Fevziye, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) isimli terör örgütünün Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki Êzdî (Yezidi) yerleşim yerlerine saldırısı sırasında katledip esir aldığı binlerce Yezidi kız çoğu ve kadınından biri. Bu binlerce dehşet dolu maceradan biri, takma adı Fevziye Emin Seydo olan küçük bir kızın trajik ve dehşet dolu hikayesidir anlatacağım.
Bu kız çocuğuna vahşice el koyan bir cihatçı militan onu Suriye’ye götürüp kendisine yıllarca tecavüz edip hareminde saklamış. Cihatçının bir çatışmada öldürülmesinden sonra, yine IŞİD bağlantılı cihatçılardan oluşan kaçakçı şebekesi sahte evraklarla onu önce Türkiye’ye, ardından Mısır’a, daha sonra da Gazze’ye nakletmiş. Acılarla dolu bu cehennemsi hayat, 2024 yılında kurtarıldığı güne kadar sürmüş.
Ekim ayının ilk haftasında Irak ve Arap medyası, 21 yaşındaki Êzdî (Yezidi) bir kızın savaş ortamındaki Gazze’den nasıl kurtarıldığına hadisesine yoğunlaştı. Gerçek kimliğinin ortaya çıkmaması için şimdilik “Fevziye Emin Seydo” ismini kullanan bu genç kadın hakkında yazılanları sizlere de aktaracağım.
Ölümcül maceranın bir yüzü
Bahsettiğimiz acı ve meşakkatli serüvenin iki farklı anlatımı var; ilkinden başlayalım:
Kurtarma olayına ilişkin ilk haberi, Independent Arabia gazetesi muhabiri Ghufran Younis’in 5 Ekim 2024 tarihli yazısından okumuştum. Haberin ayrıntıları hayli ilginçti. Zira anlatıma bakılırsa bölgede operasyonlarını sürdüren İsrail askerleri, Kudüs’teki ABD Büyükelçiliği’nin bilgilendirip yönlendirmesi neticesinde Fevziye Seydo’nun bulunduğu mekana baskın yapıp kızı kurtarmıştı. Hamas yetkilileri ise Fevziye’nin bölgeyi gönüllü terk ettiğini ileri sürüyorlardı.
Irak Dışişleri Bakanlığı, Êzdî kızının kurtarma operasyonuna ilişkin bazı ayrıntılar verdi:
“Vatandaşımız Fevziye Emin Seydo, dışişleri ile milli istihbarat birimlerinin koordineli çabaları sonucu, Bağdat ve Ürdün’deki ABD büyükelçiliklerinin yardımları sayesinde Gazze bölgesinden kurtarılıp ülkeye getirilmiştir. Kurtarma faaliyeti, dört aylık bir çaba ve gayretin ürünüdür.”
Irak Dışişleri’ne bağlı IŞİD mağdurlarını kurtarma işiyle yükümlü Daire Başkanı Silvan Sincari de olayla ilgili açıklama yaptı:
“IŞİD cariyesi olarak kaçırılan Fevziye gibi bir rehinenin savaş bölgesindeki Gazze’de bulunmuş olması, bir ilktir. 2014 baskını sırasında IŞİD mensubu bir cihatçı militan tarafından esir edilen Fevziye, önce Suriye’ye götürülmüştür.
Yıllar sonra Fevziye’nin Gazze bölgesinde olduğuna dair bir istihbarat bilgisi ulaştı bizim bakanlığa. Araştırıp izini bulmak dört ayımızı aldı.
Irak istihbarat birimleri ve dışişleri heyeti Ürdün, Filistin, ABD temsilcilikleriyle temasa geçip yardım istedi. Sonuç olarak Fevziye o cehennemden kurtarılıp ailesine teslim edildi.”
Biz trajik hikayenin başına dönelim: Şimdi 21 yaşını tamamlamış olan Fevziye Seydo, Irak Kürdistan Bölgesi kapsamında yerli halk tarafından “Ezdîxan” (Yezidi inançlı Kürtlerin anayurdu) diye adlandırılan Sincar ilçesine bağlı Kahtaniye nahiyesinde doğal, mutlu ve huzurlu bir hayat sürerken 2014 yılında IŞİD çetelerinin baskınına uğramış. Baskında binlerce Yezidi kadın, esir alınarak cariye olarak kullanılmış, kadın pazarında satılmış, zoraki kocaları ölünce de başka bir cihatçının elinde esarete düşmüşler.
