Oktay EROL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Yurttaşın “ulusal gelirdeki” payı…

Yurttaşın “ulusal gelirdeki” payı…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yapılan açıklamalara göre ekonomide kırılganlıklar azalmış, makro temeller sağlamlaşmış, kazanımları kalıcı durumlara getirmek için yapısal dönüşümü hızlandıracak politikalar sürdürülmüş! Ayrıca ulusal gelir 1,3 trilyon doları aşmış, kişi başına gelir de onbeşbin doların üzerine çıktığı görülmüş!

Azalan kırılganlıklar dargelirli yurttaşın sırtından neden bir türlü indirilmediği, makro temeller sağlamlaşırken neden dargelirli yurttaşın alım gücünün artmadığı, kazanımlar kalıcı duruma getirilirken/ yapısal dönüşümler hızlanırken neden yurttaşın temel gereksinmelerine ulaşmada zorlukların aşılmadığı üzerinde durulma gereği görülmemiş! Beş kişilik bir ailenin toplamının eline geçmeyen “kişi başı gelir” haksızlığının sözü edilme gereği duyulmamış…

***

Yurttaşın anlamayacağı dili konuşarak, “anlam kargaşasından” yararlanan politikacıları sevmedim! Yapılanları, ortaya konan uygulamaları, beceriksizlikleri, sonuçları “açıkça” söylemek yerine, “yurt içinde dezenflasyonla uyumlu olarak oluşacak daha elverişli finansal koşullar, politikalarımızla artan öngörülebilirlik ile iyileşen güvenin ekonomik aktiviteyi olumlu etkileyeceğini değerlendiriyoruz” dendiğinde anlaşılmadıklarını bilmediklerini sanmıyorum!

Asıl Özal’la başladı böylesi “kaygan” tabanlı, “anlam” karmaşasına neden olan açıklamalar… bir masanın koltuğuna oturur, bir elinde tuttuğu kalemi enine/ boyuna çevirerek virgülden sonrası bol rakamlı ekonomi dersi verirdi! O demin “işini bilenleri”, anlamadıkları yüzdeli açıklamaları gözleri açık izler, bir de duyduklarını onaylarlardı! Özelleştirmeden doğacak gelirler, serbest piyasa ekonomisiyle kazanılacak yaptırımlar, halk yoksullaşırken büyüyen şatafat ancak böyle sevdirilebilirdi, yabancı anaparadarlara peşkeş çekilen yerli değerler ancak böyle “elden çıkarılır” duruma getirilirdi! “Satacağım, satıyorum, sattım” ancak böyle alımlı olabilirdi!

***

Önceki dönem Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de akılları karıştıran, günlerce tartışılan bir açıklaması vardı; “Neo-klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır” demişti! Ne dendiğini kaç kişi anlamış, ülke ekonomisine ne kazanımı olmuş, o günden bugüne yurttaşın yaşamına dokunacak neler gerçekleşmişti; bilen, gören, yaşayan varsa kendini öne çıkarsın!

Bakan Şimşek’in sözünü ettiği “dezenflasyonla uyumlu oluşacak finansal koşullar”, genellikle merkez bankalarının uyguladığı para politikalarıyla sağlanır! Amaç, “yüksek enflasyonun ekonomiye zarar verdiği durumlarda fiyat istikrarını” sağlamaktır! Böylelikle, sözde “öngörülebilirlik” artırılabilecektir! Evet, istedikleri uygulamayı ortaya koyuyorlar, istedikleri vergileri gerçekleştiriyorlar, istedikleri “sıkı politikayı” ortaya koyuyorlar; ancak hiçbir öngörüde, hiçbir beklentide dediklerini tutturamıyorlar! Daha ilk ayda 2025 enflasyon beklentilerinin “sapmaya” uğradığını unutmayalım!

***

Oruç ayındayız, tıka basa yemelerine karşın doymayanların “açlıkla” sınananları anlayacağı günler, diye tanımlanır! İnsanlar doymuyor, insanlar temel gereksinmelerini tüketemiyor, insanlar bağışıklık sistemlerini güçlendiremiyor! Halkın anlamakta zorlanacağı “dili” kullanmaktan, ona enerji harcamaktan, zaman tüketmekten uzak durun, derim! Büyüyen ulusal gelirle, onbeşbin doları bulan kişi başı gelirin yurttaşa yansıması asıl anlaşılır biçimde anlatılması gereken!

Bunca gelir sağlanıyorsa, kişi başına onbeşbin dolar düşüyorsa “hani” nerede? Asgari ücretli iki çocuklu bir ailenin evine yıllık yedibin dolar gibi bir gelir girer! Altmışbin dolar olması gerekir; elliüçbin dolar kimde, onu açıklamalısınız başta! Gündemi işinize geldiği gibi kurgulayarak “açlık” sorununu çözemezsiniz; yalnız ötelersiniz! 030325

 

Yurttaşın “ulusal gelirdeki” payı…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin