Dr. Girayalp Karakuş
Anti-komünistler aşağı yukarı Cumhuriyet kurulduğundan bu yana sosyalistleri milli olmamakla suçlamışlardır. Sosyalistler için milli bayrağa, İstiklal Marşı’na hatta milli olarak değerlendirilebilecek her şeye karşı dediler yıllarca. Oysa hiçbir sosyalistin milli bayrağı çiğnediğini, Atatürk’e siyasal İslamcılar gibi saldırdığını göremezsiniz. Çünkü sosyalistler böyle insanlar değillerdir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de milli bayrağa ve Atatürk’e en çok sahip çıkanlar “Sosyalistler” olmuştur. Bugün milli değerlere saygısızlık yapanlar varsa onlar da ya liberal solcular ya da siyasal İslamcılardır. Sosyalistler milli bayrağa karşı değil sadece milli bayrağı temsil ettiğini iddia eden komprador sınıfa karşıdır. Gardrop Atatürkçülüğünü eleştirmek de Atatürk’e karşı çıkmakla eş değer olarak nitelendirilemez. Son zamanlarda partilerden milletvekili transferlerini izliyoruz. Sosyalistler vatan, millet ve bayrak kelimelerini ağzından düşürmeyen ama gömlek değiştirir gibi parti değiştirenleri omurgasızlıkla suçlamaktadır. Bu insanların milli değerleri temsil etmediğine inanmaktadırlar. Tekelci sermayenin kutsal değerleri ağızlarına pelesenk ederek halkı uyuşturmasına karşıdırlar. Bu proseste sosyalistlerin de kendini eleştirmesi gerekmektedir. Milli değerleri sözde milliyetçilerin tekeline bıraktığı için kendini gözden geçirmelidir. Sosyalistler bu konuda hep savunmada kalmışlardır. Ancak bu sözlerim tabii ki vatansever-yurtsever sosyalistleredir. Sol da değişim göstermiştir. Elli sene önceki sol ile günümüzdeki sol değişmiştir. Bazıları Kürt milliyetçilerinin peşine takılmış ve özünden kopmuştur. Kürtler elbette ki Türk solu için önemli bir müttefiktir ancak Türk solunun kuyrukçuluk yapması da kabullenilebilir bir durum değildir. Türk solunun yapması gereken şey; Kürt solunu milliyetçiliğin sığ sularından kurtarıp sınıf mücadelesine endekslemesidir. Türk solu da egemen ulus kibrinden sıyrılması gerekmektedir.
Türk solunun tarihsel beslenme kaynakları Stalinizm ve Kemalizmdir. Kemalizm’den sol çıkar mı sorunsalı tartışmalı bir konudur. Zira Denizleri ve Mahirleri katleden de muhafazakâr Kemalist askerlerdi. Hikmet Kıvılcımlı’ya göre; askerlerin devrimci ve gerici yönleri vardır. Biz askerlerin ilerici yönlerini harekete geçirmeliyiz demiştir. Gerçekten de Türkiye’de ne kadar reformist hareket varsa hepsini askerler yapmıştır. Ancak sosyal bilimlerde iki çarpı iki bazen dört etmiyor ne yazık ki. Günümüzde askeriyenin içerisinde böyle ilerici subaylar kaldı mı? Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyen teğmenler ihraç edilmedi mi? Atatürk rozeti takmayan askeri uyaran subay ihraç edilmedi mi? Askeriye gittikçe Atatürk’ün çizgisinden uzaklaşmış görünmektedir. Sadece ordu değil bugün bütün devlet kurumları kıyıma uğramaktadır. (Yargı, eğitim vs.)
Sonuç olarak devrimcilerin milli bayrak ve değerlerle alıp veremediği yoktur. Türk solunun derdi sistemin kendisi iledir. Bu söylediğimin aksini savunanlar bir tane gerçek bir Türk devrimcisinin Türk bayrağını çiğnediğini kanıt olarak göstersin! Örneğin; Türk solu geçmişteki gibi milli bayrağımızı ve Atatürk’ümüzü 1 Mayıs gösterilerinde dalgalandırmaya devam etsin! Türk solu işte o zaman art niyetli insanların elindeki bu büyük kozu elinden almış olacak!
