Dün Soma’da nükleer atıkların Soma’ya getirilmesi hakkındaki gündem değerlendirmesi ve endişelerimizi görüştüğümüz toplantımız devam ederken, bu önemli ve ağır bir halk sağlığı sorunu olan bu konunun mutlaka takipçisi olacağımızı ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcisi olarak gerçekleri gün yüzüne çıkarmak İçin elimizden geleceğimizi, dünya madenciler gününde de gündeme taşıyacağımızı belirttik…
Dünya Madenciler günü yine gelip çattı. Yine üzüntüm arttı. Kahrolmamak elde değil…
Daha önceki yazımı güncelleyerek sizlerle paylaşıyorum….
Mitolojik anlatıya göre 4 Aralık tarihi Roma İmparatorluğu zamanında babasının gazabından kaçarak, madencilerin çalışmakta olduğu bir mağaraya sığınan ve bu madenciler tarafından korunarak daha sonra azize kabul edilen Santa Barbara’ya atfedilmiş bir gündür…
Olayın İzmit’te yaşanmış olması ve efsanenin geçtiği mekanların Anadolu olmasının da bizler açısından ayrı bir önemi vardır…
Madencilerin koruyucu azizesi olarak kabul edilen Santa Barbara’nın 4 Aralık tarihinde bu mağaraya yerleşmesi ve mağarada çalışmakta olan madencileri koruyor olmasına inanılması, önce Anadolu’da, daha sonra da Avrupa ve tüm dünyada “Dünya Madenciler Günü” olarak kutlanmaktadır…
Madenciler Günü denince Soma’da yakinen tanıdığım, Ali Faik İnter ve Tahir Çetin’i unutmak mümkün mü ?..
Ankaradan Soma’ya öncülük ettikleri “Tarihi Maden İşçileri Direnişi” dönüşü, Kırkağaç ilçesi yakınlarında, uykusuzluk ve yorgunluk nedeniyle geçirdikleri trafik kazası neticesinde sonsuzluğa uğurlamıştık…
Adeta bilinçli taksirle ölüme gönderilen bu iki yiğit maden emekçisini saygıyla anıyorum. Işıklar içinde uyusunlar…
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilik yıllarımızdaki Toplum Hekimliği derslerimizde; hocalarımız devamlı bizlere; “İnsanların ölümünü Koruyucu Hekimlik ilkeleri göz ardı edilmez ise, azaltabilir, çoğunu da önleyebiliriz” derlerdi…
Ama biz bir türlü bu kadar acımasız “Küresel Anamalcı” düzenin olacağına olasılık veremeyip, bu saptamalara inanamazdık…
Şimdi düşünüyorum da hocalarımız yerden göğe haklılarmış. Koruyucu Hekimliğin önemli bir bölümü İş Sağlığı ve Güvenliği olup, İş kazalarının önlenememesi yüzünden dünyada her gün 5 bin, ülkemizde de ortalama 5’e yakın işçinin, iş cinayetleri nedeniyle ölmekte olduğunu anımsatmak da yarar görüyorum…
Bu cinayetler kader ve alın yazısı değildir. Bu katliamlarda da Avrupa’da birinciliği kaptırmadık dersem inanır mısınız bilmem…
Maalesef gidenler gelmiyor acep nedendir?..
Sözlerimi acıklı bir Muş türkümüzle bitirelim. Düriye Keskin ve Muzaffer Sarısözen ustalarımıza bu Ezgi’yi bizlere kazandırdıkları İçin sonsuz teşekkürler…
Havada Bulut Yok Bu Ne Dumandır
Mehlede Ölüm Yok Bu Ne Şivandır
Şu Yemen Elleri Ne De Yamandır
Burası Muş’tur Yolu Yokuştur
Giden Gelmiyor Acep Ne İştir
Sevgilerimle…
Dr. Mustafa Torun