Bu yazıyı mahcubiyet duyarak yazıyorum!
Kazdağları’nın Güney eteklerinde ve de Edremit körfezinin kuzeyinde bulunan, sevilen bir sahil köyü olup Edremit’e bağlı Akçay’ın meydanında bulunan ATATÜRK heykelinin fikir babası benim.
1990’lı yıllar idi.
Bu güzel sahil köyü olan turizm beldesinde bir Atatürk heykelinin yokluğunu hissediyordum.
Bu düşüncemi ilk yazılı olarak dönemin Edremit kaymakamlığına (!) bir dilekçe ile bildirmiştim.
Olumlu yanıt alamayınca, öneriyi 1984-1989 ilâ 1984-1999 yıllarında Anavatan partisinden 2 dönem Belediye Başkanlığı yapan ve halk arasında Ketaş Ahmet diye bilinen sayın Ahmet Öner’i makamında ziyaret edip, dileğimi sözlü olarak götürdüm.
Edremit’e bağlı bir sayfiye köyü olan Akçay’a Atatürk Heykelinin yapımı için gerekirse maddi katkıda da bulunabileceğimizi bildirdim.
Başkan Ahmet Öner, büyük bir memnuniyetle teklifi kabul ettiğini bildirdi . Ve de bizim maddi katkımıza gerek olmayacağına, heykelin Edremit Belediyesi tarafından Akçay’a dikileceğini söyledi.
Başkan Ahmet Öner, yörenin turizm açısından tanınması için de büyük önem veriyordu.
Ahmet Öner’in başkanlık yıllarında, Sonbahar okul tatillerinde Almanya’nın Lübeck kentindeki öğretmen arkadaşlarım için düzenlemiş olduğum eğitim, kültür ve dinlenme gezilerimize, öğretmen eşleri dışında Lübeck kent valisi, senatörleri ve eyalet parlamento milletvekilleri de eşileri ile katılmak isteklerini belirtip, bu gezilerimize katılmakta idiler.
Özellikle Kuzeyege bölgesinde geçirdiğimiz günlerde, Ahmet Öner belediyede konuklarımız için kabul verip, bölgenin tanıtımında büyük ve teşvik ediçi katkılarda bulunmuştu.
2 hafta süren bu kültür, eğitim ve dinlenme gezilerimizin ilk haftasını, tarihi ören yerlerini, okulları, kaymakamlık ve belediyede verilen kabulleri ziyaret, akşamları da; yöre halkı ile sohbetler, Almanya’dan dönmüş olan öğrencilerin buradaki eğitimde karşılaştıkları zorluklarını öğrenmek için öğretmenlerle toplantı ve görüşmeler ile Almanya’dan dönüş yapmış ailelerin davetleri üzre, evlerine yaptığımız ziyaretlerle dolduruyorduk.
Gezilerimizin 2’nci haftaları ise, Güneyege veya Akdeniz sahillerinde bir deniz kıyısında dinlenme ve deniz banyosu ile geçiyordu.
Düzenlediğim 10’un üzerindeki bu kültür, eğitim be dinlenme gezilerimizin 3’ünün,
2’nci haftasını Akçay’da geçirdiğimiz de olmuştu.
Her ne kadar Kuzeyege’de Sonbahar’da deniz suyu bizler için serin olsa da, Alman arkadaşlarım için, sevdikleri bir serinleme oluyordu.
Gerek Ege ve gerekse Ortaanadolu ve de Akdeniz yörelerinde geçirdiğimiz gezilerimizin ilk haftalarında, görüştüğümüz yerli halkımızın özellikle Almanya seyahat vize sorunları ile karşılaşıyor ve yardım talebinde bulunuyorlardı.
Bu konuda gerek senatör ve de milletvekili arkadaşlarımız, görüşmeler esnasında aldıkları notları Almanya’ya döndüğümüzde oturup değerlendiriyor, bazı konuların çözümünü Alman Dışişlerinde (Auswärtiges Amt), bazılarının çözümünde, kişinin ziyaretini gerçekleştireceği kentin Yabancılar Dairesinde buluyorduk.
Bu gezilerimizde pek çok vatandaşımızın Almanya seyahat-gezi vizesi almaları konusunda yardımcı da olmuştuk.
Başkan Ahmet Öner, benim de yörenin tanıtımı ve de grubumuzla gelen konukların, yöre halkı ile kurdukları, karşılıklı ve de oluşacak uzun süreli dostluklar nedeni ile bana Belediye Meçlisi kararı ile Edremit Fahri Hemşeriliğini verdi.
Atatürk heykeli ilk olarak, şimdiki yerine değil de, Akçay meydanının yakın bir yerine; Akçay camiisi ile Ömür oteli arasına dikilmişti.
O alanda araçların dönmeleri ve manevra yapmaları heykel nedeni ile güçlenince, Atatürk heykelinin meydanın şimdiki yerine taşınmasına karar verildi.
Karar verildi verilmesine de; Akçay meydanında, Sarıkız hikayesinin yazarı olan yerel yazar kişi (!),meydanın bir köşesinde, kendi yazdığı Sarıkız hikaye ve şiir kitabını, seyyar bir masa üzerinde pazarlayıp sattığından, Atatürk heykelinin meydana getirilmesine şiddetle karşı çıkmıştı.
Bunun üzerine, Edremit 9 Eylül gazetesi sahibi sevgili dostum Hayati Çelik, Sarıkız hikaye yazarına yönelik çok ve de ağır bir eleştiriyi kaleme aldı.
Yazdığı eleştiri de gazetede yayınladı.
Buna tepki veremeyen, Sarıkız söylencesinin yerel yazarı, ortalık sakinleşince, Atatürk heykeli, Akçay meydanına şimdiki ve bugün karşısında duran Sarıkız heykelinin karşısına dikildi.
Her ülke tatilimde, ziyaret için yöreye geldiğimde, Edremit eski Belediye Başkanı değerli dost Ahmet Öner’i her halde, bugün sahibi olduğu KETAŞ Ticaret merkezinde, ziyaret eder, sevgi ve saygılarımı sunar ve de yarenlik ederiz.
Remzi UYSAL
(Edremit Fahri Hemşerisi)
