Advert
Tevfik KIZGINKAYA
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 1 Mayıs’a Kim, Neden Karşı?

1 Mayıs’a Kim, Neden Karşı?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu yılda emekçiler bir bayram coşkusu ve heyecanıyla kutlayamadı, 1 Mayıs’ı,

Yasaklar, şiddet, gazlar ve gözaltılar yaşandı,

İstanbul’un sokaklarında, caddelerinde, meydanlarında.

Düşünelim ve sorgulayalım,

Kim, neden karşı 1 Mayıs’lara…

*

1 Mayıs nedir?

Tüm dünyada işçinin, emekçinin birlik, mücadele ve dayanışma günüdür.

Neden 1 Mayıs?

Amerika’da sendikalar 1 Mayıs 1886’da günlük 8 saatlik çalışma isteğiyle iş bıraktılar.

Renk ayrımı gözetmeden (siyah-beyaz) işçiler hep birlikte gösterilere katıldılar.

İşçilerin bu isteği birçok ülkede kabul edildi ve 1 Mayıs işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir gün niteliğini kazandı.

İkinci Enternasyonal’de de (1889) 1 Mayıs’ın tüm dünyada,

“Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü” olarak kutlanılmasına karar verildi.

*

1 Mayıs, Türkiye’de ilk olarak 1923’te resmî olarak kutlandı.

1976’da Sendikalar 1 Mayıs’ı ilk defa Taksim Meydanında kutladılar.

1977’de ise Taksim’deki kutlamalar “Kanlı 1 Mayıs” olarak tarihe geçti.

Bugün bile hala failleri bilinmeyen silahlı saldırı sonucu 34 yurttaşımız öldürüldü.

12 Eylül 1980 darbesinin cuntası 1 Mayıs’ı bayram olmaktan çıkardı ve kutlanmasını yasakladı.

Nisan 2008’de 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi.

22 Nisan 2009’da TBMM 1 Mayıs’ı tatil ilan eden yasayı kabul etti ancak Taksim’de kutlamalara izin verilmedi.

Sonraki 3 yılda 1 Mayıs hiçbir olay yaşanmaksızın Taksim’de kutlandı.

2013 yılından bugüne kadar ise Taksim Meydanı işçilere, emekçilere kapatıldı.

9 yıldır önce sendikaların Taksim’e çıkma isteği ile iktidarın yasaklama kararı tartışılıyor,

Ardından da 1 Mayıs’ta emekçilerin ve emekten yana olanların,

Taksim’e çıkma çabaları ile polisin engelleri, coplar, gazlar, gözaltılar konuşuluyor.

Böylece emeği ile geçinen işçilerin, emekçilerin sorunları, istekleri ve hakları ülkenin gündeminde yer bulamıyor.

*

1 Mayıs’ın emekçilerin bayramı olmasını kimler istemiyor?

Yanıt açık, emeği maliyet olarak gören sermaye ve kapitalizmin siyasi iktidarları.

İktidarda emekten, emekçilerden yana bir siyasi parti varsa,

Bu sefer kapitalizmin ağası orduyu devreye sokuyor ve silah gücüyle,

Emekten yana olan siyasi iktidarları darbe ile değiştiriyor.

Şili’de, Arjantin’de, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ülkemizde olduğu gibi…

*

1 Mayıs’ın sahibi emekçiler kimlerdir?

  • Fabrikalarda makineleri çalıştırarak, aletleri kullanarak tüketim maddelerini üreten işçilerdir,
  • Devletin kurumlarında ve belediyelerde iş ve hizmet üreten memurlardır, işçilerdir,
  • Sermayenin şirketlerinde iş ve hizmet üreten işçilerdir,
  • Atölyelerinde işçileriyle beraber iş ve mal üreten küçük işletme sahipleridir,
  • Tarlasında üretim yapan çiftçilerdir,
  • Dükkanında çalışarak hizmet üreten esnaflardır…

Kısacası emeği ile çalışan, alın teri döken üretenlerdir, Halktır.

Emekçilerin ürettiklerini satarak kazananlar ise sermaye sahipleridir, kapitalizmdir.

*

Yaşamın bu çelişkisi, siyasetin olması gereken gerçek zeminidir.

Demokrasilerde siyaset, yaşamın bu çelişkisine göre şekillenmelidir.

Bu noktada siyasi partilerin yanıt vermesi gereken temel soru;

Ülkemizin kaynaklarını ve gelirini paylaşımda önceliğiniz nedir?

  • İşçilerin, emekçilerin, üretenlerin insanca yaşaması mı?
  • Sermaye sahiplerinin daha çok kazanması mı?
  • Emek mi en yüce değerdir?
  • Sermayenin kazancı mı önceliğinizdir?

Soruların yanıtları, yaşadığımız tarihsel sürecin içindedir.

Ne yazık ki ülkemiz,

1945’den sonra liberalizmin,

Özellikle de 1980’den bugüne kadar da neoliberalizmin politikalarını uygulayan,

Sermayenin sağ siyasi iktidarları tarafından yönetilmiştir.

*

Aslında yaşamın bir başka gerçeği ise,

Emekçilerin, emeği ile geçinenlerin sayısal olarak çoğunlukta olmasıdır.

Temel sorun, emekçilerin hakları temelinde örgütlenememesi ve birlikte haklarına sahip çıkamamalarıdır.

Sendikalarda örgütlenen emekçilerin büyük çoğunluğunun,

Kapitalizmin inanç ve etnik politikalarıyla sınıf bilincinden uzaklaşmaları,

Sermayenin çıkarları için çalışan sağ siyasi partileri desteklemeleridir.

Emekten ve Halktan yana olması gereken siyasi partilerin de,

Kapitalizmin bu politikalarına ve egemenliğine boyun eğmeleridir.

Sadece 1 Mayıs’ta emekçilerin yanında olmak çözüm değildir.

Sonuçta kazanan sermayedir,

Kaybeden ise emekçilerdir, Halktır ve ülkemizdir.

*

Emeğin değersizleştirildiği ve yok edildiği ülkelerde üretim de yoktur.

Üretimin olmadığı ülkelerde Halk cehaleti, yokluğu ve yoksulluğu,

Bir avuç sermaye sahibi ve iktidarları ise bolluğu ve zenginliği yaşar.

Üretimin olmadığı ülkelerde,

Adalet, demokrasi, insan hakları ve çağdaş yaşam yoktur,

Baskı, şiddet, geri kalmışlık ve otoriter iktidarlar vardır.

*

İnsanlık tarihi emek ile sermaye arasındaki mücadelelerle doludur.

1 Mayıs Marşının dizeleri bu sömürü düzenine karşı,

Emekçileri ve emekten yana olanları, Halkı,

İnsanca ve hakça yaşamın umudunu yaşatmaya ve mücadelesine çağırır.

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır,
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez,
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde…”

*

Yaşamları boyunca demokrasiden, emekten ve Halktan yana üreten, yazan…

Soyadı gibi her zaman genç ve aydın bir yurtsever, öğretmen, ressam, Cumhuriyetin entelektüel örnek bir yurttaşı Zafer Gençaydın’a,

Gerçek bir gazeteci ve yazar, yurtsever Celal Başlangıç’a,

Saygıyla…

 

1 Mayıs’a Kim, Neden Karşı?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin