Girayalp KARAKUŞ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kürt Milliyetçiliği ve Sorunsalları

Kürt Milliyetçiliği ve Sorunsalları

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Dr. Girayalp Karakuş

Türkiye, Suriye, Irak ve İran Kürtlerinde milliyetçiliğin yükselişte olduğu gözlemleniyor. Spectrum House tarafından Türkiye’deki 12 ilde 1508 Kürt seçmenle yapılan araştırmaya göre Kürtlerin yüzde 34,9’unun “Kürt milliyetçisi”, yüzde 23,2’sinin “muhafazakâr”, yüzde 19,9’unun “sosyalist” olarak kendini tanımladığı öne sürülüyor. (1) Apriori olarak ampirik verilere göre; Kürt milliyetçiliğinin olgunlaşma prosesinin 19. yüzyılın ikinci yarısına tekabül ettiğini söyleyebiliriz. Osmanlı idaresinde yarı-özerk-feodal bir yapıda yaşayan Kürtler, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletin merkezileşme politikasına karşı çıkarak ayaklanmalar başlatmışlardır. 1846 yılında “Mir Bedixan” ve 1879’da “Şeyh Ubeydullah” isyanları ilk ulusal karakterde isyanlara örnek verilebilir. İlk Kürt isyanlarını başlatanların dini kimlikli kişiler olması ise şaşırtıcı olabilir ama Kürtlerde şeyhler-dervişler kutsal kişilikler olarak görülüp sözlerine itibar edilirdi. Her ne kadar resmi tarih bu isyanları feodal nitelikte değerlendirse de bu isyanlar Kürt milliyetçiliğinin kökeni ile ilgili tarih yazımında önemli örnekler olarak gösterilebilir. Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılı oldukça kaotik bir ortamdı. Devlet artan Ermeni milliyetçiliğine karşı tedbir alabilmek için yerel Kürt aşiretlerinden Hamidiye Alaylarını kurma yolunu tercih etmiştir. Bu ordu sadece Sünni Kürtlerden oluşmaktaydı ve bu durum ileride Alevi-Sünni Kürt ayrılığının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Devletin bu hamlesi Kürtleri bölmeyi ve II. Abdülhamit’in İslamcılık projesini hayata geçirmek için teşne olmaktı. (2) Kürt milliyetçiliğinin asıl gelişimi 20. yüzyılın ilk çeyreğine denk gelmektedir. Çünkü iktidara gelen İttihatçılar, devletin merkezileşme politikasını ileri götürerek Türkleştirme politikasını hayata geçirmiştir. Bu politika diğer etno-politik hareketlere karşı reaksiyoner bir hareketti. Sırpların, Hırvatların, Yunanlıların, Bulgarların imparatorluktan ayrılması Osmanlı devlet adamlarında travmaya yol açmış ve son çare olarak Türkçülük politikasından medet ummuşlardır. İttihatçıların Türkleştirme politikası Kürtlerde tepkilere yol açmıştır. “Kürt Teavün Cemiyeti” ve onun yayın organı “Kürt Teaün ve Terakki Gazetesi” yaptıkları propagandalarla kendi halkını bilinçlendirmeye çalışmıştır. Aynı Türkleştirme politikasını Cumhuriyet’i kuran devlet adamlarımız da devam ettirmiştir. Özellikle Halifeliğin kaldırılması ile Türkler ve Kürtleri birbirine bağlayan tek unsur olan “din” de ortadan kalktı diyerek Şeyh Sait ve beraberindeki isyancı gruplar Türk devletine başkaldırmıştır. Kürt tarih yazımı bu isyanı dinsel görünümlü ulusal kurtuluş hareketi olarak anlatmaktadır. Kanıt olarak da devlet adamlarının yazışmaları örnek gösterilmiştir. Kürt tarihçilerine göre; devlet Kürt milliyetçiliğinin yükselmesinden korktuğu için bu isyanı feodal-gerici olarak nitelendirme yoluna başvurmuştur. Aynı şekilde Kürt tarihçilerine göre; Dersim, Ağrı ve Koçgiri İsyanları da Kürtlerin bağımsızlığı için yapılmış ayaklanmalardır.

Kürt milliyetçileri kendilerine üç “öteki” belirlemiştir. “Türk, Fars ve Arap”. Bu üç halkın kendilerine haksızlıklar yaptığına inanmaktadırlar. Irak’taki Kürt için öteki: “Arap” iken, Türkiye’deki Kürt için: “Türk”tür.(3) Kürt aydınlarının büyük bölümü de bu karşıtlıklar üzerinden kendilerini tanımlamaktadırlar. Yükselen Kürt milliyetçiliği kültürel milliyetçilik boyutundan etnik milliyetçiliğe doğru evrilmektedir. Bu durum somut durumun somut tahlilini yapmak gerekirse toplumsal kırılmalara yol açabilir. Türk siyasal tarihinde örnekleri var. Örneğin; 6-7 Eylül 1955 Olayları gibi. Etnik ve dinsel odaklı partiler de kutuplaşmalara çanak tutmaktadır. Güncel siyaset izlendiğinde Türk milliyetçiliğinin arttığı proseslerde Kürt milliyetçiliği de doğru orantılı biçimde artış gösteriyor ya da tam tersi durumlarda da aynı durum mevcut. O halde siyaset insanlarına toplumları yatıştırmak için büyük görevler düşmektedir. Ancak siyasiler yangına körükle gitmeye devam ediyorlar çünkü partilerinin oy tabanları Türk-Kürt milliyetçiliğinin artıp azalmasına bağlı. Devlet geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkarıp Kürt vatandaşlarına demokratik bir ülkede bir arada yaşanabileceğini kanıtlayacak adımlar atmalıdır. PKK’nın da şiddeti sonlandırıp demokratik yollardan mücadele yürütmesi gerekir.

Nitekim barış ancak böyle sağlanabilir. Geçmişten ders çıkarılmalı. Kardeş iki halk birbirini kucaklamayı yeniden öğrenmeli!

 

Kaynakça

  • Necat Zanyar, “Yükselen Kürt Milliyetçiliği”, Rûdaw, 07.09.2024.
  • Sebatullah Tekin, “Kürt Milliyetçiliğinin Gelişimi ve Ulusun İnşası: Politik Şiddet, Yayıncılık ve Aydınların Rolü”, Kürd Araştırmaları, 18.03.2022.
  • Arzu Yılmaz, “Kürt Milliyetçiliğine Eleştirel Bir Bakış: Kürt Mülteciler ve Kürdistan Milliyetçiliği”, Mülkiye Dergisi, 39 (1), 2015, s. 37.

Kürt Milliyetçiliği ve Sorunsalları
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin