Ülke ekonomisi de ekonomiyi yönetenlerin kafası da karışık.
RTE Merkez Bankasının (MB) 2023 yılı zararını 818 milyar lira diye açıklıyor,
Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise epey bir rezerv biriktirdiğini söylüyor.
Ülkenin borcu çıkmış 500 milyar dolara,
Borcun 202,5 milyar doları kamuda,
251 milyar doları iş dünyasında, 46,4 milyar doları MB’da,
Bu yıl geri ödenecek borç tutarı da 226 milyar dolar.
*
Çare yabancı sermayede imiş,
Yabancı sermaye gelecekmiş, enflasyon düşecekmiş,
Hayat ucuzlayacak dertler bitecek, Türkiye uçacakmış…
Mehmet Şimşek de borç para bulmak için IMF’nin kapısında.
*
IMF 18 milyar dolar verecekmiş ama,
Bir kısmının göçmenlerin kalması için harcanması koşuluyla.
Görünen o ki,
Göçmenin çok olduğu Hatay’da inşaatlara yatırılacak parayla,
Hem IMF’nin isteği yapılacak,
Hem de kendi belediyesi başarılı olmuş olacak.
*
Bu arada belediyeleri CHP kazanınca,
Tasarruf yapmak geldi RTE-AKP’nin aklına.
AKP’li Belediyelerin bıraktığı borç ise, birkaç100 milyardan fazla…
Şimşek 500 makam aracı satarak başlayacakmış tasarrufa.
Ama 7’inci makam aracı alındı Diyanetin başkanına.
Uçak inmeyen havaalanına ödenen milyarlar…
Geçilmeyen köprülere, tünellere, yollara ödenen milyarlar…
İtibar adına yapılan saraylara ödenen milyonlar…
Üçer beşer maaş alan bürokratlara ödenen milyonlar…
Lüks ötesi şatafatlı makamlara, makam araçlarına, belediye binalarına harcanan milyonlar…
Şimşek’in gör(e)mediği harcamalar…
*
Har vurup harmanın savrulduğu böylesi bir ekonomide,
Emekçiye, emekliye para bulmayan RTE’nin gerekçesi de anlaşılacak gibi değil.
“Yüksek enflasyon ortamında ne verirsek verelim dipsiz kuyu misali kaybolup gidiyor.”
Söylediği dipsiz kuyuyu yaratan ekonomist RTE’nin kendisi,
Yarattığı kuyuya düşünce dipsiz olduğunu görmesi büyük çelişki.
Dipsiz kuyunun karanlığını yaşayan emekliler, emekçiler, gençler,
Sandıkta bu yağma düzene dur dediler,
CHP’de yaşanan değişime bir şans verdiler.
*
Artık yeni bir dönem başlıyor Türkiye’de,
Umutsuzluğun yerini umut aldı memlekette,
Yeni bir kuşak geliyor siyasete ve partilerin yönetimine,
CHP’nin ardından değişim devam etti İYİP’te de.
Siyasetin yeni kuşağına büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor.
Halkın verdiği şansı doğru değerlendirmeli,
Bu dipsiz kuyu ekonomisi tersine çevirmeli.
Halkı ayrıştıran kimlik siyaseti terk edilmeli,
Emek-sermaye temelinde Halktan yana siyaset hayata geçirilmeli.
Bu arada CHP tarafından yükselen,
“Mülteciler kalıcıdır”, “geçici sığınmacıya kalıcı mülteci statüsü verilmelidir” sesleri,
Halkın öncelikli beklentisi olup olmadığı da iyi düşünülmeli.
*
Cumartesi günü Antalya’da,
Cumhuriyetin Anlamı’nı konuştuk öğretmen adayı gençlerle.
100 yıl önce dedelerimizi, ninelerimizi, büyüklerimizi,
Yokluğun, yoksulluğun, cehaletin karanlığından kurtaran,
Yaşama ve geleceğe umutla baktıran Cumhuriyetin,
İlkeleri, mantığı, politikaları ve uygulamalarıyla,
Günümüz koşullarında bugün, bizler için de geçerli olduğu düşüncesinde buluştuk.
Gençlerin beklentisi, siyasetin Cumhuriyet temelinde umudu büyütmesi.
Halkın büyük çoğunluğunun beklediği gibi…