Ben de kof kabadayı denen ve kendini yüksek şahsiyet zanneden, Fatih ALTAYLI’ ya şunu sormak isterim:
1) Çakma tarihçi olan arkadaşı Murat BARDAKÇI ile yaptığı video söyleşisinde, çakma tarihçi Bardakçı: “Bizim Kuvay-Milliyemiz ne ise, HAMAS’da odur!” dediğinde ve o söylem ile aynı düşüncede değil idi ise; çakma tarihçi arkadaşı Bardakçı ile video yayınları yapmaya devam edecek mi? Etmeyecek mi?
İnsanın, Türk milletinin gözünün içine baka baka bunu söylemesi için, utanması gerekmez mi?
Haydi diyelim çakma tarihçi bunu densizce söyledi de, buna izin veren, Türk milletine bunu dinleten kişinin de utanması gerekmez mi?
Bu ne Milli, bu ne Ulusal hassasiyet!
Yoksa Murat Bardakçı, yaşayan fesli’mi olmak istiyor?
O zaman, Makbule romanının bazı bölümlerine (!) şimdiden soru işaretleri koymak gerekir dense, yanlış mı olur?
Pekiyi; Fatih Altaylı’nın o arkadaşı çakma tarihçiye verilmesi gereken cevabı verdikten sonra, yayını durdurması gerekmez miydi?
Bu Fatih Altaylı, Sponsoru olan Kripto paraya bu denli mi göbeğinden bağlı da, biz izleyenler bilmiyoruz?!?!
Kuvvay-ı Millye, vatan kurtaran kutsal bir teşkilat iken, nasıl olur da, vatan batıran bir terör örgütü HAMAS ile kıyaslayabilir ve bunu söyleyen densize nasıl olur da bunu söylemesine izin verilir?
2) Fatih Altaylı bize “LAN” dedi !
Geçenlerde yaptığı video söyleşilerinin birinde, kendisine sorular yönelten Trakyalı Emre’nin sorularının biri üzerine, biz yurtdışında yaşayanların Türkiye ‘deki Genel ve de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmaları için 5 bin, yok olmadı 2 bin Euro vergi ödemeleri gerektiğini savunması, sepetlendiği TV kanallarından sonra, bu sözleri sosyal yaşam kalitesi düştüğünden ve “bizi kıskandığı !!!” için mi söyledi?
Bir de bize gözümüzün içine baka baka: “ Sizin Türkiye ile ne işiniz olabilir” der gibi, bize
“LAN” dedi, Fatih Altaylı.
Fatih Altaylı; biz o vatanı inanın sizlerden daha çok seviyoruz.
Yurtdışından gelen seçim sonuçları mı? Onlar ileride, olmaz sa olmaz, değişecek.
Lan ha, lan ha! Vay, vay Fatih efendi!
Yoksa, Fatih beyin bizimle başka bir derdi var da, biz mi bilmiyoruz?
Yurtdışından “Oy ve Seçme Hakkı” dendiğinde, bu soruyu öncelikle sorma hakkına sahip ilk kişi olduğuma inanıyorum.
Çünkü Yurtdışından Oy Hakkı konusunda, Türkiye’de konuda ilk olup, Ankara 13. İdare Mahkemesinde 27 Aralık 2006 günü, Balıkesir Vergi Mahkemesi üzerinden dava açan kişiyim.
Bu nedenle böyle bir konu, Türkiye’deki seçimlerde yurtdışından oy kullanma, gündeme geldiğinde, yaptığım doğru veya bu birilerine göre yanlış ise de; arkasında durmamın gereğine inanıyorum.
Bu yetmedi.
“Yurtdışından Seçilme Hakkı ve Yurtdışının Seçim Bölgesi Olması” için de uğraşıyor ve de
istiyoruz.
İzmir, Ankara’nın milletvekili sayısına denk düşecek sayıda siyasette, demokraside çoğulcu ve katılımcı değerlere inanmış insanlar göndereceğiz.
Hiç de sevinmiyoruz ama; Türkiye’yi kötü yönettiğiniz için, yurtdışında sayımız her geçen gün de artmakta.
Gerçi bazı siyasetçiler de bunu dile getirmiş olabilirler. Ama bize inandırıcı gelmedikleri için, konuyu yine biz ele alıyoruz.
Yakında bu konuda da Türkiye’de prosedür gereği ile yerelden başlayıp, AYM’de davamızı açmaya hazır durumdayız.
Batı Avrupa ülkelerinde siyaseti öğrenmiş insanlarımızı gönderdiğimizde, siyasi görüşleri farklı da olsa, TBMM’de dengeleri ve de fiyakaları bozacaklarına da inanıyorum.
İşte bu nedenle de olabilir “LAN” diyor, Fatih efendi bizlere!
Bu be nezaket. Bu ne terbiye ve ahlâk!
Lan ha, lan ha !!!
Hadi oradan, hadi ordan çam üstüne çam deviren, kof kabadayı Fatih Altaylı !!!
Remzi UYSAL
Lübeck, 08.8.2024
