İnsanı sever misin?
Sevsen; sevdiklerini yokluğa, yoksulluğa, açlığa mahkum eder misin?
Sevsen, onlardan çalınanları yandaşlarına peşkeş çeker misin?
Sevsen, onlar ekmek bulamazken; ihtişamın zirvesine çıkıp, saltanat sürer misin?
Ülkeni sever misin?
Sevsen, halkı böler misin?
Senden olan, olmayanı ayırır; ırkına, dinine göre tasnif eder misin?
Doğayı sever misin?
Sevsen, satıp savar mısın; ranta kurban eder misin?
Sanatı sever misin?
Heykele düşmansın bilirim de müziğe, dansa, resme ne dersin?
Hiç para verip de konsere gittin mi?
Kendinden geçercesine dans ettin mi?
Resim sergisi gezdin mi?
Sanatın insan ruhunu şahlandırışına şahit oldun mu?
Aşk şiiri yazdın mı; içinde hamaset olmayan şiirle duygulandın mı?
Okumayı sever misin?
La Fontene masallarından sonra hiç kitap okudun mu?
Okumayı sevsen, okuyana düşman olur musun?
Adaleti, özgürlüğü, hukuku sever misin?
Sevsen adalet, hukuk, özgürlük arayanları mahkum eder misin?
Barışı sever misin?
Sevsen, önüne gelenle kavga eder misin?
İnsanı sevmezsin de hayvanı sever misin?
Sevsen; köpeğin, kedinin katledilmesini ister misin?
Sen hiçbir köpeğin gözlerine baktın mı? O gözlerdeki çıkarsız sevgiyi gördün mü?
Sen hiçbir kedinin sırtını okşadın mı? Koluna sürtünen kedinin mırıltısını dinledin mi?
Hani yaratılanı yaratandan ötürü sevmek!
Kediyi, köpeği mahallenin muhtarı mı yarattı?
Sevdiğini katleden, sevmediklerine ne yapmaz?
Sahi sen neyi seversin?
Elbette yeşili…
Doların yeşilini…
