Gözler Şimşek’te, kulaklar RTE’de,
Merakla beklenen haber, emeklilerin maaşları.
Cumhuriyet tarihinde emeklilerin maaşları,
Hiç bu kadar merak edilmemişti, konuşulmamıştı, tartışılmamıştı.
*
Emekliler yaşamları boyunca çalışan,
Çalışarak hak ettiği maaşından, ürettiği üründen, işindeki kazancından,
Vergisini ve sosyal güvenlik primini ödeyen,
Emekli olduğunda da ödediği primlerin karşılığında alacağı maaşla,
İnsanca yaşamayı hak eden kişilerdir.
Emeklilerin alacağı maaşın bu kadar tartışılır olması,
Yaşam koşullarının ve nasıl yaşayacağının,
Tek adam ve kendisine bağlı Hazineye ve Maliyeye Bakan tarafından belirlenmesi,
Bugünkü tek adam düzeninin gerçeğidir.
*
Türkiye bütçesinin yüzde 64,6’sı dolaylı vergilerdir.
Halkın satın aldığı ve kullandığı her şey için ödediği vergilerdir.
Üstüne işçinin, memurun maaşından,
Esnafın, çiftçinin, kobinin kazancından ödediği vergileri de ekleyince durum netleşir;
Devletin kasası Hazinenin 3’te 2’sini dolduran bu kesimlerdir,
Üretenlerdir, halktır.
Hazinedeki parayı kullanan iktidarı seçen de halktır.
Ama halkın seçtiği iktidar halkın ödediği vergilerle oluşan bütçeyi,
Halkın sorunlarını çözecek, yaşamını iyileştirecek yatırımlar yapmak,
Üreticiyi desteklemek, emekliye hak ettiği insanca yaşayacağı geliri vermek yerine,
Kendisinin ve çevresinin çıkarı için kullanmaktadır, harcamaktadır.
Soralım;
Kimin parasını kimden kaçırıyorsunuz?
*
İktidar sahiplerine sormaya devam edelim;
- Kendi işinizi başkalarının isteklerine göre yönetir misiniz?
- Kendi paranızı başkaları zenginleşsin diye harcar mısınız?
- Malınızı, mülkünüzü satıp el alemin parası ile borç içinde yaşar mısınız?
Bu sorulara eminim ki hayır diyorsunuz.
Bu durumda bir soru daha soralım;
- Kendi paranıza gösterdiğiniz özeni neden halkın parasına ve ülkenin ekonomisine göstermiyorsunuz?
*
Bir de ödediği vergilerle bütçeyi oluşturan halka soralım;
- Kendi kazancınızı ya da gelirinizi gözü kapalı bir başkasına verir misiniz?
- Verdiğiniz parayla başkaları zenginleşirken kendiniz borç içinde yaşar mısınız?
- Verdiğiniz paranın hesabını sormaz mısınız?
- Ödediğiniz vergilerle uluşan ülkenin bütçesinin gerçek sahibi olduğunuzu bilmiyor musunuz?
*
Yaşadıklarımızdan çıkan sonuç soruların yanıtıdır;
- Halk, ülke bütçesinin ödediği vergilerden oluştuğunun farkında değil,
- Halk ödediği verginin hesabını sormuyor,
- İktidar halkın parasını kendi çıkarına kullanarak halka ihanet ediyor.
*
Erinç Yeldan’ın “küresel ekonomi istihdamsız büyümeden, ücretsiz büyümeye geçiş yapmakta” saptaması, bu sömürü düzeninin gerçek yüzüdür.
Erinç hocanın saptamasını açalım;
- Üretime dayalı ekonomiden piyasalara dayalı ekonomi düzenine geçtik,
- Bu sömürü düzeninde emeğin, emekçinin, emeklinin yeri yoktur.
Sözün özü,
Emekçisi, emeklisi, üreticisi ile halk nasıl yaşayacağına kendisi karar vermek zorundadır,
Bu sömürü ve soygun düzenine son vermelidir.
Siyaset mi?
Ülkede her şey kirlenmiş, birincilik siyasete verilmiş.
Temiz siyaset halkın isteğine bağlıdır.
Halkın isteği de aydınların, yurtseverlerin çabasıyla yaratılır.