Fevziye de içlerinden biriymiş. Henüz 11 yaşındayken esir alınmış. IŞİD mensubu Filistinli bir cihatçı militan, “Bu benim malımdır” diyerek kendisine el koymuş. Akabinde de Suriye’ye götürmüş. Cihatçı, militan çatışmaların birinde öldürülmüş. Militanın Filistinli kardeşi gidip Fevziye ile iki çocuğunu almış, Hamas yönetimi altındaki Gazze’ye taşımış.
Fevziye 10 yıllık zorunlu cariyelik sürecinde diyardan diyara göçertilmiş, bir cihatçı erkekten diğerine devredilmiş, anayurdu Sincar’dan kaçırılıp önce Suriye’ye ardından Gazze’ye kadar götürülmüş.
Irak istihbarat çevrelerine yakın yerel kaynaklardan edinilen 7 Ekim 2024 tarihli bilgilere bakılırsa; Sincar’dan kaçırılan bu Êzdî kızı, İsrail operasyonları ve Hamas-İsrail birliklerinin çatışmasının yol açtığı savaş yüzünden yaşam şartlarının zorlaştığı bir dönemde Gazze’de bulunuyormuş.
Iraklı istihbaratçılar bir Yezidi kızının bölgedeki ülkelerden birinde olduğuna dair bilgi edinmişler. Lakin “Kim, nerede, nasıl?” sorularının açık cevaplarını bulamıyorlarmış. Daha sonra “Fevziye” isimli bir Yezidi esirin Gazze’de olduğu anlaşılmış, fakat hakkındaki bilgiler eksikmiş.
Savaş alanına dönen Gazze cehenneminden böyle birini kurtarmak için büyük bir mucizenin olması gerekiyormuş. Yine de umut kesilmemiş. Iraklı ilgililer öncelikle yöredeki bir insan hakları kuruluşu, Kızılhaç teşkilatı ve Amerikan görevlileriyle temasa geçmişler. Irak Dışişleri Bakanlığı da başkent Bağdat ve Amman’daki ABD büyükelçiliklerinden yardım istemiş.
Maceranın bir başka versiyonu
İsminin baş harfleri D.C. olan bu Ezdî kız (Fevziye Seydo takma adıyla) Independent Arabia gazetesinin kadın muhabiri Enci Mecdi ile söyleşip ona hayat serüvenini anlatıyor. Enci Mecdi, kurtarma operasyonuna katılan Iraklı güvenlik ekibine yakın polis kaynaklarına da bu anlatılanları teyit ettiriyor.
Mecdi’nin anlattıkları özetle şöyle: Filistinli cihatçı kocası çatışmada ölünce, 2020 yılında insan kaçakçıları tarafından önce Türkiye’ye, ardından sahte evrakla Mısır’a geçmiş. ABD’nin organize ettiği Irak, Ürdün ve İsrail birimleri tarafından IŞİD mensubu kocasının Gazze’de oturan ailesinin evinden kurtarılmış.
Gazeteci Enci Mecdi, bu kurtarma olayının ayrıntılarını çeşitlendirip teyit ettirmek için, “Iraklı Hıristiyan ve Yezidi Kadınlarıyla Çocuklarını Kurtarma Derneği” isimli organizasyonun Kanada/Montreal’deki kurucusu Steve Maman ile de konuşmuş.
Steve Maman
Maman’a göre kurtarma operasyonu şöyle gelişmiş: IŞİD’in elindeki esirleri kurtarmak maksadıyla son derece sıkı çalışan bir aracı ağı/şebekesi kurmuş. Êzdî kızı Fevziye Seydo’nun esir olduğuna dair ham bilgi ve işaretleri 2023 yılında alabilmiş. Ancak Gazze’deki savaş ortamı, onun bölgeden kurtarılmasını imkansız kılıyormuş.
