Sahiplenilmeyen sokak köpekleri uyutulacakmış…
Uyutmak!
Kulağa ne de güzel geliyor: Uyutmak…
Uyuturken ninni de söylüyor musunuz?
‘‘Uyusun da büyüsün.’’
Ama bu uyutulan köpekler büyümüyor.
Büyümezler, çünkü ona ‘’Uyutmak’’ denmez, o katletmektir.
Gaz odasında öldürülenler gibi, katlediliyorlar.
Hiroşima’da katledilen çocuklar gibi büyümüyorlar…
Cinayete ‘’Uyutmak’’ diyenler; katletmeye önce kavramları katlederek başlıyorlar.
Katletmeye,’’ uyutmak’’ adını veriyorlar. Eylemi masumlaştırıyorlar.
Hep yaptıkları gibi kavramlarla oynuyorlar.
Sözüm o zalimlere, o katillere!
Bırakın mama vermeyi, siz hiçbir köpeğin başını okşadınız mı?
Önce köpeğin başını okşayın, sonra gözlerine bakın; gözlerinden taşan o sevgiyi katledebilecek misiniz?
Önünüzde sevgi gösterileri yapıp, kuyruk sallayıp, taklalar atmasına şahit oldunuz mu?
Eminim ki köpeklerin katlini öneren caniler hiçbir köpeğin gözündeki sevgiyi görmediler.
Ama o cinayeti önerenler; sahibinin gözüne girmek için yaltaklanmayı iyi bilirler.
Kuyruk sallamaları bir ihale, bir koltuk kapmak; itibar kazanmak içindir.
Bu benzetmem için köpekler affetsinler!
Evet, sokaklarda başıboş köpekler zaman zaman tehdit unsuru oluyorlar.
Sokak çeteleri oluşturup, kendi yaşam alanlarını korumak için saldırganlaşabiliyorlar.
Ancak bunu önlemenin yolu onları katletmek değil.
Sizin kısırlaştırmayı, aşırı çoğalmayı önleyememenizin suçlusu onlar değil.
Devletseniz devletliğinizi yapacaksınız.
Sadece insanın değil; o topraklarda yaşayan kurdun, kuşun, börtü böceğin, kedinin, köpeğin de devletisiniz.
Suçları oy kullanamamak mı?
Fırat kenarında kaybolan kuzunun sorumlusu sizseniz, sokaklarda yaşayan köpeklerin sorumlusu da sizsiniz.
Yapmadıklarınızın, yapamadıklarınızın faturasını onlara kesmek çok kolay di mi?
Tüm o canına kastettiklerinizin laneti sizinle olsun!
