Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’de ve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç te bitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
İşte bu söylevlerine bakınca ta ki bin dokuz yüz elli dokuz yılında bir cumhuriyet çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve ilkokula başladığımızda önce resimleriyle, sonra fikirleriyle tanıştığımız Mustafa Kemal Atatürk’ün hiç ama hiç ölmediğini hissedebiliyorum.
Bu öyle bir duygu ki ister fikirlerine saldırılsın ister heykelleri yıkılmaya çalışılsın ister itibarsızlaştırılmaya çalışılsın o giderek daha güçlü ve daha onurlu bir hale geliyor.
Bu onuru sadece ülke içinde görmüyoruz. Bu onuru onun heykellerini diken ve fikirlerini örnek alan Asya kıtasında, Avrupa kıtasında, Amerika kıtasında ve daha birçok yerde görüyoruz. Siz ya da biz ona saldırdıkça o daha da güçleniyor. Çok daha fazla kabul ve itibar görüyor. Henüz daha taze bir zaman dilimi 29 Ekim’de iki milyonu bulan hatta geçen bir insan selini Anıtkabir gibi hiçbir anıt daha görmemiştir.
Bu ülkenin bir ferdi, bu cumhuriyetin yetiştirdiği bir meslek adamı ve bu ülkeye yaklaşık yarım asır onurla hizmet etmiş bir öğretmen olarak ona ne kadar çok şey borçlu olduğumuzu daha iyi anlayabiliyorum.
Bu ülkenin kurucu lideri, yüzlerce birliğin eşsiz komutanı, binlerce okulun eğitim mimarı, yüz yılın dehası, döneminin ekonomisti, müzisyeni, sanatçısı, kültür elçisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan borcumuzu hiçbir zaman ödeyemeyeceğiz. Çünkü, varlığımızı ve benliğimizi ona borçluyuz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 85. ölüm yıl dönümünde rahmet ve minnetle anarken, fikirlerinin sürdürülmesi ve en büyük eserim dediği cumhuriyetin yaşatılması konusunda hep çalışacağımıza söz veriyoruz.
Sen rahat uyu Ata’m. Sen ölmedin ki. Fiilen yoksun ama bizler o eşsiz fikirlerinin bekçisiyiz.
Yaşar GELER