Küçük kızı cariye alarak sahiplenen IŞİD mensubu koca, onu Suriyeli başka bir cihatçıya o da bir diğerine satmış. En sonunda yine terör örgütü IŞİD saflarında savaşan Filistinli kökenli bir militanla evlenmiş. Onun da katledilmesinin ardından Gazze’deki ailesi gelmiş, kendisiyle birlikte çocuklarını da alarak Gazze’ye taşımış.
11 yaşındayken IŞİD teröristlerince zorla sahiplenilip defalarca tecavüz edilen Fevziye, Stockholm Sendromu’na yakalanmış. Celladına âşık olmuş. İradesi alınmış gibiymiş. O kadar ki IŞİD cihatçılarının yardımıyla ve sahte evrakla Türkiye, Mısır ve Gazze yolculuğu sırasında devamlı dövülüp aşağılanmasına rağmen sesi soluğu hiç çıkmamış.
Gazze’deki kocasının evinde kaldığı sıralarda, Kanadalı yukarıda bahsi geçen kurtarma örgütü aracılar vasıtasıyla Fevziye’nin kayınbiraderine (Muhammad B.) ulaşmayı başarmış. Bu kişi, kızın serbest bırakılması karşılığında 50 bin dolar istemiş. Ancak Fevziye’nin iki çocuğunu kendisine vermeyeceğini de söylemiş.
Bu durumda Fevziye ya iki çocuğuyla Gazze’de kalıp köle hayatına devam edecek ya da tek başına özgürlüğüne kavuşacaktı. Geçen Mayıs ayında kaynana evinden kaçtığında psikolojisi çok bozulmuştu. Kendisinin önce kurtarılması, daha sonra da çocuklarının getirilmesi koşuluyla yalnız başına çıkma teklifini zorlukla kabul etmişti.
Konuyla ilgilenen Iraklı gönüllüler bıkmadan usanmadan aylar boyu çalışıp didindiler. Bu arada Iraklı, Amerikalı ve İsrailli yetkililere sürekli baskı yaptılar. Steve Maman da Donald Trump’ın eski bürosuna giderek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile konuyu görüşmüş; ona ilgili ülkelerdeki beylik bürokratik uygulamaları atlayıp tez elden kurban konumundaki kızı kurtarmasını tavsiye etmişti.
Bu minvalde Iraklı yetkililere Fevziye için pasaport çıkarılması önerildi. Iraklı müdür Silvan Sincari gereken evrakları tamamladı. Lakin Fevziye’yi sınır kapısından Mısır’a kaçırma planı uygulanmak üzereyken Mısırlı gümrükçüler sınır kapısındaki kontrolleri sıkılaştırdı. Bu yüzden de kaçırma planı suya düştü.
Derken Amerikalı temsilcilerin aracılığıyla farklı kesimler arasından bir kurtarma ekibi kuruldu. Bu ekip Birleşmiş Milletler teşkilatına ait bir ambulans içinde Fevziye’yi Gazze-İsrail sınır kapısına, oradan da Filistin ve İsraillilerin yardımıyla İsrail-Ürdün sınırına ulaştırdı.
Kanadalı Musevi işadamı Steve Maman ve “Yahudi Schindler” kuruluşu devrede
Resmî temaslar ve istihbaratın dışında önemli bir çabayı da Musevi inançlı Fas kökenli bir işinsanı olan Steve Maman başlatmıştı. Esir alınan Êzdî ve Asuri kadınlarla çocukların kurtarılmasına kendini adayan Maman, gönüllü bir kuruluşun öncülüğünü yaparak sadece sekiz ayda 128 Yezidi kadını kurtarmıştı.
Kanada vatandaşı olan Steve Maman, bu amaçla “Yahudi Schindler” isimli gönüllü bir kurtarma-sağlık derneği kurdu. 2015 tarihinde kurulan derneğin tam adı Hıristiyan ve Yezidi Kadınlarla Çocukları Kurtarma (CYCI) Merkezi’dir.
Montreal merkezli bu gönüllü kurtarma ve sağlık kuruluşunun kurucu öncüsü Maman, kutsal kitap Talmud öğretilerine dayanarak, “Bir insanı kurtarmak tüm insanları kurtarmaktır!” mealindeki kurala inanmaktadır.
Steve, 2015 yılı ve sonrasında 2 bin 700 kadının (bir başka anlatıya göre de 140 kadın ve çocuğun) IŞİD’in elinden kurtarılmasına vesile olmuştur ki o sıralarda haraç mezat satılan kadın esir/köle başına 3 bin dolar istenmektedir.
Hatırlatma dozu: Hitler döneminde 1200 Yahudi’yi soykırımdan kurtaran Alman sanayici ve hümanist Oskar Schindler, Nazi Partisi üyesi olmasından istifade ederek o tarihte az görülen bir başarıya imza atmıştı. Belgesel bir romandan esinlenilerek Schindler’in Listesi adıyla ses getiren bir de film çekilmişti.
Kanadalı gönüllü işadamı Steve Maman da bu simgesel isim gibi Yezidi ve Hıristiyan inançlı kadınlarla çocukları IŞİD canavarlarının vahşet ve zulmünden kurtarmaya çalışmakta; bu uğurda büyük miktarda fidye ödeyerek esir kadınları kurtarmaktadır.
Ayrıca Maman, Yunanistan üzerinden Almanya’ya IŞİD vahşetinden kaçanların güvenli geçişlerini sağlamak için Yunanistan hükümetiyle anlaşarak Petras isimli bir sığınma kampı kurmuştur. Keza 1000 kadar Êzdî kadınıyla yakından ilgilenirken Irak Kürdistan bölgesindeki kamplarda yaşayan 25 bin Yezidi, Hıristiyan ve Müslüman aileye de maddi yardımda bulunmaktadır.
Iraklı araştırma ve istihbarat ekibi iz sürerken sosyal medya üzerinden bir paylaşıma rastlar. Meğer Fas kökenli Kanada vatandaşı Steve Maman, çok önceden Yezidi kızı Fevziye’ye sanal bir haber ulaştırarak kendisini kurtaracağını vaat etmiştir. Fevziye Seydo’nun deyimiyle bu vaat gerçeküstü ve adeta imkansız gibi bir şeydir.
Paylaşımın ayrıntılarını derleyip toplayan Iraklı istihbarat ekibi, durumu kızın Sincar’da oturan ailesine bildirmiş. Ekibe göre bu yoldaki en büyük engel ve düşman, akıp giden zamanmış. Derken gizlice bir kameralı video gönderilmiş. Vaziyeti ve bulunduğu yer hakkında ayrıntılı bilgiler veren Fevziye’nin CD çekimi ilgili taraflara (Kanada, ABD, Irak, Ürdün, İsrail vs) iletilmiş.
Hamas, İsrail-Amerikan rivayetini yalanlıyor
Zaman alan titiz bir hazırlıktan sonra Amerikan askerî birimleri İsrail’in de yardımıyla Fevziye’yi Kerem Ebu Salim (İbranice Kerem Şalom) isimli gümrük kapısından Gazze’den İsrail’e geçirmişler. Ardından Ürdün-İsrail sınır kapısı Allenby (şimdiki adı Kral Hüseyin) köprüsünden geçirip karşı taraf yetkililerine teslim etmişler.
Ürdün’den alınan Fevziye 2 Ekim 2024’te sabaha doğru Irak-Sincar’daki ailesine kavuşmuş. İsrail ordusunun açıklamasına inanılırsa, kendi birlikleri Amerikan Büyükelçiliğinin de yardımıyla Fevziye’yi kurtarıp ailesine kavuşmasını sağlamıştı!
Reuters haber ajansına konuşan Hamas örgütü yetkilileri ise “Yezidi kızının İsrail ve ABD birimleri tarafından gizli bir operasyonla Gazze’den kurtarıldığına” ilişkin haberi “asılsız ve düzmece” olarak nitelendiriyordu.
Gazze’de Hamas tarafından yönetilen büro, 4 Ekim Cuma günü Fevziye’ye hakkında çıkan İsrail kaynaklı haberi yalanladı:
“11 yaşındayken kaçırılıp bir Hamas üyesine satılan Fevziye, aslında Gazze’ye kaçırılmamıştır. Kayınbiraderi tarafından Suriye’den iki çocuğuyla birlikte gönüllü olarak getirilmiş; Hamas’ın bilgisi dâhilinde burayı gönüllü olarak terk etmiştir.
