Sıra Hangi Ülkede?

Emperyalizmin yüz yıllık rüyasını gerçekleştirmek adına

Terörle, şiddetle ve savaşlarla kan gölüne döndürdüğü Ortadoğu coğrafyasında,

61 yıllık Esad iktidarı 12 günde yıkıldı ve yeni bir dönem başladı.

Çok değil 4 ay önce bu satırlarda yazıldı,

Ortadoğu üzerine yapılan planlar ve oynanan oyunlar.

Gelinen bu aşamada yine ana hatlarıyla anımsamakta yarar var.

Nisan 1916 Sykes-Picot Anlaşması, İngiltere ve Fransa, Rusya’yı da yanlarına aldılar ve ülkemizi de içine alan Ortadoğu’yu paylaşım planı yaptılar.
10 Ağustos 1920 Sevr projesi

Birinci Dünya savaşı galibi Fransa, İtalya ve Rusya, Yunanistan’ı da yanlarına alarak İngiltere’nin önderliğinde Ortadoğu’yu ve ülkemizi paylaşma projesi yaptılar.

Bu emperyalist planlar ve senaryolar Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla yok edilince,

Lozan Barış Antlaşmasıyla da siyasi masada mağlubiyeti kabul edince,

Tüm esaret altındaki ülkeler de bizi örnek alıp Ulusal Bağımsızlık Hareketleri çoğalınca,

Yüzyılın başında 43 olan bağımsız devlet sayısı 192’ye çıkınca,

Emperyalizmin yeni ağasının planları da değişti.

Gördüler ki Ulusal Bağımsızlık hareketleri emperyalizmin panzehri,

Ulusal Egemenlik de Ulusal Bağımsızlık hareketlerinin temeli,

Bu durumda emperyalizm kararını verdi,

Ulusal olarak ne varsa yok edilmeli.

Bir toplumu Ulus yapan değerler çürütülmeli, Ulusal Birlikler çözülmeli…

Bunun için de siyaset etnik ve dini temelde yapılacak,

Böylece Uluslar kendi içinde ayrışacak ve birbirleriyle çatışacak,

Başlarına da kendisi ile iş birliği yapacak birileri konulacak,

Sonuçta, hedefteki ülkeler içerden yıkılacak,

Emperyalizm de tek bir mermi atmadan ülkeleri ele geçirmiş olacak.

Emperyalizmin yeni planı için, bir de gerekçe gerekli idi,

70’lerin sonuna doğru adı kondu, Yeni Dünya Düzeni.

Dünya globalleşti, küreselleşti gerekçesiyle ortaya çıkan Yeni Dünya Düzeninde “Ulus Devletin” ve “Ulus Toplumun” yeri olmadığı, insan hakları ve demokrasi adına sivil toplumun etnik ve dini temelde örgütlenmesi gerektiği iddia edildi.

Hatta Ulusalcı olmanın ırkçılık, faşistlik olduğu bile söylendi.

Eylül 1978 Camp David Antlaşması. ABD’nin arabuluculuğunda Mısır – İsrail savaşına son veren antlaşma sonrasında ABD ile İsrail arasında Ortadoğu için yeni bir plan yapıldı. Bugün uygulanmakta olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) temeli.

(Oded Yinon, Şubat 1982, sayı 14)

Türkiye, İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Mısır’ın sınırları yeniden çizilmiş ve bu 6 Devletin sınırları içinde “Böl, Parçala, Yönet” politikası ile “din, mezhep ve etnik” temelinde 16 ülke planlanmış.

1980’lerin başında etnik ve dini terör. ABD’nin oluşumu ve gelişimi için verdiği destekle terör örgütleri Ortadoğu’da ve Asya’da öne çıktı.
15 Ağustos 1984 bölücü terör saldırısı. Türkiye, bölücü terör örgütünün Eruh ve Şemdinli’ye saldırması ile 40 yıldır süren bölücü terör ile tanıştı.
Mart 2003 Irak’ın işgali. ABD demokrasi ve insan hakları getirmek adına, elini kolunu sallaya sallaya Irak’a girdi ve Saddam devri sona erdi.
Temmuz 2004 BOP. ABD Başkanı George W. Bush’un başkanlığında G8 zirvesi sonrasında, Büyük Ortadoğu Projesi benimsendi.
2006 yılında ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde Ortadoğu’yu yeniden şekillendiren bir harita yayınlandı.

2 Mart 2007, NATO Avrupa Müttefik Birlikleri Başkomutanı generali Wesley Clark bir televizyon programında hedeflerini açıkladı. “beş yıl içinde yedi ülkeyi ele geçireceğiz: Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan, İran.”
Aralık 2010’da Arap baharı, Tunus’ta başlayan “bahar” Libya, Mısır, Yemen ve Suriye’ye yansıdı. Suriye hariç hepsinde yönetimler devrildi.
Mart 2015 Suriye’de iç savaş. Rejim karşıtları ile dini ve etnik örgütlerin katıldığı 13 yıl sürecek olan Suriye iç savaşı başladı.
Ekim 2023 Hamas İsrail’e saldırdı, İsrail de Filistin ve Lübnan’a katliama dönüşen saldırılara başladı.
8 Aralık 2024, 61 yıllık Esad devri sona erdi. Irak’ta 21 yıldır yaşananlar, şimdi de Suriye’de yaşanmaya başlandı.

BOP tamamlandı mı?

Haritalarda görünenlere göre, hayır bitmedi.

Yüzyıldır Ortadoğu ve ülkemiz üzerine planlar yapan emperyalizmin ağası ABD,

Planı olan BOP’u uygulamaya devam edecek.

Asıl soru, şimdi sıra hangi ülkede?

Yaşanılanlardan çıkarılacak ders;

Ulus devlet ve ulus toplum olamayan ülkeler karşı koymaksızın emperyalizme teslim olmuşlardır.

Bakın çevremize ve Afrika’dan Asya’ya kadar “yeni yeşil kuşaktaki” nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelere,

Türkiye gibi, demokratik laik cumhuriyete ve sosyal bir hukuk devletine sahip bir başka ülke var mıdır?

Çözüm ve çıkış yolumuz açıktır.

Dünyanın emperyalist sömürgenleri çullanmışken üstümüze,

Nasıl ki, birlik olup ayağa kalkmışız ve emperyalist işgale karşı özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için savaşmışız,

Nasıl ki, bağımsız bir cumhuriyet ve çağdaş, demokratik laik bir ülke kurmuşuz…

Nasıl ki, hep birlikte çalışıp üretip, kalkınan bir ülke olmuşuz…

Bugün yapmamız gereken de budur.

Aslımıza dönelim, kendimiz olalım,

Doğrularımıza, değerlerimize ve Ulusal Birliğimize sahip çıkalım ki,