Girayalp KARAKUŞ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Abdullah Öcalan Ne Yapmaya Çalışıyor?

Abdullah Öcalan Ne Yapmaya Çalışıyor?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dr. Öğr. Üyesi Girayalp Karakuş

Mihail Bulgakov, Sovyetler Birliği’nde yaşamış muhalif bir yazardı. Sovyetler Birliği’ndeki bürokratik aksaklıklara yazılarında değinmiştir. İdarecilerle anlaşamadığı için Stalin’e mektup yazarak ülkeden ayrılmak istemiş ancak Stalin bunu kabul etmemiştir. Genç yaşta böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetmiştir. Yakın zamanda kendisinin “Ölümcül Yumurtalar” adlı romanını okudum. Bulgakov’un eserinde anlattıkları aslında Türkiye’de günümüzde yaşananlara da örnek gösterilebilir. Yazar’ın kahramanı Persikov adında bir bilim insanı. Persikov, bilimsel çalışmalarında yeni bir buluş gerçekleştiriyor. Bütün dünya ayağa kalkıyor. Sovyet Gizli Servisinden tutun da devletin bütün kurumları Persikov ile iletişim kurmaya çalışıyor. Bir süre sonra işler çığırından çıkıyor ve Sovyet basını Persikov’un yapmadığı buluşları da yapmış gibi halka anlatmaya başlıyor. Sovyet idarecileri baskı yaparak onu farklı uzmanlık alanlarında da kullanmaya çalışıyor. İdareciler Persikov’un icat ettiği ışınlarla ölen tavukların yeniden diriltilebileceğine basın-yayın yoluyla halkı ikna ediyor. Romanın sonunda Persikov’un yetiştirdiği tavuk yumurtaları yılan-timsah gibi sürüngenler çıkıyor, bu sürüngenler çevreye zarar veriyor ve halk ayaklanıp Persikov’u ve diğer bilim insanlarını öldürüyorlar. Esas soru şu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilileri Sovyetler’in Persikov’a atfettiği rolü Öcalan’a mı giydirmek istiyor?

Peki PKK ne istiyordu?

PKK, 1970’li yıllarda yükselen sosyalist solun etkisi altında sosyalist Türk ve Kürt gençleri tarafından kurulmuştur. Parti programında ve tüzüğünde PKK’lı yetkililer, örgütün amacını Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada bağımsız ve birleşik bir Kürdistan kurmak, Kürt bölgesinde çağdışı kalıntıları temizlemek, emperyalizmin etkisine son vermek ve sınıfsız bir toplum inşa etmek olarak açıklamışlardır. Gerçekten de PKK kuruluş aşamasında Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada çağdışı kalıntıları temizlemek için “ağalara” yönelik silahlı eylemler yapmışlardır. Başarılı da oldular…

2000’li yılların başından itibaren Öcalan’ı siyasi özne olarak daha sık görmeye başladık. Ne diyordu Öcalan?

Abdullah Öcalan, 2000’li yılların başından itibaren “demokratik konfederalizm” düşüncesini ortaya koymuştur. Nedir demokratik konfederalizm? Öcalan ve PKK’ya göre; adem-i merkeziyetçi ve özgürlükçü sosyalizm demokratik konfederalizmin özüdür. Bölgesel özerklik ehven-i şerdir. Öcalan, bu düşüncelerini Murray Bookchin’den almış ve onu 20. yüzyılın en büyük sosyal bilimcisi olarak tarif etmiştir. Demokratik konfederalizmin bileşenlerinde feministler, sosyalistler, özyönetimciler, işçi-köylü sınıfı ve siyasi ekolojistler vardı.

Öcalan yakın zamanda yayınladığı bildiri ile PKK’nın feshedilmesi gerektiğini kamuoyuna açıklamıştır. Bölgesel özerklik ve federasyon taleplerinden de vazgeçildiğini bildirmiş ve kamuoyunda bu durum genel itibariyle memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak bu konuya çeşitli gerekçelerle şüphe ile yaklaşanlardanım.

Öncelikle sürecin başına gittiğimizde çözüm sürecini başlatanın Devlet Bahçeli olmasının özel bir anlam ifade ettiğini söylemek gerekir. Çünkü Türkiye’de çözüm sürecinin başlatılabilmesi için milliyetçi camianın kontrol altında tutulması elzemdir. Eğer milliyetçi camia bir yöne mobilize edilirse Türkiye’de yapılamayacak siyasi paradigma yoktur dolayısıyla bu açıklamanın MHP genel başkanına yaptırılması/yapması akıllıca bir hamleydi.

Öcalan 1998 Sonbaharında Suriye’den ayrılmadan önce rejimle mücadele edecek bir örgüt kurulmasını emretti. YPG/PYD’nin temelleri bu dönemde atıldı. Kürt siyasal hareketinin temsilcileri Öcalan’la görüşmelerinde onun fikirlerini aldılar. Öcalan hapiste olmasına rağmen süreci takip etti. İddialara göre; Suriye’de iç savaşın çıkacağını Öcalan önceden öngörmüştü. Bu yüzden Kürtler Suriye’nin kuzeyinde kantonlar oluşturdu. Gerçekten de PYD/YPG Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde kontrolü sağlamış gözükmektedir. Öcalan’ın çağrısından sonra PYD/YPG faaliyetlerini askıya alacak mı? sorusu gündeme gelmiştir. Bu konuda Kürt siyasal hareketinde de ihtilaflar vardır.

Konu henüz taze ama kimilerine göre Türk devletinin Rojava’yı tanıma karşılığında PKK’nın feshedileceğini kabul ettiği iddia edilmektedir. Gerçekten de kırk yıldır silahlı mücadele veren bir örgütün Öcalan’ın çağrısıyla bütün taleplerinden vazgeçeceği bana mantıklı gelmemektedir. Bazıları dünya konjonktürünün değiştiğini bu prosesi de PKK’nın idrak ettiğini iddia etmektedir. Ancak örnek vermek gerekirse; Latin Amerika ülkelerinde silahlı mücadele veren örgütlerin liderleri yakalandığında örgütleri zayıflamıştır ancak Öcalan yakalandığında PKK gücünü kaybetmemiş aksine konsolide etmiştir. PKK’nın Öcalan’a ihtiyacı yok denilebilir. Yazımın girişindeki romanda bahsettiğim üzere Türk devleti Öcalan’a gücünün üstünde bir önem mi atfetmektedir?

Son tahlilde yapılan müzakerelerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kazanım elde ettiği noktasında mesafeli yaklaşanlardanım. PKK ve PYD/YPG silah bırakır ve sivil siyaset yapmaya karar verirse Türkiye Devleti kazanmış olacaktır. Aksi halde kamuoyunda hamaset yapılmaktan öteye bir durum söz konusu olmayacaktır.

 

 

 

 

Abdullah Öcalan Ne Yapmaya Çalışıyor?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin