Sosyal medyada bir kullanıcı bugün yaşananları/ yaşadığı gibi anlatmış! “Ben ekonomistim” dememiş olsa bile, kazancıyla giderinin karşılanmasının olanaksızlığını biliyor! Döviz kurlarını, akaryakıt piyasasını izliyor, sonra da dönüp “temel gereksinmelerinde” gelişen karşıtlıklarla yan yana getiriyor! Ancak bir türlü “doğru orantıyı” yakalayamıyor! Hep tüketmek zorunda olduğu ürünlerin bir adım önde gittiğine tanık oluyor!
Diyor ki: “Enflasyonun düşüş seyrinde olduğu, doların hiç kıpırdamadığı bir ortamda, neye göre zam yağmuru devam ediyor? 1 litre motor yağı Aralık’ta 460₺- Ocak’ta 720₺ bu korkunç zam neye göre yapılıyor? Bizim sorunumuz ekonomik kriz-enflasyon değil artık, 2 yıldır enflasyonu gerekçe gösterilerek vurguna alışan tüccar ahlaksızlığı… Bu açgözlü ahlaksızlık ticaret piyasalarına yerleşmiş, bunu kıramazsak işimiz zor! İnanın ekonomik kriz falan yok, doymak bilmeyen açgözlü tüccar krizi var!”
***
Öyle çok ekonomi kitabı okuyup, yabancı sözcüklerle bezenmiş söylev verenlerin dedikleriyle, yurttaşın yaşadığı/ acılandığı/ zorlandığı “ekonominin” aynı olduğunu hiç kimse söylemesin! Şunda aynı düşünüyoruz kanımca; topraklarımızın verimliliği yadsınamaz, buğday ülkemizin gelir kaynağı olabilecek bir ürün! Öyleyse neden buğdayı yabancılardan daha pahalı üretip, yerli üreticinin değil de yabancı üreticinin ürettiği ürünü dışalım yoluyla almak/ tüketmek zorunda kalıyoruz?
Hiçbir “solduyu” bunda haklılık aramasın! Toprağın verimliyse, sulama olanakların varsa, en önemlisi insanların tüketmek zorunda olduğu buğdayı üretecek tüm kanalların açıksa “gerekenin” yapılması sağlanmalıdır! Tohumunu kendin üretebilirsin, tarımsal ilacını kendin üretebilirsin, tarımsal makinelerini üretmek için çabalarsın, insan emeği yönünden de sıkıntı olmadığına göre…
***
Böyle değil demek ki! Verimli topraklar “ekiliyormuş” gibi gösteriliyor; ancak tohumu, ilacı dışalımla sağlanmış! Üretici, tüketilen “enerji” kaynakları yönünden de dışa bağımlı… Bir de girdilerinin çoğunu “hasatta ödemeye” sağlayınca masraflar büyüyor! Devlet, destekleme yapıyormuş gibi tutum sergilese de, eldeki yerli ürünlerin kepenkleri indirildiği için yaraya merhem olmaktan uzak kalıyor! Ürüne hasada değin yapılan masraf, açıklanan “taban fiyatla” anlam taşımıyor! Var olanı da bitiriyor!
***
“Buğday geçtiğimiz yıl yüzde oniki artış gösterdi! Diğer girdilerin dövize göre ayarladığı belirtiliyor ya, dolar da son bir yılda yüzde yirmi yükselmiş” diye yazışmıştım, daha birkaç gün önce! Sosyal medya kullanıcısı da, yapılan zamları “enflasyonu gerekçe gösterilerek vurguna alışan tüccar ahlaksızlığı” diye yorumlamıştı! Haksız mı? Tüccarın “neye” göre zam yaptığı belli değil, denetimin ucu kimlere dokunuyor, yaptırımlar ne denli caydırıcı belirsizlikler içinde!
Girdilerde oluşan yükselmeler nedeniyle önce ekmeğe yüzde yirmibeş zam yapıldı… Ekmek bu, daha da çok zam yapılsa insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için tüketmek zorunda, “daha ucuz” doyurucu besin yok! Son bir haftada markete girenler fiyatları gördüğünde şaşırıyordur kanımca!
Ekmek mi almayacaksınız, yağ mı almayacaksınız, şeker mi almayacaksınız, ya da “iktidarın” salık verdiği gibi “boykot” mu edeceksiniz? “Hiçbirini” boykot edemezsiniz, bir yemek masasında “asgari ücret” kadar hesap ödeyemezsiniz, yalnız temel gereksinmelerinizi tüketebilirsiniz; biliyor musunuz, şunu unutmayın, sizlere bunları yaşatan bu “iktidardan” da, hiçbir yaşanılır yanını görmediğiniz “yaşamdan” da “bir” alacaklısınız! Unutmayın! 040225