Ahmak, aklını gerektiği biçimde kullanma yeteneği olmayan, zekâsı pek gelişmemiş, aptal, bön, budala…
TDK’nın bu tanımının yanında siyasetin ne işi var diye düşünülebilir.
Düşünelim.
- Bakan söyleyince sorun yok,
- Ekrem İmamoğlu söyleneni iade edince siyaseten yasaklanacak kadar davalık,
- İsmi lazım değil bir partinin başkanı uluorta tüm millete söyleyince yine tık yok.
Anlaşılan ahmak’ın anlamı, siyasette durduğun yere göre değişiyor.
Görülen o ki, iktidar tarafından söylenince sorun yok.
*
Sorun yoksa, iktidar tarafının kime söylediğine bakalım.
İlk olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na söylendi.
Görünen neden,
İmamoğlu’nun Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşması.
Asıl neden,
İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması,
Sonuç,
Söyleyen değil iade eden suçlu!
*
Ahmak nitelemesi şimdi de iktidarın yandaşı tarafından Millete söylendi.
“Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar.”
Bu kişi iktidarın truva atı gibi…
Ortaya attığı Anayasa’nın 4.üncü maddesi imiş,
Bir akıllı kendisi ya, lafı ilk üç madde için değilmiş…
Bu kişiye göre anlamayanlar kim?
Demokratik Laik Cumhuriyetten yana olanlar.
En azından kendi adıma söyleyeyim,
Bu kişinin amacını ve ne söylemek istediğini anlayabilecek akla ve zekaya sahibim.
Kendisinin anlayabileceği şekilde de tek tek anlatayım.
Anayasa’nın 4’üncü maddesi;
“Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez”.
Bu maddeyi kaldıracaksınız ki,
Asıl amacınız olan ilk üç maddenin değiştirilmesinin yolunu açabilesiniz.
Gördüğünüz gibi, ben ve benim gibi düşünenler ne söylediğinizi anlayabilecek akla ve zekaya sahibiz, ahmak değiliz.
Bu sözünüzü de aynen size iade ediyorum.
*
Şimdi bu kişiye soralım;
Milletvekili olabilmek için Meclis kürsüsünde “…Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” diye ettiğiniz yemini unuttunuz mu, yoksa Millete yalan mı söylediniz?
Yalan söylemek hukuka göre suç, inanca göre de günah.
Siz hem suç işlediniz hem de günah…
Günahın hesabı size ait, suçun hesabını ise bakalım Cumhuriyet’in Savcıları soracak mı?
Cumhuriyet’in Savcılarına da soralım;
- “Ahmak” demek suç ise bu kişi hakkında “Millete hakaret ettiği” gerekçesiyle siyaseten yasaklı olacak şekilde dava açacak mısınız?
- “Ahmak” demek suç değilse Ekrem İmamoğlu’na açılan davayı düşürecek misiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devleti mi, değil mi görelim.
*
Milletin parası ile iş yapan iktidarın müteahhidi Millete küfrediyor,
Milletin vekili Millete hakaret ediyor,
İktidar ve yargı seyrediyor,
Millet de yaşamının her alanında sorun yaşamaya devam ediyor.
*
Siyaset böylesi bir düzeysizliğe bir günde gelmedi.
22 yıllık iktidarın tek adamı “öfke bir sanattır” deyince,
Demokrasinin ana unsuru olan siyasi ve toplumsal muhalefete ağzına geleni söyleyince,
Ahmak da bir sanat ürünü oluyor, devleti yöneten iktidarın ve yandaşlarının dilinde.
Nedense Millete hakaret edenlerin ortak derdi de Cumhuriyetle…
Bir de 100 yıl öncesine bakalım,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün dilinde de Millet vardı;
“…Türk Milleti çalışkandır. Türk Milleti zekidir. Çünkü Türk Milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir…”
*
Nereden nereye geldi Türkiye…
Bir dünü düşünün bir de bugüne bakın,
Bolluktan yokluğa,
Dayanışmadan toplumsal ayrışmaya ve çatışmaya,
Çocuklara sevgiden, kadınlara saygıdan şiddete, tacize ve cinayetlere,
Geleceğe umuttan umutsuzluğa,
Her alanda var edilen yozlaşmaya ve çürümeye…
“Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir” sözü doğrudur,
Bu yaşadıklarımız Türkiye’nin gerçeğine ve kültürümüze aykırıdır.
Bu sürece dur diyecek olan da Milletin kendisidir.
Narinler ölmesin, okula gidebilsinler…