Fevziye Seydo adlı bu kadın 25 yaşında olup, daha önce Suriye muhalifleri safında çatışan bir Filistinliyle evlenmişti. Kocasının ölümünden sonra Fevziye, Türkiye’de yaşayan annesinin yanına gitmiş. Ardından Mısır’a geçip yasal yollarla Gazze’ye girmiştir.
Kaldığı süre içinde kaynanasının evinde oturmuştur. Gazze’de yıllarca kalıp eski kocasının kardeşiyle evlenmiştir. Bu arada İsrail operasyonlarına karşı Gazze’deki siperlerden birinde silahlı çatışmaya katılmıştır.
İzleyen süreçteki bombalamalardan ötürü kendini güvende hissetmeyen Fevziye, asıl ailesiyle irtibat kurmak ve buradaki kocasının öldürülmesinden sonra Gazze’yi terk etme talebinde bulunmuştur. Temasa geçtiği ailesi Ürdün hükümetine başvurarak yardım istemiştir.
Ürdün yönetimi de İsrail ile irtibat kurarak kızın Kerem Şalom (Arapça Kerem Ebu Salim) sınır kapısından çıkarılmasına izin verilmesini sağlamıştır. Ürdün hükümeti yetkilileri, kocasının ailesi ve Filistin yönetiminin de bilgisi dâhilinde sınır geçerken kadına refakat etmişlerdir.
Dolayısıyla İsrail bu kadını operasyonla kurtarmamış, sadece sınır geçişi sırasında kendisine kolaylık sağlamıştır.”
Rehabilitasyon ve yeniden kişiliğini bulma terapisi
IŞİD’in esir aldığı binlerce insan, bilhassa yöredeki Asuriler, Keldaniler, Ermeniler, Şavaklar ve Yezidiler IŞİD ile El Kaide vahşetinden çok çektiler ve çekiyorlar. Esir kadınlarınki ise erkeklerinkinden çok daha katmerli ve acılı.
9-10 yaşlarındaki kız çocukları bile vahşi erkeklerin tecavüzüne uğrarken, özellikle Müslüman olmayan erkek çocuklar Eşbel (Aslan Yavruları) adı verilen askerî kamplarda ideolojik eğitime tâbi tutularak ailelerine ve inançlarına düşman hale getiriliyorlar.
Irak’a dönen Fevziye
Birçok nedenden ötürü ruhsal hastalıklara yakalanıp kimlik ve kişiliklerini yitirenler, gerek Suriyeli Kürtlerin denetimindeki rehabilitasyon (El Hol Kampı gibi) merkezlerinde gerekse Irak ve Kürdistan yönetiminin farklı sağlık merkezlerinde uzun süreli tedavi görüyorlar. Toplum içine karışabilecek duruma gelinceye kadar da tedavileri sürüyor.
Halkı adına verdiği mücadele adına Birleşmiş Milletler kürsüsünde konuşan ve insanlığa katkısı nedeniyle ödül alan Êzdî kadını Nadiya Murad’ın girişimiyle kurulan Belge ve Koruma Merkezi Müdürü Cemal Seydo, bu hususta şu bilgileri veriyor:
“IŞİD cihatçılarının Yezidi bölgesine girişinden sonra 6 bin 417 kişi kaçırılmıştır. Bunların 3 bin 448’i kadın, 2 bin 869’u ise erkektir. Kaçırılanlar arasında kurtarılan/kurtulan 3 bin 562 kişiden 1206’sı kadın, 1207 kadarı da erkektir. Aynı süre içinde 1509 kız çocuğu, 957 erkek çocuğu kurtarılmıştır.
IŞİD soykırımından kurtulabilenlerin çoğu Irak, Suriye ve Türkiye’ye gitmiştir. Bu düzlemde Fevziye’nin Gazze’de bulunup alınmasından hareketle kaçırılan diğer kadınların çevre ülkelerde olma ihtimali de mevcuttur.”
Êzdî kızı Fevziye Seydo, şimdi de hayatın yeni bir sınavıyla karşı karşıya: Rehabilitasyon yoluyla kendini bulma ve kendine dönme sınavı ile.