Oktay EROL
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bu denli duyarsız nasıl olundu?

Bu denli duyarsız nasıl olundu?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Olaya bakın… Grand Kartal Otel’de, 78 yurttaşın yaşamını yitirmesinin ardından bir kez daha gördük ki; insansı duygular kiminde belirgin biçimde yok olmuş! Görmüşsünüzdür, sosyal medyada, görüntülü haberlerde, kimi gazetelerin sayfalarında tüyleri diken diken eden görüntüler yer aldı! Yanan otelin hemen yanındaki otele gelenler, hiçbir şey olmamış, yangın alevlerinin arasından çığlıklar yükselmemiş, yüzleri belirsiz yanmış vücutlar ortaya çıkmamış gibi kayaklarından, eğlencelerinden, sevinçlerinden hiç ödün vermemişler; dinlencelerini kaldıkları yerden sürdürmüşler!

Bunu nasıl beceriyorlar, bunun için ne yiyor/ ne içiyorlar, hangi havayı soluyorlar, hangi yazarın yapıtlarını okuyorlar, kimin şarkılarını dinliyorlar “inanın” anlamakta zorlanıyorum! Dna’ları, kromozom sayıları, kendi adıma söylemem gerekirse; benimle aynı olmadığını biliyorum! Tanıdığım, bildiğim, kendi yaşam alanımda bulunan hiçbiriyle “aynı” özellikleri taşımadığını da görüyorum!

***

Biraz önce bir yenisini gördüm, sosyal medyada… İstanbul’dan Ankara’ya yola çıkmış bir aile… Baba, anne, çocuk… Çocuk dediğim kucakta değil; delikanlı çağına yakın… Yolu uzatmak istemişler, Ankara’ya giderken, bir de “Bolu’ya uğrayalım, yanan otelin yanına gidelim, oraları bir görelim” demişler! Geldiklerinde de, yanan oteli arkalarına alıp “anı fotoğrafı” çektirmişler! Bir de “gece gece çok da bir şey göremedik” diye üzülmüşler! İstanbul’dan Ankara’da giden bir ailenin, yangın yerine “sosyal sorumluluk” almak için gitmesini anlarım da, “bir şeyler görmek” için gitmeyi, karenin içine kendilerini alarak görüntü almayı “bana/ tanıdıklarıma/ bildiklerime” uygun bulmam!

***

Bizim “gençlik” kuşağının en çok dinlenen şarkıcılarından, “isyancı” Orhan Gencabay’ın sözleri de daha başka! Saatler içinde bir otel yanıyor, onlarca insan çığlıklar atarak yaşamını yitiriyor, aralarında ailenin tüm bireylerinin yok olduğu da biliniyor… Buraya dek kimsenin söyleyecek sözü yok kanımca! Ancak “isyancı” şarkıcı “olayların iç yüzünü bilmiyoruz, bu konuda konuşmak bize düşmez, ihmaller olabilir ama kötü niyetli değildir, görüyoruz Gazze’de neler oluyor” diyor!

Bu yurdun insanlarına “batsın bu dünya, hatasız kul olmaz, vazgeç gönlüm, bir teselli ver, dertler benim olsun, hor görme garibi, sevmenin zamanı yok, doğan bir pişman, çilekeş” şarkılarını ezberleterek “ihmaller olabilir ama kötü niyetli değildir” demesi, sonrada “Gazze’de neler oluyor” diye insanlarının yüzünü başka yöne döndürmek istemesi hoş mu sizce? “Sanatçı” denilince, “içinde bulunduğu topluma duyarlı olan” anlaşılır! İnsanlar sokak ortasında öldürülüyor, çocukların/ kadınların şiddet görmediği gün bilinmiyor, daha çok kazanma hırsına bürünmüş doymazların yaptığı yapılar ya çöküyor, ya da içinde insanlarla yanıyor, “beni bu halk var etti” diyen biri de çıkıp “ihmaller olabilir ama kötü niyetli değildir” diyebiliyor, “Gazze’yi görün” diyebiliyor!

***

Bu denli duyarsız nasıl olundu? Çocukluğumuzda, komşusunda yas olan radyosunu/ televizyonunu açmaz, açsa da sesini komşuya duyurmazdı! Acıya saygı duyulurdu, acı paylaşılırdı! Şimdi bir garip oldu birçokları… Tanımasak bile, televizyondan görüntülerini gördüğümüz “acılar” karşısında birden burkuluruz, gözlerimiz dolar, neden olan “kim varsa” bedelini ödemesini isteriz!

Öyle olmuyor ama… Buna “toplumsal çürüme” adı veriliyor birçok alanda! Yaşamını yitirenlerin yakınlarının gözyaşları sürerken, “neden olanlar” başkalarını suçluyor, televizyon ekranlarının “her şeyi bilen” yüzleri “suçluları” aklamak için toplumu algıyla çökertmeye çalışıyor! Bu acı… 250125

 

 

Bu denli duyarsız nasıl olundu?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin