Kuzey Ege ve Güney Marmara’nın akçiğerleri ile solunum yolları!
Bügünlerde, mitolojinin ilk söylencelerinin yazılı tarihte kaydı olan Kazdağları’nın Güney eteklerinde, Edremit körfezinin Kuzey kıyılarında, dinlenmeye çalışıyorum.
Dinlenirken de düşünmekten kendimi alamıyorum. Bugünlerde ülkemizin yüzlerce yerinde siyanürle altın arayan şirketlerin biri de Kazdağları’nda altın aramakta ve siyanürlü havuzlarda, altınları ayrıştırmaktalar.
Biliyoruz ki; bu altın maddelerin pek çoğunu Kanadalı şirketler, yerli işbirlikçilerimiz ile işletmekte, vatan topraklarımızı zehirlemekteler.
Oysa, Kanada’da Doğayı Koruma Yasalarına göre, park içinde yürürken bir dalı kıran bir vatandaşımız, yemek yemek için oturduğu restorantta, Kanadalı polisler tarafından cazai işlemi yapılmış ve hatırı sayılır miktarda para cezası ödemiş olduğunu, pek çoğumuz yazılı ve sosyal medyada okumuşuzdur.
Ne güzel bir yasa ve de uygulaması!
Keşke böyle yasaklar ve yasalar bizde de geçerli olsa.
Köy sınırları içindeki maden aramalar ve yabancı şirketlere kolaylıklar tanınması, ATATÜRK’ün 1926 yılında Petrol Kanunu’ndan başlayarak 1935 yılına kadar değişik maden türleri ile ilgili çıkardığı Maden Arama Yasaları, AKP iktidara geldiğinde 2004 yılında bir gece yarısı ve sabaha karşı baypas edildikten sonra furya halinde başlamış olup, topraklarımız yabancı şirketler tarafından delik deşik edilmektedir.
Bu tür altın aramalarda, Türkiye’nin ortaklığa ve payı nedir?
Bir yetkili tarafından açıklansa da, biz de doğruyu öğrensek.
Aklıma Münih Teknik Ünivetsite öğretim üyelerinden Prof. Dr. Friedhelm KORTE’nin, Bergama Ovacık’taki Altın madenine tepki veren köylülere destek vermek için Ekim 1999’da Antalya’da bilimsel araştırmasının açıklamasını yapmak için değişik yabancı basın ajansların da katıldığı basın açıklamasını izlemek için, arkadaşım, kardeşim Levent Tezgel ile Burhaniye’den kalkıp, biz de katılmıştık.
Prof. Dr. Friedhelm KORTE, açıklamasının bir yerinde beyinlere kazınan şu cümleleri de söylemişti:
“…… Bu altın arayıcılar gelip Münih’teki evimin bahçesinde de altın arasınlar. Bergama’da buldukları gibi, bir ton toprakta bulacakları sadece beş gram altındır. Bunca doğa katliamı buna değer mi? ……”.
Bugünlerde havasını soluduğum, dünyanın önemli oksijen deposu ve dünyanın önemli doğa harikalarından ve de dünyanın nadir endemik bitki türlerini taşıyan Kazdağları eteklerinde bulunmam, Kazdağları’mızın bu akşam da soluduğum oksijen yüklü havayı sahiplenmemeyi, Kazdağları’ndaki doğa katliamına sessiz kalmayı, içime sindiremiyorum.
Sadece ben mi?
Kazdağları’nın Kuzey ve Güney eteklerinde, bu güzel havayı soluyan herkesin, Kazdağları’nındaki altın aramalarına ve doğanın tahrip edilmesine tepki vermelidir.
Doğayı da evlatlarımızı ve de kendimizi sever gibi sevelim dileklerimle, esen ve sevgi dolu kalınız.
Remzi UYSAL
Edremit-Zeytinli, 13 Eylül 2023