Tek Adamlar Dünyası

Son üç günde yaşanılanları alt alta koyalım ve ne olup bittiğini anlamaya çalışalım.

Terör karşısında ödünsüz DB, bir anda (22 Ekim 2024) şaşırtıcı bir çağrı yaptı terör örgütünü kuran mahkuma,

“Kurduğun örgüt silahı bıraksın, kendini feshetsin”, deyiverdi.

Ağzını açan terör örgütü ile ilişkili diye gözaltına alınırken ve tutuklanırken,

CHP’li ve DEM Partili belediyelere kayyumlar atanırken,

Terör örgütü kurucusunu mecliste konuşmaya çağırmanın yarattığı şaşkınlıkla,

Ne oldu, ne olacak tartışmaları sürerken…

Tek karar verici RTE,

İhtiyatlı bir sessizlik içinde izledi tartışmaları.

*

3 gün önce (28 Şubat) eş zamanlı gibi,

İki olay birden patladı ABD’de ve Türkiye’de.

• Trump, uluslararası ilişkilere aykırı bir tavırla tartıştı Zelenskiy’iyle,
• Öcalan’ın terör örgütüne yazdığı çağrı mektubu ortaya çıktı.

Suriye’de iktidar değişirken Putin’in neden sessiz kaldığı,

Trump’ın Zelenskiy’e karşı duruşuyla belli oldu.

Suriye’ye karışma, bana bırak,

Karşılığında Ukrayna’ya da ben karışmam, ne istiyorsan onu yap.

*

Ülkemizde de mektuba yanıt beklemeden geldi,

Terör örgütü silah bırakmadı ama ateşkesi ilan ediverdi.

Oyun kurucular mutlu oldular,

Süreci “kutlu bir dönem” diye tanımlandılar.

Düne kadar hain olanlar,

Bir anda barış güvercini oldular.

İyi de bundan sonra ne yapacaklar?

Yanıtı bilinmeyen sorularla dolu bir durum.

RTE ise süreçten yana görünürken,

Şehit ailelerinin ve milliyetçi kesimin de gönlünü almaya çalıştı.

“Bu bir milattır ama verilen sözler tutulmalıdır. Yoksa son terörist kalmayana kadar…”

*

Bu arada The Economist’in kapağı çıktı ortaya,

Bu yaşanılanların aktörlerini anlatırcasına…

Kapağındaki 6 lider,

Sanki hepsi ülkelerinde demokrasinin “güvencesi”,

Trump önde, arkasında Putin, Şi Cinping, RTE, Muhammed Bin Salman ve Netanyahu.

Yaşananlara ve kapağa bakınca, sormadan olmuyor,

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin bir parçası haline mi geldiler?

Ülkelerini tek adam olarak baskı ve korku ile yönetenler,

Dünyaya barış mı getirecekler?

*

BOP içinde ülkemiz için düşünüleni biliyoruz.

105 yıl önceki Sevr projesinin yeni versiyonu.

Terör örgütleri ve İsrail ile Ortadoğu’yu yeniden şekillendiren ABD,

Hem petrole, gaza ve enerji hatlarına,

Hem de kutsal topraklara ve stratejik bir coğrafyaya sahip olmanın çabasında.

*

Böylesi bir projenin parçası olmak,

Türkiye Cumhuriyeti’ni ateşe atmak demektir.

84’den bu yana yaşadığımız terör,

Bu planın gerçek yüzünü görmek için yeterlidir.

Terör sıfır noktasında iken iktidar olan RTE-AKP’nin,

23 yıl sonra terörü bitiren kahraman rolünü üstlenmesi,

Ne kadar inandırıcı ve ne kadar gerçekçidir?

Bu süreci başlatan DB’nin tek isteği ve amacı,

Tek adam düzeninin devam etmesi ve RTE’nin tekrar seçilmesi değil midir?

Yaşananlara gerçeğin bu penceresinden bakınca,

• Mecliste DEM ve transferlerle Anayasa’yı değiştirecek sayıya ulaşılacak,
• DEM partisi ve oyları için, ana dilde eğitim, yerel yönetimlere özerklik vb Anayasa’ya girecek,
• Bir de Cumhurbaşkanı seçilme süresi kaldırılacak ki, tek adam düzeni ömür boyu sürsün.

Bu süreci dostu Trump, Putin, Bin Salman,

Perde arkasından Netenyahu, Belki Şi Cinping de destekleyecek…

*

Söz konusu, terörü bitirmek olunca,

Siyaseten karşı çıkan barış düşmanı olacaktır.

Tabi ki barışa ulaşmak, bu kadim topraklarda barışı yaşamak,

Her insanın, her yurtseverin, her aydının isteği ve amacıdır.

Ancak arkasını görmeden vitrinin albenisine kapılmak,

İktidarın oyununa gelmek ve geri dönüşü olmayan bir yola girmek demektir.

İktidar, bu oyunu bozulmasın ve iktidarı kaybetmesin diye,

Her türlü önlemi alıyor ve alacaktır da.

Bugünün karanlığından kurtulmak,

Ve gelecekte aydınlığı yaşamak isteyen herkesin,

Kol kola, omuz omuza yürümesi kaçınılmazdır.

*

Bugün,

Söz konusu olan vatandır,

Söz konusu olan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğidir.

Gerçekleri görmekten ve konuşmaktan kaçınmak,

Kişisel beklentilerle susmak,

Ülkemize, geleceğimize ve insanlığa,

İhanet etmek demektir.