MEKTEPSİZ MAARİF VEKÂLETİNİ YÖNETMEK İSTEYEN EMRULLAH EFENDİ
İLE
ZAMSIZ MAAŞ VE ÜCRETLERLE ENFLASYONU DÜŞÜREBİLECEĞİNİ SÖYLEYEN, BELKİ DE İNANAN, DENEYİMLİ MALİYE BAKANIMIZ MEHMET ŞİMŞEK
Olur mu demeyin? Dünyada her şey olur.
Mektepler kapatılır, Maarif Vekaleti ayakta kalabilir.
Osmanlı’nın son Maarif Vekillerinden EMRULLAH efendi demiş di ya:
“Şu mektepler olmasa ben bu Maarif’i ne güzel idare ederdim.”
Maliye Bakanımız iktisatçı sayın Mehmet ŞİMŞEK’de aşağıda gazete kupüründe görüleceği gibi, demiş ki:
“Maaşlar artmasaydı, enflasyonu düşürürdük!”
Olmaz demeyin, bal gibi de olur.
Ama nasıl?
Hasbel kader biz de biraz iktisat okuduk.
O nedenle, konu iktisat olursa, biz de bazı önerilerde bulunabiliriz.
Hocalarımızdan biri de bugün bozkırın ortasındaki bir kenti, Eskişehir’i, yıllar önce, kokar vaziyette iken, kayık ile gezinti yaptığımız Porsuk çayında bugün gondolları dolaştırıp, plajlar yapan, bugün Avrupalıların dahi ve de cidden kıskanacakları bir kente dönüştüren sayın Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN hem dekanımız, hem de hocalarımızdan biri idi.
Gülen bıyıkları ile konuşan, ders veren Yılmaz hocamızdan, çok şey, özellikle hep umutlu olmayı öğrenmiştik.
İktisatta arz ve talep denklemi, piyasada büyük rol oynar. Bu iktisatta kilidi açan anahtarlardan da en önemlisidir de.
İnsanlar günde 3 defa yemek yer genellikle.
Yaz ve kışın da farklı giyimler ile işyerleri ve çocuklarının okulları da kapı önünde olmadığından ulaşım harcaması yapmak zorunda kaldıklarından, bu dallarda da talepler, istekler artmaktadır.
O zaman yemek ihtiyacı olan talep ve iştah 3’ten 2’ye sağlığa uygundur diye düşürülüp yasallaştırılırsa, o zaman talep de azalma olduğundan arz’ın bollaşması durumında, gıda ürünleri fazla satılmayınca, fiyatlarında gerileme olur.
Bu da yetmez ise; 4 km mesafeye kadar iş yeri ve okulu olana, özel araç kullanma ve toplu ulaşıma binme yasağı da getirilirse, ulaşım fiyatlarında da düşüşe tanık oluruz.
Yok, yollar çocuklar için yeterince güvenli değil deniyorsa, güvenliği sağlamak devletimizin emniyet güçleri ile temel görevidir.
Herkesin 3-4 km iş ve okul için yürüyebileceğine ben şahsen inanıyorum.
Çünkü ben bunu yaşadım.
Ben ilk okulun 5. sınıfını Balıkesir’deki Atatürk İlkokulunda okurken, kaldığımız ev, içinde musluk suyu olmadığı gibi, suyumuzu da mahalle çeşmesinden taşıdığımız gecekondu evimiz Gündoğan mahallesinindek Toprak Mahsülleri Ofisi silosunun çok altında iken, okula tahta bavul çanta ile yaya gider, 1,5 saatlik öğle paydosında da koşa loşa eve gidip, öğle yemeğimize yer ve yine dört nala derse yetişirdik.
Biz burada, bu mesafe altında oturan öğrencilere, sağlık sorunu yok ise, ücretsiz toplu ulaştım için bilet vermiyorduk, ki; halen de öyle.
Ebeveyn itiraz eder: “Ben aracımın km takosunu açtım. Bizim ev ile okulun arası, sizin belirttiğiniz mesafeden daha fazla” dediğinde, ebeveyn ikna edilmek için, masa üzerinde kentin büyük plan haritasının bulunduğu odaya götürülür ve kuş bakışı okul ile ev arası ölçülür.
Ebeveynlerin genellikle hak iddia ettikleri, kıvrımlı ve dolambaçlı yol güzergahları olurdu.
Bu ulaşım politikası ile çocuklar bir anlamda bisiklet kullanmaya da teşvik edilir.
Ehhh, giyim kuşam konusunda, kozmetik eşya konusunda da bazı tedbirler alınır da talep düşürülürse, enflasyonun bir nebze de olda, bu deneme ile de düşürüleceğine ben inanıyorum.
Mesela; kışın kalın kazaklarla ve de diz üstüne örtüler atıp (şu an benim balkonda uyguladığım gibi, üzerimde eşimin 20-25 yıl önce tığlarla ördüğü, halk dilinde deve tüyü renginde kalın kazak ve dizlerimde de kırmızı pamuklu örtü) oda içerisini 17, olmaz ise 18, evde bebek var ise 20 derecede, tutmak.
Yaz günlerinde de, evde ince ve kısa pantolon gibi giysilerle oturup, klima denen müsrif aygıtı devamlı çalıştırmamak.
Nas’ı tüketim, ihtiyaç ve de özellikle Anadolu Kaplanlarımız Kobiler için yatırım kredilerinde de uygulamak ve düşük tutmak.
Ama tabii ki, siz ve Maliye Bakanımız sayın
Mehmet ŞİMŞEK buna katılır mısınız bilemem?
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’da da biz halka tasarruf önermiyor mu? Öneriyor.
İşte bu da bizim bir çeşit, üretim dışı tasarruf önerimiz.
Az ye, az kullan, az harca, idare et, alın size 8 köşeli olup, küp gibi enflasyonu düşürmek için bir formül!
Mümkün mü? Belki bir yere kadar!
Son ve kalıcı çözüm ise, enflasyonu en aşağıya çekip düşürmek için, üretimi arttırmak, öcelikle de, ithalat girdisi yüksek olan ürünleri kendimizin üretmeye başlaması.
Evet, son çare bu ve de başlamak lazım.
Hedef; TÜRK Lira’sını iç ve de dış ticarette tek değişim birimi ve itibarlı kılmaktır.
Sağlıklı ve esen kalınız.
Remzi UYSAL