümünden iki bin yıl sonra bazı yahudi din adamlarının “Musa peygambere inen ama varlığı bilinmeyen vahiyler” diye uydurdukları ve bir başka özelliği de siyonizmin el kitabı görünümündeki Talmud adlı Yahudiliğin sözde mukaddes din kitabında, kadını sıradan bir eşya, ikinci sınıf insan anlayışıyla “Kadınının başı çirkindir onun için örtülmelidir” buyruğuna yer verilir
Talmud’daki Yahudi geleneği oradan da kolayca putperestlik döneminde yeni doğan kız çocuklarını diri diri mezara gömen, kız çocuğu doğuran analara işkence yapan Araplara geçmişti.
Yine İslamiyet’in ilk yıllarında bazı soyguncular tarafından kadınların boyunlarına taktıkları altın, gümüş gibi değerli ziynet eşyalarına karşı yapılan kapkaç saldırılarına karşı önlem olarak Kur’an’da Nur süresinde “yüzük ve küpe dışında kalan ziynetlerinizin üstünü örtün” önerisi vardır…
Daha doğrusu var idi…
Aradan yüzyıllar geçip de günümüzde televizyonda “Kadın nedir” diye panel düzenleyip “Kadın memeli hayvandır” hükmüne varan günümüz Araplarının cetleri erkek egemen toplum anlayışı ile bir alt sınıf ve zevk aracı gibi gördükleri kadına “küpe ve yüzük dışındaki ziynetlerinizin üstünü örtün” ayetini kendi kafalarına göre değiştirerek “ziynet yerlerinizi örtün”e çevirmişler ve oradan da başörtüsü emri uydurmuşlardır
Gerçek İslami bilim adamları defalarca açıkladılar
İslamiyet’in kutsal kitabında ne “baş” ve ne de “başörtüsü” anlamında sözcük yoktur.
İnsanlarımızın bunu öğrenmeleri için acaba yüzyıllar geçmesi mi gerekiyor?
Hele suratlarına boyacı küpüne düşmüş gibi makyaj yapıp saçlarını sıkı sıkıya gizleyen zavallı kadınlarımızın…