Tevfik KIZGINKAYA
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 24 Ocak, Karanlığın Aydınlığa Saldırısıdır

24 Ocak, Karanlığın Aydınlığa Saldırısıdır

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir Pazar sabahıydı…

Önce telefonlar çalmaya başladı,

Ardından televizyon kanallarında siyah bir bant içinde son dakika haberi geçti.

“Arabasına konan bombanın patlaması sonucu gazeteci Uğur Mumcu hayatını kaybetti.”

Gözler nemlendi, dişler kenetlendi, dudaklar mühürlendi, söz bitti…

Karanlığı aydınlatan Uğur Mumcu, karanlığın hedefi olmuştu.

Karanlık, Cumhuriyet aydınlanmasının savunucusu bir yurtseveri daha yok etmişti.

Tıpkı, üç yıl önce Prof. Dr. Muammer Aksoy’u, ardından Çetin Emeç’i, Turan Dursun’u, Doç. Dr. Bahriye Üçok’u, Musa Anter’i yok eden karanlık eller Uğur Mumcu’nun da bedensel varlığını bizlerden almıştı.

Tarih 24 Ocak 1993

*

Uğur Mumcu’yu tanıyan tanımayan, okuyan okumayan, seven sevmeyen milyonlar doğanın gözyaşları altında doğanın kucağına bıraktık.

Tıpkı, yitirdiğimiz diğer aydınlar gibi…

Yetkili ve sorumlu makamlardan “terörü lanetleyen, failleri bulmaya, katilleri en kısa sürede yakalamaya söz veren…” sesler yükseldi.

Tıpkı, yitirdiğimiz diğer aydınların ardından söylendiği gibi…

Daha üstünden bir ay geçmeden karanlık eller Eşref Bitlis’e, ardından Onat Kutlar’a, Av. Ali Günday’a, Metin Göktepe’ye, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’ya, Gaffar Okan’a, Necip Habletmitoğlu’na uzandı.

Tıpkı, diğer aydınlarımıza olduğu gibi…

Yine milyonlar yürüdü…

Yine sözler verildi…

Ne failler, ne de failleri yönlendiren karanlık eller ortaya çık(artıla)madı.

Bu saldırılar, nedense hep kişisel ya da ufak gurupların işi olarak kaldı.

Oysaki Güldal Mumcu’nun açıkladığı Mehmet Ağar’ın “Öyle bir iş ki, bir duvar gibi… Bir tuğla çekersek duvar yıkılır” sözleri karanlık ellerin ördüğü duvarı gösteriyordu.

*

İlginçtir, bu karanlık duvarın örülmesi 24 Ocak 1980’de başlamıştı.

24 Ocak kararları ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluş ilkelerinden, Demokratik Laik Sosyal Hukuk Devleti niteliğinden ve Yurtta Barış Dünyada Barış temel politikasından kopartılmaya başlanmıştı.

  • Duvarın adı; Neo-liberalizm
  • Gerekçesi; Dünya küreselleşti, globalleşti
  • Reklamı; Demokrasi, insan hakları, çağdaşlaşma…
  • Öneresi; Serbest piyasa ekonomisi
  • Uygulaması;

– Ulus Devlet ve ulus toplum yıkılacak,

– Devlet ekonomiden elini çekecek,

– Piyasanın egemenliği kurulacak…

Sözü uzatmaya gerek yok,

Bugün yaşadığımız ekonomik, sosyal ve siyasal koşulları yaratacak kurallar, politikalar ve uygulamalar devreye sokuldu.

Bu uygulamaları yerine getirecek iktidarlar alkışlandı, desteklendi…

Ve bugün sorun olarak yaşadığımız,

  • Etnik ve inanç temelinde ayrışma ve çatışma,
  • Örgütsüz toplum ve toplumsal muhalefete konan yasaklar,
  • Adaletsiz, hukuksuz, kuralsız yönetim anlayışı,
  • Devletin ve ülkenin kaynaklarının sermayeye verilmesi,
  • Temel insan hakkı olan eğitimin ve sağlığın piyasalaştırılması,
  • Halkın yokluğu ve yoksulluğu yaşaması,
  • Her yıl iş cinayetlerinde binlerce emekçinin yaşamını yitirmesi,
  • Tren kazaları, maden faciaları ve son olarak Kartalkaya’da yitirdiğimiz 78 insanımız…

Bu sömürü düzeninin sonuçlarıdır.

Ve bugün neo-liberalizmin yeni yüzünün adı neo-faşizmdir.

*

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, kurucu ilkeleri ve niteliği ile bugünler arasına örülen neo-liberalizm duvarını en başta gören…

Bizlerin de görmesi için yazan, konuşan, çabalayan aydınlarımızın bedensel varlıkları yok edildi.

Duvarın örülmeye başlandığı 24 Ocak’larda saldırdı karanlık eller,

Uğur Mumcu’ya, Gaffar Okan’a…

  • Sanıyorlar ki, böylece Cumhuriyetin aydınlığı karanlığa teslim olacak,
  • Bilemiyorlar ki, bedenler ölür ama düşünceler sonsuza dek yaşayacak,
  • Bilsinler ki, “Fikirler, zorla ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez.”

ON’LAR;

Adalet ve Demokrasi istediler, Herkes için,

Sosyal hukuk devleti istediler, Herkes için,

Tam bağımsız, Demokratik Laik bir Cumhuriyet istediler, Herkes için,

Herkes için istedikleri CUMHURİYETE CAN VERDİLER.

Cumhuriyete Can Verenleri saygıyla, minnetle ve özlemle selamlıyorum…

 

24 Ocak, Karanlığın Aydınlığa Saldırısıdır
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

9 Yorum

  1. 27 Ocak 2025, 18:55

    Yeni Liberalim yutturmacasını çok iyi anlattınız.Umarım her fert aydınlanır.Kalemine ve yüreğine güç diliyorum

    Cevapla
  2. 26 Ocak 2025, 15:34

    Neden dünya bunları yaşıyor, sorusuna çok güzel yant vermişsiniz, teşekkür ederim Tevfik bey…

    Cevapla
  3. 26 Ocak 2025, 14:18

    Işıklarda olsun aydınlık ülkemize yol haritası çizdikleri için hayatını kaybeden CAN’lar..

    Cevapla
  4. 26 Ocak 2025, 12:33

    Teşekkürler Tevfik bey

    Cevapla
  5. 26 Ocak 2025, 12:08

    Emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin ülkeyi karanlığa sürüklemesinin yolu önder olabilecek aydınları yok etmekti. Ama kıra, kıra bitiremediler ve bitiremeyecekler. Olan dünyaya bile yön verebilecek değerde güzel insanlarımıza oldu. Yüreğine sağlık. Her zamanki gibi sözün özünü yazmışsın…

  6. 26 Ocak 2025, 12:03

    Yüreğine sağlık. Her zamanki gibi sözün özünü yazmışsın

    Cevapla
  7. 26 Ocak 2025, 11:51

    cok açıklayıcı Anlamlı bir yazı olmuş yüreğinize ve kaleminize sağlık .

  8. Fikirler zorla ve şiddetle top ve tüfekle asla öldürülemez.çok güzel hocam ağzınıza sağlık.

    Cevapla
  9. Fikirler zorla ve şiddetle top ve tüfekle asla öldürülecek.çok güzel hocam ağzınıza sağlık.

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin