“Dil sürçmesi yoktur; beyin sürçmesi vardır.” Sigmund Freud
Bastırma, üstbenlikçe yargılanarak yasaklanan ve benliğe acı veren dürtü, istek, anı veya duyguların bilinçdışına itilmesidir. Varlıklarından haberdar olunmamasını da getirir.
Bilinçdışına itilen ve orada tutulan dürtüler, istekler, anılar ve duyguların bilinç düzeyine çıkması genellikle benlik tarafından kabul edilmediği için üstbenlikçe (süperego) yargılanarak yasaklanan ve benliğe acı, bunaltı veren öğelerdir. Bu nedenle bastırılmaktadır.
Toplumun örf, âdet, gelenek ve ahlâk kurallarıyla, yasaların ortaya koyduğu yasaklamalar karşısında kişinin istek ve arzularını baskı altına alan ve istek alanının dışına çıkarılmasını sağlayan bilinç dışı çabadır.
O, kontrol etme yöntemi de değildir.“Unutma”, “isteksizlik”, “durgunluk” ve “dalgınlık”, kimi kez bilinç alanına kadar yaklaşan kaygıdan kurtulmak için kişiliğin denetimi ve engellemesi sonucu oluşan güncel yakınmalar da belirtileridir.
Bastırma, günlük yaşamımızda çok kullanılan otomatik bir savunma mekanizmasıdır. Duyguların dışa vurmama halidir. Duyguları bastırmaya çalışmak da bir düşünceyi bastırmaya benzer.
Bastırılan duygular da cinselliği de hapis eder. Kişilerin kendi cinsel yetersizliklerini yenebilmeleri için de bastırdıkları ve farkında olmadıkları duyguların farkına varmaları gerekmektedir.
Cinsellik hem eğlenceli, hem de sağlık için bir çok yararı vardır. “Orhan Veli’de “serde erkeklik var, ağlayamam…” dizeleriyle, toplumun kendine biçtiği geleneksel rol kalıpları yüzünden en temel insani özelliklerden olan ağlama isteğini bastıran bir erkek portresini anlatmıştır.
Bir bakıma gerçekleri görmezlikten gelmedir. Bilinçle bilinçaltı arasında yoğun bir çatışma yer alır. Bilinçli ve isteyerek uzaklaştırmayı getirir. Rahatsızlık duyulan, hatırlanılması istenmeyen bilgileri anıları, randevuları bilinçaltına atılmasıdır.
Hazsızlığı da önlemekten başka bir itici güce sahip değildir. Yaşaman gerekmeyen bir hayatın yaşanmasıdır.Yapmayı istememiş olduklarını yapmandır.Olmadığın bir kimseyi olmandır.
Kendinden uzaklaşmanın bir yoludur Bunun yanı sıra bastırma günlük yaşamda dil ve hareket sürçmeleri olarak da ortaya çıkmaktadır.Kaybolan duyumsamadır. Yok sayılan düşüncenin de bilinçaltına itilmesini getirir.
Endişe,korku ve suçluluk gibi durumlarda da kişi tarafından bilinçaltına itilmesi durumudur. Duygu, düşünce veya isteği bilerek inkar etmedir. Duyguların bastırılması da, yerinde evet diyememeyi de getirir.
Bastırma sıkıştırma, ifade etmekse yaşama uzanıştır.Her bastırma da benliğin gücünü azaltmayı da getirir. Zihinsel enerji tüketimidir. Fazladan enerji harcandığı için de kişinin işlevselliği olumsuz yönde etkilenmektedir.
Bastırma da hoş olmayan bir durumu göğüsleyip onunla müdadele yerine görmezlikten gelme de yer alır. “Bastırın kurtulun”söylemini içinde barındırır. Uzun vade de ise olumlu bir sonuç getirmez. Bastırılan hiçbir şeyin kalmadığı özgür günlere…
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com