Tarihte ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşmasından bugüne kadar dünyada yapılan savaşların maddi kaybı altına dönüştürüldüğünde yaklaşık 28 milyar ton altın veya 760 katrilyon dolarlık bir değer ortaya çıkmaktadır. Bu miktar para insanlığın gelişimi için harcansaydı; bugün, dünyamızdaki insanların yaşam seviyesi çok daha yüksek olurdu. Bu hesap, barışın sadece maddi yönünün dahi ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Savaşlardaki manevi kayıpların değerini ölçmek mümkün değildir. Dolaysıyla insanlık için barış kavramı da son derece önemlidir. Krezus’un şu sözü: “Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.” Savaşın vahametini çok güzel özetlemektedir.
Gazi Mustafa Kemal’in “Yurtta Barış Cihan da Barış” cümlesinde belirttiği gibi uluslar arasındaki barış ülkedeki barışa; ülkedeki barış vatandaşlar arasındaki barışa; vatandaşlar arasındaki barış ailedeki barışa; ailedeki barış ta insanın kendisiyle barışık olmasına bağlıdır.
Özet olarak barış, insanın insanlaşmasıyla mümkündür. İnsanlaşma ise, inancın vicdana aşılanması ve kimliğin akılla oluşturulmasıyla sağlanır. Bugün Ortadoğu’da emperyalizmin ve yanlış İslamcılığın baskısı altında insanlar ezilmekte ve savaş yıllardır devam etmektedir.
Tarihte görüldüğü gibi 30 yıl,100 yıl savaşları bile barış antlaşmaları ile sonuçlanmıştır. Her savaşın sonucunda yenen ve yenilen tarafların ikisi de maddi ve manevi büyük kayıplar vermesi, savaş yapmanın manasızlığını ortaya koymaktadır. Ta baştan, barış yöntemlerinin aranıp bulunmasında büyük fayda vardır. Anadolu’nun birçok köyünde bireyler arasındaki antlaşmazlıklar köy ihtiyar kurulu tarafından ortaklaşan bir yöntemle çözülerek mahkemeye aksetmesi önlenmektedir. Bu uygulama, ülkeler arası düşünüldüğünde, Birleşmiş Milletler Kurumu uluslar arası uyuşmazlıkların barış içinde çözülmesinde tarafsız davranarak barışa katkıda bulunabilir.
Günümüzdeki savaşların en büyük nedeni, dünya üzerindeki eşitsizliğin, açlığın, yoksulluğun, çevre sorunlarının sorumlusu liberal kapitalizm ve onun öncüsü ABD’dir. Savaş sanayisine dayalı sistem, silah satışından büyük gelir elde etmekte ve ne yazık ki bu kazancı insan kanı üzerinden sağlamaktadır. Dünyadaki medeniyet örneği gösterilen ülkelerde bile savunmaya ayrılan bütçe, eğitim bütçesinden daha fazladır. Bu acı gerçeklerin ışığı altında barışa bakalım.
Barış Nedir?
Barışa taraf olma emperyalizme karşı olmadır.
İnsanlığın ortak bayrağıdır. Düşmanlığın olmadığı, kavgalardan, savaşlardan uzak, uyum, birlik, bütünlük, sessizlik, huzur içinde olabilmektir. Barış, insanları birbirine yakınlaştırır, mesafeleri kısaltır, ayrılıkları giderir ve kötülükleri sonlandırır. İnsanlara silahtan uzak durmayı öğretir.
Barış; baskıya işgale ve ırkçılığa karşı olmaktır.
Barış,”benden olmayan” ayrımı olmak üzere tüm ayrımcılıkları dışlayarak farklılıkların zenginlik olduğunun farkında olmaktır. Savaşın haklı olduğuna hiçbir zaman inanmayarak, silahların susması; bahar havası gibi mutlu ve sağlıklı yaşamın sürmesidir.
Barış; doğayla uyum içinde rüzgârı önüne alıp yürümek, eğilmeden karanlığa ışık tutabilmek, yeni doğan güne merhaba diyebilmektir. Doğal ortamın korunmasına önem vermek, insan ve çevre sağlığını tehdit eden girişimlere dur diyebilmektir.
Barış, Nazım Hikmet in Davet şiirinde dediği gibi “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.” yaşayabilmektir. Vicdanın hiç susmaması, sağırlaşan yüreklerin duyması, aydınlığın karanlığa üstün geldiği ışık demetidir. Propaganda ile halkların zehirlenmemesi, güçlünün zayıfı ezmemesi ve çocukların silahlarla oynanamamasıdır.
Barış için ne yapmalı?
Konfüçyüs der ki:
“Bir seneyi düşünüyorsan tohum ek
On seneyi düşünüyorsan ağaç dik
Yüz seneyi düşünüyorsan insan eğit.”
Yukarıdaki sözden anlaşılacağı gibi, barışın sürekliliği için insanların barış yanlısı olarak eğitilmesine öncelik verilmeli, emperyalizme karşı bir arada yaşama kültürünün pekiştirilmesi sağlanmalıdır.
Petrole dayalı savaşların engellenmesi için rüzgâr, güneş, gibi yenilenebilir enerji kaynakları teknolojilerine ağırlık verilmelidir.
Komşu ülkelerle ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkiler kurarak dostluk içinde yaşamalıdır. Bilim ve teknoloji; demokrasi, eşitlik, adalet kavramlarının tüm dünya ülkeleri arasında yayılması için insanlığın hizmetinde olmalıdır. Bilgisayar, internet ve bilişim teknolojilerinin savaş sanayinin yerini alması tüm dünya barışı için atılan büyük bir adımdır.
Dünyanın silahsızlanması için tüm gayretler sarf edilmeli ve insanlık yararına olan projelere devlet bütçelerinden daha fazla pay verilmeli; barış dernekleri desteklenmelidir
Alınacak her kararda aklıselim galip gelmeli, halkları birbirine düşmanlık çizgisine çekecek kışkırtmalardan uzak durulmalıdır.
Bu yazıyı Aşık Nesimi Çimen’in Barış Güvercini Uçsun şiirinden bir kıta ile noktalayalım.
Dünya cennet olsun yaşasın insan
Gelin barışalım dökülmesin kan
Son bulsun savaşlar kesilsin figan
Barış güvercini uçsun Dünya da
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin.
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com