“İnsan yürüdüğünde düşünceler berrak gelir” Thomas Mann
Yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
Yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek…
Yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek…
Siir:Nazım Hikmet
Belli bir mesafeye varmak için beyinden ayaklara ve bacaklara gönderilen sinyallerin doğurduğu adım atma isteğinin sonucunda oluşan eylemdir yürümek.
Bebeklerin de emekleme evrelerinden sonra kendilerini dengede tutarak düşe kalka küçük adımlar atarak öğrenmeye çalıştıkları harekettir.
İnsan yavrusu için de büyük bir adımdır, insanlık için de büyük bir hareket. Yürüyebilmek için iki ayağın üzerine dikilen insan, başını kaldırarak gökyüzüne bakması ve başın dik durabilmesidir. Unutmayalım ki, yürümek bir çocuk gülümsemesinde canı çürümüş, durmadan savaş isteyenlere ‘başka bir yaşam mümkündür’ diyebilmektir.
Bir kadın ile bir erkeğin yapabildiği en romantik adımlardır .Adım atmanın çoğuludur. Bastığın yeri geride bırakarak gözle gördüğüne doğru uzanabilmektir yürümek. Kimi zaman da sonbahar sonu, hava iyice soğuduğunda yapraklar yerlerde uçuşurken yürümek… Bedenin temposuyla, doğanın renkleri nefesinle bir bütünlük oluşturmaktadır.
Kar yağdığında ağaçlar, yüzüne vuran soğukta,bacakların, bedenin doğayla bir oluştur. Yaz akşamlarında aheste aheste deniz kenarında kimi zamanda dostun omuzunu tutarak yürüyebilmek.Yürümek candır karşılaşmaya karşılaşmalar da imkan vermektedir.
Gördüklerimizin fotoğrafını da çekebilmektir.Sevdiğinize denk gelir iki laf eder neşelenerek yola devam etmektir. Yavaşlayarak yorulunca da hızlanabilmektir. Huzur verir ayakların yol aldıkça düşüncelerde netleşir. Özellikle ormanlık alanda yürümekte insanda dayanıklılığı artırır ve enerjisini yükseltmektedir.
Kendimizle de barışık olmanın anahtarı da yüreğimizde kendimize doğru yürümek doğru yürekle görebilmekten geçmektedir.Eğer yürünemezse şu sözler dile getirilir: Toprağa basmak ve hissetmek rahat yürümek çok mu zordur?
Yürümek sosyal alanda yürüyüşlerle anlam kazanır yükses sesle söylenen sloganlarda olduğu gibi: “Demokrasi,eşitlik,özgürlük,sosyal adalet,savaşsız bir dünya,parasız eğitim” vb. Toplantı gösteri ve yürüyüş yapmak için de izin alınmasını da gerekmemektedir. Mülki idareye trafiğin düzenlenmesi ve kolluk kuvvetlerinin güvenliği sağlaması için bildirim yapmak yeterlidir.
Anayasamızın 34. maddesi de şöyle der: “Herkes, önceden izin almadan,silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, Milli Güvenlik, Kamu düzeni,suç işlemesinin önlenmesi, genel sağlığın veya genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir”
AİHM kararları da silahsız ve saldırısız bir etkinliğin engellenmesinin düşünce özgürlüğüne aykırı bulmaktadır.Yılmadan sapmadan yağmur çamur demeden bütün gidenler için kendimize sormamız gerekmektedir. Birlikte yürüyemedikten sonra bu ayaklar bize neden gerekli?
Zorlukları, engelleri aşarak eğilmeden bükülmeden dalgalar gibi insanca yaşam yolundan yürümek. Her atılan adımında tutarlı olmasıdır.İnsan her alanda yüreyebilmelidir sadece bacaklarla ayaklarla değil beyniyle düşüncesiyle duyarlılığıyla var olabilmedir.
Yürümek anlamlı sözlerde de yerini bulur: Alıp yürümek: Mesleğinde hızla ilermektir. Yol yürümek: Yol almaktır vb. Yürümek bir gün yürüyemeceğini de bilebilmektir. Yürümek daha fazla yürümeyi istemek, yürümeye de doyamamaktadır.
Ağaçların,çiceklerin,ekinlerin köklerine ulaşarak can olarak yürümeli damarlarında yapraklarına ulaşarak başaklara meyve vermeli dal dal hayat bulmalı yeniden. Yürümek, yetinmeden ufkunun genişlemesidir. Yaşamın kendisine özgü zamanını yeniden bulabilmektir.
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com