AKP Grup Başkanı Abdullah Güler “emekliye seyyanen zam çok zor; hangi AB ülkesinde 40 yaşında emekli var” diye sorunca, sosyal medyanın “trolleri” aynı soruyu sormaya başladılar! Hangi AB ülkesinde kırk yaşında emekli olduğunu paylaşımlarının bırakılmaz “tümcesi” yaptılar! Oktay Akbal’ın “gençler bize bakıyor” sözünden yola çıkarak, “seçmen seçtiğine bakıyor” benzetmesini yapmıştım! İşte burada yerine oturdu! Anladık ki, yandaş yurttaş da emekliye zamma karşı!
AKP’li Güler’in sözlerinin “gerçeği” ne denli yansıttığına bakmadan, AB ülkelerinin olanakların “ne” olduğunu düşünmeden, “emekliye” verdiği bir aylıkla ülkemizin “en güzel” maviyle yeşilinin birleştiği doğa güzelliklerinde dinlenebildiklerini sorgulamadan “sazanlamasına” atladılar! Ama iyi yapmadılar!
***
Burada bir şeyi belirtmemde yarar var: arada/ bir gereksinilse bile bir köşe yazarının “köşesine” taşıyacağı konu “hep/ kendi yaşamı” değildir/ olamaz da! Toplumcu yazar insanın bir toplumsal varlık olduğundan yola çıkarak, sokakta, pazarda, çarşıda, dolmuşta, markette, ekmek/ et kuyruğunda yaşananları gözlemleyerek/ sorgulayarak köşesini yazar! Konu emekliler olur, kent içi trafiği olur, hastane koridoru olur, kamuda karşılaşılan bir durum olur, eğitim olur, ama mutlaka olur…
Örneğin ben de emekliyim, tek geliri “emekli aylığı” olan gibi zorluk yaşamayabilirim, ancak “emeklinin” yaşadıklarını/ ne istediklerini/ nasıl gereksinmelerini karşılayabileceklerini/ “iktidarın” neden kendi “şatafatından” ödün vermek yerine “emeklinin” omzuna yüklendiğini sorabilirim!
***
Konumuza gelelim: AKP’li Güler, hangi AB ülkesinde kırk yaşında emekli olunduğunu sormuştu! Son yıllarda yapılan araştırmalar ülkemizde “doğurganlığın” azaldığı yönünde… “İktidar”, çiftler neden “fazla çocuk” sahibi olmak istemiyor sorusunun yanıtını aramak yerine, geçtiğimiz günlerde üç çocuk yapacak çiftlere çeşitli “iyileştirmeler” yapışacağı duyurdu! Nedeni, Avrupa gibi “genç kuşağı” yitirmek istememek! Avrupa’da nüfus yaşlı, öyle olunca da ya “gencini/ yaşlısını” çalıştıracaklar, ya da dışarıdan “genç/ yetenekli/ nitelikli” işçi getirecekler!
Google arama motorundan sorduğunuzda, başta Almanya’nın “nitelikli işçi” aradığını her zaman görürsünüz! Almanya’nın “genç kuşağı” yok, eğer “bizdeki emekli olunan yaştakiler” de çalışmamış olsa “piyasa” duracak! Hem işlerinin başındalar, hem doyurucu aylıklarını alıyorlar, kimseye “el açmadan” yaşamlarını sürdürüp dünyanın istedikleri yerinde “dinlence” de yapabiliyorlar!
***
Sosyal medyada biri 86 yaşındaki Rukiye Teyzesini yazmış! 33 yıldır emekli maaşı alıyormuş. Kızı Sevim abla 67 yaşında 16 yıldır emekli maaşı alıyormuş. Rukiye teyzenin oğlu Raif 65 yaşında 20 yıldır emekli maaşı alıyormuş. Sevim ablanın oğlu 45 yaşında geçen ay EYT den emekli oldu. Buna benzer dünyanın neresinde örnek var diye sormuş! Emeklinin, yaşamı boyunca hangi zorlukla prim ödediğini unutmuş!
Bizde “emekli” yaşı Avrupa’daki gibi olsa, üniversite mezunu gençleri nerede konuşlandıracaksınız? Yeni bilgileri nasıl “iş almalarında” uygulayacaksınız? Sonuç apaçık ortada değil mi? Gençler “iş bulamadıkları/ kazançlarıyla geçinemedikleri” için ülkeyi terk ediyor! “Giderlerse gitsinler” denilerek sağlık kurumlarını ne duruma sürükledikleri göz önünde… Onca Ziraat Fakültesi mezunu “üretimden” uzak tutulduğu için “gıdaya erişim” her geçen daha da zorlaşıyor! Ülke gerçeğini “doğru” okumadan denklemin sonucunu çıkaramazsınız, ya da yanıltırsınız; hep olduğu gibi! 130724