Advert Advert
Oktay EROL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Yurttaşı bir de “Eris’le” soldurmak…

Yurttaşı bir de “Eris’le” soldurmak…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Hasta, umutsuz, psikolojik sorunları her gün artan bir toplum olduk! Ekonominin verdiği hasar nedeniyle insanların yaşadıkları yetmiyor gibi, sokağa çıkmamayı yeğlemiyor gibi, çocuklarının yüzüne bakan anne-babanın yüzü kızarmıyor gibi, yarın için beklentisizlik karabaşa dönüşmüyor gibi, ülkenin dört bir yanına dağılmış sığınmacıların varlığı insanları kaygılandırmıyor gibi…

Öyle çok gerilere gitmeyeceğim; dün gittiğiniz yere yeniden gidebiliyor musunuz, çocuğunuzun elinden tutup parka götürebiliyor musunuz, aldığınız aylığı gereksinmelerinize yetirebiliyor musunuz, çoğunuzun iyi bir eğitim almasını sağlayabiliyor musunuz, etrafınızı saran sığınmacıların sizden daha özgür davranmasını içinize sindirebiliyor musunuz?

***

Bundan üç yıl önce, Covid-19’un Çin’in Hubei bölgesinin başkenti olan Vuhan’da görülmeye başlamasıyla yürütülen medya çalışmaları, tüm dünyayı karabasana sürüklemiş, Dünya Sağlık Örgütü’nden peş peşe yapılan açıklamalar kaygıları artırmıştı! Görsel ya da basılı medya öyle “güzel” kurgulanmış haberlerle insanları etkiliyordu ki; yolda yürürken titreyenler, birden olduğu yere yığılanlar, hastanelerin koridorlarında sere serpe yatanlar…

Bizde, Vuhan’dan üç ay sonra görülmeye başlanan Covid-19’un nereden/ nasıl geldiği konusunda birçok haberler yayılırken, “maske, sosyal aralık, temizlik” üçlemi yaygın biçimde işlenmeye başlandı! Her yerde, ker koşulda, her zaman olduğu gibi “süreci fırsata” dönüştüren, insanlara korku pompalanırken kazanan bir katman da ortaya çıktı! Bir liralık maskeler beş liraya satılırken, market raflarındaki temel ürünler “yok” satmaya başladı! Sonrasında sokağa çıkma yasakları, kapanan kepenkler, maske, aşı sorunluluğu, kişiye özel “hes” bilgisi, Sağlık Bakanı’nın günlük olgulara ilişkin yaptığı açıklamalar, yaşamını yitirenlerin birçoğunda olduğu söylenen “Covid” bulgusu…

***

Covid-19 sürecinde ülkemizin insanları “çok” yalnızlık çekti! Mevsimlerden kıştı! Bir yandan sokağa çıkması yasaklananlar, bir yandan “maske, sosyal aralık, temizlik” üçlemi arasında sıkışıp kalanlalar, kalabalık ailelerin dar yaşam alanlarında hapsolanlar, okulların kapanması nedeniyle geleceği yitiren çocuklar, bir yandan mutfak/ bir yandan ısınacak/ bir yandan geçim sorununun kabarması…

“İktidarın”, sorununu çözmeye odaklandığı katman patronlar oldu, onların piyasada kalması için çalışmalar yapıldı! Onları soluklandırmak, salgın sürecinin izlerini silmek için kamu bankaları kredi musluklarını açtı; inşaat sektörü beton yapısını, otomotiv sanayisi aracını, beyaz eşya sektörü buzdolabı/ çamaşır makinesi/ bulaşık makinesi, mobilya sektörü koltuk takımını satarken yurttaş “ne olacağını bilmediği” aylar için borçlandırıldı! Bakan eşinin “dezenfektan” satışını da unutmayalım!

***

Yine Dünya Sağlık Örgütü boş durmuyor! Covid-19’un yeni varyantı Eris’i dillerine doladılar! Dünyanın “bilenlerinden”, ülkemizin “bilenlerinden” gelen ard arda açıklamalar geliyor! En son da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Eris varyantı Referans Laboratuvarımızda yapılan incelemede 9 kişide görüldü” sözleri, “yeniden başa mı dönülecek” sorusunu da sordurmaya yetti!

Şunu yapmasanız artık! İnsanlar yaşama tutunmak için “tırnaklarıyla” taşı kazırken, “iktidarın” şatafat içinde yaşattıkları “sorun neyse/ kimse/ neredeyse” çözsünler! Ekmek için bile saatlerce kuyrukta bekleyen, çocuğunun yemek çantasını boş gönderen, açlıkla sınanan yurttaşı daha çok hasta, umutsuz, psikolojik sorunlu yapmayın! Sokakta gördüğünüz yüzlerin solgunluğu belli değil mi? 160923

Yurttaşı bir de “Eris’le” soldurmak…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin