“Dert bir olaydı gerisi kolaydı” denir memlekette,
Bakınca milletin, memleketin haline,
Dertler bini aşmış ama kimin derdine…
Dertlerin sahibi kim?
Memlekette yaşayanlar, Halkın kendisi.
Dertleri çözmesi gereken kim?
Halkın oy verdiği siyasi partiler, seçtiği siyasetçiler.
Bugün Siyasetin gündeminde ne var?
Seçimlerde hangi partiyle ittifak ya da iş birliği yapmak ve belediyeleri kazanmak.
Partiler arasındaki ilişkilerin amacı ne?
Alacağı oy sayısını arttırmak.
Oy veren kim?
Dertleri yaşayanlar yani seçmenler, Halk.
Kısır bir döngü bu,
Yıllardır dönüyor dönme dolap gibi…
*
Pekala bu kısır döngü ne zaman başladı?
12 Eylül 1980’de.
Postal gücüyle değişti Türkiye’nin düzeni.
Değişti de ne oldu?
Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri, dernekler…
Halkın örgütlü yapısı yok edildi,
Tarikatlara selam verildi,
Siyasetin zemini, yapısı ve kuralları değişti,
Atatürkçülük diye diye,
Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri de zedelendi,
Yeni dünya düzeninde bambaşka bir siyaset düzenine geçildi.
*
Tek kutuplu dünyada,
Tek siyaset geçerlidir dendi, adı da Kapitalizm,
Vitrindeki markası da neoliberalizm.
Bu yeni düzenin siyasetinde,
Emeğin, emekçinin, çalışanın,
İşçinin, çiftçinin, esnafın, üretenin adı silindi,
Egemenlik sermayenin eline verildi,
Siyasette de inanç, mezhep, köken geçerlidir, dendi,
İnsanlar da seçmen olarak sayısal bir varlığa indirgendi.
Emeğin, sol değerlerin olmadığı bu düzene de ileri demokrasi dendi.
Sanmayın ki siyaset tüm dünyada değişti,
Dünyayı sömüren egemenler,
Kendi ülkelerinde siyaseti değiştirmediler.
*
Siyasetin sağı solu bu “yeni” düzeni kabul edince,
Din, mezhep, köken değer kazandı siyasetin gözünde,
Her parti bir köşe kaptı kendisine.
Sayısı en çok olan Sünni Müslümanlığa sarılan RTE-AKP,
İktidara geldi, bu yeni düzende.
Değişmeyen kimliklerin sayıları belli,
RTE-AKP’nin 21 yıllık iktidarının da nedeni.
Her daim iktidarda olmak isteyen Kapitalizmle girdiler kol kola,
Halkı da bıraktılar dertleriyle baş başa.
Madem yeni düzende iktidarın yolu buymuş dedi muhalefet,
Bıraktılar ideolojileri bir tarafa,
Girdiler, sağlaşarak sağdan oy kapmanın yoluna.
Görmediler bu yolda yürümekle,
Ne memleket ne de millet kavuşamaz huzura.
*
RTE-AKP, medyası eliyle,
Ekranlarda pembe rüyalar yayınlasa da,
Ekonomiden yargıya, eğitimden sağlığa,
Yaşamın her alanında yarattığı sorunları saklasa da,
Gerçekleri dile getirenleri susturmaya kalksa da,
Mızrak çuvala sığmıyor,
Memleket de Millet de,
Her geçen gün yokluğun, sefaletin acısını yaşıyor.
*
Siyaset bu değildir,
Siyaset, sorgusuz sualsiz biat edenlerden alınacak oy sayısı değildir.
Bu süreci durdurması gereken yine siyasettir.
Siyasetin görmesi gereken gerçeği,
Halk 29 Ekim’de göstermiştir,
Benim esas kimliğim,
Demokratik Laik Cumhuriyet’tir demiştir.
*
Demokrasiye Özel, seçimle bir değişim yaşandı siyasette.
Değişimin ardından merak sardı herkesi,
Kişiler değişti de bu kısır döngü de değiştirilecek mi, diye…
Beklentiler ise yüksek,
- Halkın gösterdiği gerçeğe sahip çıkılacak mı?
- Siyaset gerçek zemininde yapılacak mı?
- İnsan oy veren sayısal bir varlık olmaktan kurtulacak mı?
- Emeğin, üretenin, Halkın sesi siyasette Özgürce var olacak mı?
Türkiye’nin ve siyasetin gerçeği bellidir,
İktidar olmanın yolu başkalaşmak değildir.
Halkın ve emeğin yanında olmak yeterlidir.