Kadınlarımız katlediliyor…
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mao Zedong’a ait olduğu söylenen “Bırakın yüz çiçek açsın, yüz düşünce akımı birbirleriyle yarışsın” sözü maalesef kuramsal olarak kalmış, günlük yaşamımızda pek yer alamamış çok güzel bir tümcedir…
Ülkemizde kadınlar, çocuklar ve yoksul halk öldürülürken ne yüz çiçek açabiliyor, ne de bin fikir yarışabiliyor…
Daha öncede defalarca yazdığım gibi “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu(KCDP) 2010 yılında, Türkiye’de artan kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve önlemek amacıyla kurulmuş bir platformdur…
KCDP her yıl yerel basından ve ulusal basından derlediği kadın cinayetlerine ilişkin verileri kamuoyu ile paylaşmaktadır…
Buna göre, 2024 yılında 394’ü cinayet, 259’u da şüpheli ölüm olmak üzere yurdun tamamında 653 kadının ölüm haberi verilere yansımış…
Platform tarafından yayınlanan verilere göre; Türkiye’de öldürülen 394 kadından 233’nün neden öldürüldüğü bilinmezken, 111 kadının boşanmak istemesinden, barışmayı reddetmesinden, evlenmeyi reddetmesinden, ilişkiyi reddetmesinden dolayı öldürülmüş…
21 kadın ekonomik sebeplerden, 2’si nefret, 27’si farklı sebeplerden dolayı öldürülmüş…
Öldürülen 394 kadından 9 kadının ise kimin tarafından öldürdüğü tespit edilememiş..
2024’te 19 kız çocuğu babaları tarafından, bunlardan 9’u ise anneleriyle birlikte öldürülmüş..
Geride kalan yılda 394 kadının 166’sı evli olduğu erkek, 45’i birlikte olduğu erkek, 31’i babası, 30’u eskiden evli olduğu erkek, 29’u tanıdığı, 25’i akrabası, 23’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22’si oğlu, 7’si kardeşi tarafından öldürülürken; 7 kadın ise hiç tanımadığı biri tarafından öldürülmüş…
9 kadının kimin tarafından öldürüldüğü bilgisine ulaşılamamış…
Geçen yıl yani 2024’de 280 kadın aile içindeki bir kişi tarafından öldürülmüş…
Kadınların 226’sı evinde, 76’sı sokakta, 13’ü ıssız bir yerde, 13’ü kamusal alanda, 13’ü arabada, 10’u işyerinde, 6’sı suda ve su kenarında, 5’i arazide, 4’ü otelde, 3’ü eğlence mekanında, 5’i bunlar dışında bulunan yerlerde öldürülmüş…
20 kadının nerede öldürüldüğü bilinmezken, kadınlar İçin en güvenilir yer olan evlerinde öldürülen karınların oranı yüzde 57 olup, bu oranı bileğisiniz kaydederken inanamadım. Defalarca teyit ettim ama doğruymuş…
Bu yıl öldürülen kadınların 222’si ateşli silahla, 113’ü kesici aletle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i ise bunlar dışındaki bir silahla öldürülmüş…
7 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiş…
Bu yıl öldürülen kadınların yüzde 57’nin ateşli silahla öldürüldüğünü belirtelim…
Türkiye’de 2024 yılında öldürülen kadınların 72’i 18 yaşın altında olduğu acı bir gerçek…
2024 yılında toplam 20 kadının öldürüldüğü anda koruma kararı olduğunu öğrenelim…
Öldürülen 363 kadın hakkında ise koruma kararının olup olmadığı bilinmiyor..
Bu yıl ulaşılabilen verilere göre; öldürülen kadınların 71’nin bir işyerinde çalıştığı, 21’nin ise bir işyerinde çalışmadığı belirtilmiş…
TÜİK’e göre işgücüne dahil sayılmayan kadınların sayısı yılın 3. çeyreğinde yani 2024 Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında; 21 milyon 40 bin olarak açıklanmış…
Ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne dahil sayılmayan kadınların sayısı 7 milyon 5 bin olarak ifade edilmiş…
Verilere göre bu yıl öldürülen 394 kadının 210’unun çocuğu olup, 4’nün gebe olduğunu anlıyoruz…
143 kadının ise çocuk sahibi olup olmadığı tespit edilememiş…
Ulaşabildiğimiz verilere göre bu yıl öldürülen kadınların 197’i evli, 81’i bekar olup, 116 kadının ise medeni haline dair bilgi tespit edilememiş…
Konya’da T. K. evli olduğu B.K’ı boğarak öldürüp uçuruma attığını itiraf etmiş…
Yorum yapmadan, sadece şunu söylemek isterim ki ülkemiz maalesef ne hale getirilmiş?..
Biz hâla DU BAKALİ NE OLACAK tavrındayız. Aziz nesin Ustamız mezarından kalksa bize ne der acaba?..
Mahkeme, T.K.’a indirim uygulamadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş. B.K’ın cesedi hala bulunamamış. Kahrolmamak elde değil…
Küçük yaşta zorla evlendirilen ve uzun yıllar cinsel istismara maruz kalan H.K.G.’nin davasında nihayet karar açıklanmış…
Fail K.İ’ye “çocuğa karşı cinsel istismar” ve “zincirleme şekilde cinsel istismar” suçlarından 36 yıl, baba Y.Z.G’e “cinsel istismar suçuna iştirak” ve “ebeveynlik görevini ihmal” suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezası verdiğini vurgulayalım…
Konunun ne kadar önemli olduğunu, biz hekimlerin görevlerinin ne kadar ağır olduğunu, giderlerse gitsinler sözüne aldırmadan; toplumu sadece fiziksel yönden değil aynı zamanda siyasi, sosyal ve en önemlisi RUHSAL yönden iyi etmemiz gerektiğini belirteyim…
Bu ülkeyi eğitimli kadınlarımızın düzelteceğini, annelerimizi özlerken onları da çağdaş anlamda eğitmemiz gerektiğini belirtelim…
Kadın Cinayetlerini ve ülkemizde estirilen şiddeti önlemenin yolu; biran önce insan hakları ve demokrasiyi hedefleyen siyasi bir yapının iktidara gelmesi için artık masa başında değil, sokaklarda mücadele etme zamanı geldi de geçti bile…
Her yurtseverin taşın altına elini koyması, örgütlenmesi şarttır…
Sizleri fazla üzmeden, güzel bir öyküsü acıklı olan bir Edirne türküsü ile bitireyim. Türküyü derleyen Ümit Kaftancıoğlu Ustamızı saygı İle anıyorum…
*Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar.
*Aşrı Aşrı Memlekete Kız Vermesinler.
*Annesinin Bir Tanesini Hor Görmesinler.
*Uçan Da Kuşlara Malûm Olsun, Ben Annemi Özledim.
*Hem Annemi Hem Babamı, Ben Köyümü Özledim…
Sevgilerimle…
Dr. Mustafa Torun