Bir siyasi iktidar yönettiği devletin düzenini, ülkenin yapısını ve milletin yaşamını nasıl ve neden alt üst eder?
RTE-AKP iktidarının 19’undan 23’ne 5 günde yaptıkları nasıl sorusunun yanıtıdır.
Diploma iptali, gözaltılar, yasaklar, müdahaleler ve tutuklamalarla…
Siyaseti, yargıyı, belediyeleri, ekonomiyi…
Kısacası ülkede yaşamı felç ettiler.
Siyasi tarihte ve demokrasilerde görülmemiş bir şekilde,
Siyasi iktidarın siyasi muhalefeti yok etmek için başvurduğu bir siyasi darbe.
Nedeni ise,
Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmasın diye.
*
Seçimle iktidarların değişmesi demokrasinin gerçeğidir,
Ancak bu gerçek RTE-AKP için geçerli değildir.
Pekala RTE-AKP ve destekçileri için,
İktidarı bırakmamak neden bu kadar önemlidir?
Bilinen gerçekler;
- 23 yılın hesabını vermemek,
- RTE’yi bir daha seçtirmek,
- Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim şeklini değiştirmek.
Bu yolda Trump’la yapılan ve içeriği bilinmeyen konuşmaları ve hesapları ise konunun uzmanlarına bırakalım,
Demokrasinin gerçek sahibi olan Halkın tepkilerine bakalım.
*
Gözaltılar karşısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Halkı Saraçhane’ye çağırması,
Halkın, özellikle de üniversite gençliğinin,
Yasaklara, yolların kapatılmasına, polisin gazına, suyuna, şiddete varan müdahalelerine karşı,
Coşkuyla, kararlılıkla ve giderek artan bir katılımla Saraçhane’de milyonlara ulaşması,
Ve Özel’in çağrısının ülkemizin dört bir yanında karşılık bulması,
Demokratik çağdaş geleceğimiz adına umudu ve inancı çoğalttı.
*
23 Mart Pazar gününe geldiğimizde,
Nasıl bir katılımın olacağının merakıyla gittim oy kullanmaya.
4 gündür yaşanan gerginlikten, stresten, yorgunluktan ve kızgınlıktan eser yoktu insanlarda,
Meydanlardaki coşku ve kararlılık yansımıştı CHP’nin ön seçim sandıklarına.
Sanki bir genel seçim varmışçasına,
- Yüzlerinde gülümsemeyle, heyecanla ve büyük bir ciddiyet içinde oy vermeye koşan insanlar…
- Kucağında bebekleri, ellerinde çocukları ile gelen genç anneler, babalar…
- Oylarını sandığa çocuklarına attıranlar, fotoğraf çektirenler, alkışlayanlar…
- Evlatlarının kollarında gelen yaşlı insanlar…
- Gruplar halinde kararlı adımlarla sessizce gelen ve oy kullanan gençler…
- Yaşı tutmadığı için üzgün oy verenlere eşlik eden gençler…
- Dayanışma sandığının önünde uzayan kuyruklar…
Sonuçta, CHP üyelerinin dışında 14 milyona yakın yurttaş,
Cumhurbaşkanı adayı olması için Ekrem İmamoğlu’na oy verdiler.
*
Bu 5 günün gösterdikleri, ülkemizin geleceği açısından önemlidir.
- Parti içi demokrasiyi uygulayarak parti adayını üyelerine seçtirmesi,
- Üye sandığının yanına “Dayanışma sandığı” koyarak kapılarını Halka açması,
- Gençliğin meydanlara katılması ve Pazar günü oy kullanmaya gelmeleri,
CHP yönetiminin attığı önemli adımlardır ve başarıdır.
Gençliğin katılımı,
- Ekrem İmamoğlu’nun İBB Başkanı olarak gençlerle kurduğu iletişimin,
- Özgür Özel’in samimiyeti, açık sözlülüğü ve gençlere yönelik verdiği mesajların sonucudur.
Gençlikle kurulan bu iletişim önemlidir ancak sürdürülmesi çok daha önemlidir.
*
Sonuç olarak,
- Gençlik haksızlığa ve adaletsizliğe karşı duyarlıdır,
- Gençlik ülkenin sorunları ve geleceği ile ilgilidir,
- Gençlik Demokratik Laik Cumhuriyete bağlıdır,
- Gençlik ve yurttaşlarımız CHP’ye ve adayı Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmıştır.
- Demokratik Laik Cumhuriyete ve Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığını bir kez daha göstermiştir.
Bu süreç, sadece bir seçim süreci değildir.
Bu süreç, insanca çağdaş bir yaşamın mücadelesidir.
Bu süreç, çağdaş Demokratik Laik Cumhuriyet ve Sosyal Hukuk Devleti mücadelesidir.
İktidar, Halkla berber yürünen yolun sonundadır.
Sabırla, inançla, kararlıkla ve hep birlikte…
Tüm bunlar muhalefeti sindirmek,gergin bir ortam oluşturarak ,Türkiyen’in düzenini tamamen değiştirmek,bu düzen içinde Apo yu meşrulaştırarak lider yaratmak içindir.