Yerel seçimler yaklaşırken gerek öncesinde görevde olanlar, gerekse “yeni” adaylar “sosyal belediyecilik” anlayışını ya uyguladıklarını ya da uygulayacaklarını dile getirmeyi seviyor! Geçen beş yılda gerçekleştirdikleri yolların asfaltlanmasını, kaldırım taşlarının yenilenmesini, billboardlarda afişlerle asılmasını, asbestli su borularının değiştirilmesini, belirli bir katmanının “doyuma” ulaştığı etkinliklerin yapılmasını “sosyal belediyecilik” anlayışının gerekleri olarak dillendiriliyor!
“İktidar” da aynısını yapıyor ya! Yoksulluğun büyümesine, yardıma gereksinenlerin sayısının her geçen gün artmasına karşın, “yardım isteyen” yurttaşların listesinin uzamasını “sosyal devlet” olmanın koşulu sayıp, “övünç” duyulması gereken bir olgu gibi anlatıyor! Gerçekten “yoksulluğun” büyümesi midir “sosyal devletçilik”, yoksa “yoksulluğun/ destek isteyenin/ yardım bekleyenin” azalması mıdır?
***
Sosyal belediyecilik nedir? Sosyal belediyecilik, belediyelerin, yurttaşların sosyal gereksinmelerini karşılamak amacıyla yürütülen çalışmaları içerir. Dar gelirli yurttaş çocuklarına eğitim aldırırken zorlanıyor, sağlık sorunlarını çözmek istediklerinde birçok iyileştirme önlemlerini alamıyor, barınabilmek için aldığı maaşı ödemesi gerekiyor, genç yaşlarında iş bulamıyor, iyi beslenebilmek için el açtırılıyor, birçokları sağlıklı beslenemiyor, bağışıklık sistemleri gerektiğince güçlenemiyor!
Sosyal belediyecilikte, toplumun verimliliğine odaklanarak, bireylerin daha iyi yaşamaları, daha yararlı olmaları için projeler üretilir. Adana’da ne var, “toprak” var! Ne var, her geçen gün eriyen “hayvancılık” var! Ne var, toplumu yaralayan genç “işsiz” var! Bu hızda giderse, kısa süre sonra Adanalı ne toprağını işleyebilecek, ne kırsal yerlerde hayvancılık yapılabilecek, ne de o bölgelerde yaşayanlar yerlerinde duracak; kentin kalabalığına karışacaklar!
***
Gerek işlenecek alan, gerekse işleyecek “emek” bakımından bu yurdun olanakları çok! Bunlar öyle bilinmedik öğeler de değil! “İktidar”, kendinden olmayan yerel yönetimleri “topal ördek” saymayı sürdüreceğini gizlemeden söyleme “gücünü” kendinde bulabiliyorsa eğer, hiçbir yakınmaya ödün vermeden “topal ördek” olunmayacağı da “bölge halkına” gösterilebilir! İçinde bulunulan gerek koşullar, gerek “kıt kaynaklar” yurttaşla bölüşülerek “sosyal belediyecilik” adına çalışmalar yapılabilir! Komünist başkanı anımsayın derim!
Bu “iktidar” döneminde “işin” kolay olduğunu söyleyemem! Zor, ancak başarılabilir! “Sosyal belediyeciliğin” neden gerektiğini anlamak zor değil! Beş yıldır görevde bulunan Karalar’da bunun içinde! Birgün, zaman bulursa belediye ekmek büfelerinin önünde kuyruk olanlarla bir araya gelebilir! “Sosyal belediyeciliğe” de onları dinleyerek başlayabilir! Nasıl geçinmeye çalışıyorlar, nelere boyun eğmek zorunda kalıyorlar, kirada oturdukları evin sahibiyle neler yaşıyorlar bir dinlemeli!
***
Belediyenin olanakları ortada, sıkça da “borçluluktan/ borçsuzluğa” geçişten söz ediyor Karalar. Yeni dönem için “evsizlerin/ ev-lenmesi” için bir proje oluştursun! “Sosyal belediyeciliğin” amaçlarından biri toplumun gönencidir! Yurttaşların bu yolla çözülecek barınma sorunu, toplumsal iyileşmeyi/ erinci de birlikteliğinde getirecektir! “İktidar” sosyal devlet olmada edilgenlik gösterse de, yerel yönetimlerin “sosyal belediyeciliği” gerçekleştirmede atacakları adım “iktidarın” titremesine neden olacaktır! Yanıldığım yerde uyarın! 200124