Ülkenin asıl gündemi ekonominin hayata yansıması ve halkın sefaleti iken bir yandan otel yangınıyla başlayan ve sahte içki ile devam eden gündem değişikliği ile karşı karşıyayız. Tüm bunlar yetmezmiş gibi AKP’nin hukuk eliyle belediyeler ve hatta sanat dünyasında uyguladığı baskı ile gündem adeta apayrı bir tarafa çekilmiş oldu. 31 Mart yerel seçimlerinde birinci parti olan Cumhuriyet Halk Partisi özellikle seçim sonrası muhalefet etme noktasında iyi bir ivme yakalamışken daha sonrasında gitgide enerji kaybına uğradı. En son “çok önemli bir açıklama yapacağız” diyerek “kırmızı kart” çıkararak toplumda adeta alay konusu haline geldi.
Tüm bunlar yaşanırken CHP’nin iki parlayan yıldızı Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun tarihi bile şimdiden kestirilemeyen seçim için göz göre göre birbirleriyle kapıştırılma hali AKP’nin tam da avucunu ovuşturup uzaktan keyifle seyrettiği bir durum haline geldi. Evet, CHP hata yapıyor. Haklı bir şekilde ekonomik çöküş ile ilgili elinde en güçlü malzeme varken bunu kullanmak yerine hem tabanı hem de iki starını bir akıl tutulması sonucunda birbirine düşürmek noktasında tam gaz devam ediyor.
Mansur Yavaş “ortada seçim tarihi bile yok, kim öle kim kala. Asıl gündemimiz ekonomi” derken aslında en doğru şeyi söylüyor. Fakat Özgür Özel ve yanındaki parti kurmayları öylesine büyük bir taktik hata ile mart ayındaki ön seçimden bahsediyor. Bu partinin bir evladı olarak soruyorum. Sadece Ekrem İmamoğlu’nun girdiği ve sonucu belli bir önseçim yapmak hangi aklın ürünüdür? Ayrıca sonucu belli olan bu önseçim başta CHP olmak üzere halka ne katacaktır? Hepsini geçtim yarın küskün bir halde olan Mansur Yavaş’ın ayrı bir adaylığı halinde Erdoğan’ın tekrar kazanmasına göz yummak neyin nesidir?
Ayrıca Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir önceki seçimde yaptığı hata halen tekrarlanıyor. “Erdoğan’ı biz her türlü yeneriz” şeklinde söylem yerine “Erdoğan anayasaya göre artık aday olamaz” söylemini partinin tüm kademelerinin güçlü bir şekilde dile getirmeleri gerekiyor. Bu vakitte ön seçim gibi saçma bir karar yerine Genel Başkan ve partinin ileri gelenleri sadece ve sadece ekonomi konuşmalıdır. İşçiyi, emekliyi, öğrenciyi, eğitimi, hukuku ve yolsuzluğu konuşmalıdırlar. Halkın biz geldiğimizde bu düzen değişecek noktasındaki inancını diri tutmalılar. Ak Partinin istediği yöne değil aksi bir şekilde daha dik durarak onların canlarını sıkacak meselelerden bahsetmelidirler.
Madem ses getirecek bir hareket yapmak istiyorlarsa bahar ayında milyon kişinin katıldığı mitingler yapılmalıdır. Adaylık veya seçim değil, geçim konuşularak gerçek gündem ortaya konulmalıdır. Daha sonrasında ah vah çekmemek adına bir uyarı olarak dile getirdiğim hususların gerçekleştiğini umarım görme şansımız olur. Çünkü bu ülke hepimizin ve bu milletin evlatlarının emeği ve geleceği heba ediliyor.
Haluk Cemil ÖZYİĞEN