Siyaset – kamu yönetimi ilişkisi modern devlet idari yapısında en çok tartışılan konulardan olmuştur.
Osmanlı’nın padişahlık düzeninde bunları konuşmak bile söz konusu olamazken; dünya ‘’Kamu yöneticileri tarafsız mı olmalı, iktidarın emrinde mi olmalı’’ konusunu tartışıyordu. (*)
Osmanlı enkazı ve ardından savaş sonrası, cumhuriyete hızla dönüşen Türkiye de siyaset- kamu yönetimi ilişkisini uzun uzadıya tartışma şansı bulanamadı..
Her açıdan çökmüş ülkeyi ayağa kaldıracak yetişmiş kadrolar yoktu. El birliğiyle ve bir an önce o kadroları yetiştirilmeliydi.
Tek parti vardı.
‘’Kamu görevlilerinin tarafsızlığı’’ diye bir kavram yoktu; parti kadroları ile devlet kadroları iç içeydi.
Demokrasiye geçiş sürecinde diğer partiler kurulmaya başladığında ‘’Kamu görevlilerinin tarafsızlığı’’ kavramı önem kazandı.
Kamu yöneticileri siyaset dışında kalmalı, memur tarafsız olmalıydı!
İlkesel olarak memurlar siyaset dışında tutuldu. Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sınırlı seviyede kaldı.
Ta ki AKP iktidar olana kadar…
AKP iktidarında önce devlet kadroları yandaşlarla dolduruldu, ardından, bu sisteme uyumlu ‘’Tek adam’’ yönetimi…
‘’Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz’’ hükmüne ‘’İktidar partisi ve yandaşları hariç’’ notu eklenmiş oldu.
Padişahlıkta olduğu gibi ’Tek adam düzeni’’nin de mantığı budur
Tek adam, kuvvetler ayrılığını yok saydı; kendisinden önceki çok partili dönemi görmezden geldi.
Üstelik sık sık ‘’CHP döneminde valiler il başkanı gibiydi’’ diyerek, kurulmakta olan cumhuriyetin koşullarındaki zorunlulukla kendi durumunu meşrulaştırmaya çabaladı…
AKP öncesinde bakanlar siyaset tarafından atanır, bürokratlar tarafsız olurdu. Gerektiğinde bakana ‘’Hayır’’ diyebilirlerdi. Yasal olmayan talimatlara direnirler, görevden alındıklarında dava açarlar, tarafsız idare mahkemeleri de onların hakkını korurdu.
Bu değişti.
Zaten bakanlar da siyaset emrinde bürokrat oldu.
Bakanlar ve onun emrindeki bürokratların önceliği yasalar değil; ‘’Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla’’ sözü oldu.
Bu sistem yerel yönetimlere de uygulandı.
Eskiden belediye başkan yardımcıları bürokratken, yeni düzende iki başkan yardımcısı meclis üyeleri arasından atanmaya başlandı. Yani onlar da siyasetçi oldu.
Şimdi Türkiye bir değişime hazırlanıyor.
Olağanüstü bir durum olmazsa, ilk seçimde CHP iktidar olacak…
Yeni Türkiye sisteminde, CHP şuna karar verecek; ya ‘’Bu sistemi biz değiştirmedik ama mademki sistem bu, biz de bu sisteme göre yöneteceğiz’’ diyecek ya da ‘’ Önce kuvvetler ayrılığı, kamu yöneticilerinin tarafsızlığı ilkesini geri getireceğiz’’ diyecek…
Her iki durumda da mevcut yandaş bürokratlar değişecek…
Bunu yapabilmek için de onların yerine atanacaklar, şimdiden başlayarak belediyelerde yetişecek.
Örnek mi?
Erdoğan, çeyrek asır İBB’de beraber çalıştığı kadrolarıyla ülkeyi yönetti.
Peki, CHP’li belediyeler o kadroları yetiştiriyor mu?