Kendi yarattığınız tek adam düzeninde,
Sandıkta yenemeyeceğini anladığınız siyasetçiyi yargı eliyle yok etmeye kalkınca…
Seçilmiş belediye başkanlarını tutuklayınca…
Kaybettiğiniz belediyelere kayyum eliyle sahip olmaya kalkınca…
Seçme hakkı elinden alınan Halk,
Geleceğinden endişe duyan Gençler,
Demokratik ve Anayasal hakkını kullandılar ve iktidarınıza itiraz ettiler.
*
Bu noktada gerçek yüzünüzü bir kez daha gösterdiniz,
Demokrasiyi, hakkı, hukuku, adaleti yok ettiniz.
Yargıyı kullandınız, jet hızıyla 301 genci tutuklattınız,
Yetmedi, cezaevlerinde ağır suçluların yanına koyup işkence yaptınız.
Milli Eğitime bakan kişi de çıkmış “eli baltalı” diyerek,
Bu gençleri karalamaya kalktınız.
En acısı da,
Bir genç kızımıza tacize varan şiddet karşısında sessiz kaldınız.
Siz anne baba değil misiniz?
Hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Kendi çocuklarınıza yapılsa böyle sessiz kalır mıydınız?
Üstüne bir de gençlere müdahale eden polislere teşekkür ettiniz.
Bir yandan terörü bitirip barışı getireceğiz diyorsunuz,
Öte yandan da iktidarınızı koruyabilmek için gençliğimize şiddet uyguluyorsunuz.
Bilin ki,
Vurulan her copla, sıkılan her gazla, uygulanan her şiddetle, her tacizle, her tutuklamayla…
Memleketin ve Milletin geleceğini karartıyorsunuz.
*
Bu şekilde gençliği korkutup susturacağınızı sandınız, ancak yanıldınız.
İtirazlarını mizahla, şarkılarla yapan gençler;
- Farklı düşünseler de birbirlerine saygılılar ve yan yana duruyorlar,
- Tutuklanan tüm arkadaşlarının özgürlüklerini savunuyorlar,
- Özgürlüğüne kavuşanlar yüzlerinde gülümseme, tutuklu kalan arkadaşlarını düşünüyorlar,
- Demokratik Laik Cumhuriyeti, adaleti, insanca, çağdaş bir yaşamı istiyorlar,
- Hep birlikte “hak, hukuk, adalet” “Mustafa Kemal’in askerleyiz” diye haykırıyorlar…
*
DEV-GENZ imzalı bildirideki görüşler, bu kuşağı anlamak için değerlidir.
“Yaşam hırsızlarının elinden geleceği geri alacağız.
Bizler, 1997 sonrası doğan, Z Kuşağı olarak adlandırılan; sürekli
krizlerle yoğrulmuş, çocukluğu savaş ve şoklarla, gençliği ise ekonomik
çöküşler ve iklim çöküntüsüyle geçen bir kuşağız.
Üzerimize, büyüklerin hatalarının bedelleri yıkıldı: çökmüş kurumlar, tahrip
edilmiş doğa, anlamını yitirmiş bir iş yaşamı ve güvensiz bir gelecek.
Bizden girişimci olmamız, pozitif kalmamız, rekabet etmemiz,
“başarmamız” istendi. Ama iş yok. Konut yok. Güven yok. Anlam yok.
Zihinlerimiz kaygı, bedenlerimiz tükenmişlikle sarsılıyor. Çünkü bizi bir
toplum değil, bir sistem büyüttü. Ve o sistem artık çöktü…”
*
Unutmadık,
Gençlerin kindar ve dindar olmasını ve biat etmelerini istiyorsunuz,
Ama başaramayacaksınız.
Bu gençler gelecek,
Türkiye’nin gerçek yüzü görülecek,
Milletin yüzü gülecek.
Ülkenin kararnlık günü ve umudunu hiç tüketmeyen aydınlık geleceğinin açık , net anlatım. Evet biz kazanacağız , Cumhuriyet , demokrasi , adalet , laijlik kazanacak .