Advert Advert
Özgür KARAKAYA

İşsizlik

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Beyin ve beden gücüğüyle beraber yetenekleri ve beceriyi işlevsiz kılan bir sosyal olgudur işsizlik. Yalnızca çalışma olanağı bulamayan işçileri değil çalışanlar da dahil olmak üzere tüm emekçi sınıfı ilgilendiren temel sorunlardan birisidir. Sosyal adaletsizliği de teşkil etmektedir.
İnsanı ekonomik ruhen ve bedenen de yıpratmaktır. Anamalcı sisteminin emekçi sınıfı baskılaması araçlarından biridir. Bu düzenin yaratığı bir kavramdır. İşsizliğin olduğu yerde insan aç kalmaktadır. İşsiz insanın parası da olmayacaktır.
Sağlık hakkı da yer almayacaktır . Sağlıkta paralıdır. Eğitim hakkı da yer almayacaktır eğitim de paralıdır seyahat de özgürlüğün de bahsedilemez. Düşünceye özgürlük te yoktur. Çünkü düşüncelerini açıklayanlar her an işsiz kalabilmektedirler.
Her an işini kaybetme korkusunu yaşayanlar da hiç bir konu da özgür olamazlar. İşsizlik dipsiz bir kuyudur. Deprasyondan, hırsızlığa cinayetlere kadar geniş bir yelpazede suça zemin oluşturma da önemli bir sorun ve sosyal hayatımızı pek çok alanda da tehdit etmektedir.
Kayıt dışı ekonominin büyümesi güvencesiz örgütsüz düşük ücretli işlere de zorunlu kılarak işsizlik kişinin üzerinde psikolojik baskı da yaratmaktadır. Çalışanlar ve çalışmak isteyenler de bu yolla sindirilmektedir. Böylece işsizde çalışmak için en ucuz yolla emeğini satmak zorunda bırakılmaktadır.
Bu sistemin de olmazsa olmasıdır çünkü çalışanlar üç kuruşa rıza göstersinler diyen sistemdir. Devasa işsizler ordusunu da yaratmaktadır. İşsizlik olgusu kapitalist sermaye birikim sürecinin kaçınılmaz sonucudur. En uzun süre boyunca ve en yoğun biçimde çalıştırmayı dayatmaktadır.
Anamalcı üretim kâr amacıyla yapıldığından hem oransal hem de büyüklük olarak arttırılmaya çalışılmaktadır. Özelleştirmeler, sendikasızlaştırmalar, taşeron sistemi, esneklik uygulamaları kalite çemberleri de bu temel yapının direklerindendir.
İşsizlik arttıkça da çalışan emekçiler üzerindeki baskı da artmaktadır. İş günü uzamakta ücretlerin artışları azalarak ve sosyal haklar da budanmaktadır. Çalışma ve yaşam koşulları da ağırlaşmaktadır. 1982 Anayasasına bakarsak, devletin laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olduğunu yazmaktadır.
Sosyal devlette sosyal hizmetler ve sosyal hizmetler ve yardımlar insanlar için bir hak oluşturmaktadır. Yani devlet işsizlerin, iş göremez durumda olanların ve yaşlıların temel ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. İnsan onuruna yaraşır iş olanaklarının yaratılması öncelikli olmalıdır.
İnsanların temel hak ve hürriyetlerine öncelik veren çoğulcu bir demokratik anlayış. İnsan yaşamının uzatılmasının vazgeçilmez şartı olan kirlenmemiş bir doğa. Hakça bir gelir dağılımının da sağlanması. Yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve sosyal politikalara önem verilmesi de gerekmektedir.
Özgür Karakaya

İşsizlik
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin