Yukarıdaki başlık Marksist gelenekten gelen ünlü solcu Fransız filozof Alain Badiou‘ya aittir. Alain Badiou “gerçek demokrasi insanlara ortak yaşamlarını ya da kaderlerini tayin etmek için gerçek gücü veren ve asgari eşitlik sağladığı varsayılan rejimdir. Ama birisi çıkıp da diğerlerinden daha güçlü olduğunu ilan etmeye kalkarsa bunun adına demokrasi denmez” demiştir..
CHP’de Cumhurbaşkanlığı adaylık süreci 21 Şubat 2025 tarihinde saat 17.00’de tamamlanmıştır. Aday olmak için müracaat eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tek aday olarak ön seçime katılacaktır! Ön seçime katılabilmek için en az 20 milletvekilinin imza vermesi gerekirken sadece İmamoğlu imza toplayabilmiştir. Parti yönetimine muhalif olanlar neden bir aday çıkarmamıştır? Veya parti yönetimi bir başka tavşan aday çıkarmamıştır? Bir kişinin aday olduğu yerde oylama yapmanın bir anlamı olabilir mi?..
Kaldı ki bu bir ön seçim değildir! En son tüzük kurultayında yapılan değişiklikle “örgüt denetiminde ön seçim” cümlesinin tüzüğe yazılması bunun ön seçim olduğu anlamına gelmez. Bu bir eğilim yoklamasıdır. 2820 sayılı siyasi partiler yasasına göre partiye kayıtlı üyelerin “seçim kurulları hakimleri nezaretinde yapılan oylamada aday belirlemesine” ön seçim denir..
Anayasaya göre; Cumhurbaşkanlığına siyasi parti grupları ve en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az %5’ini alan siyasi partiler aday gösterebilir. Partilerden bağımsız olarak 100 bin seçmende seçim kurullarına imza vererek bir veya birden fazla aday gösterilebilir..
Öte yandan adaylığın resmileşmesi seçim takviminin açıklanmasından sonra milletvekillerinin imzasıyla mümkün olacağından; o zaman imza vermeyen milletvekilleri başka bir aday daha çıkarırlar ise bu eğilim yoklaması fiyaskoyla sonuçlanmış olabilir mi?..
