HALKÇILIK VE İNSAN
Halkçılık aynı topraklar üzerinde benzer koşulları paylaşan insanların, bağımsızlıklarını koruma ve dayanışma gereksinmelerini karşılayan bir düşüncedir.
Halkçılık siyasetinin amacı; özgür, barışçı, insancıl, toplumu ile bütünleşmiş ve değişen koşullara göre kendini sürekli yenileyebilen bir insan yetiştirmektir. Halkçılık düşüncesinin en güçlü destekçileri geçimini kendi emeği ile sağlayanlardan görmektedir.
Bu, dürüstlüğünü, çalışkanlığını, mertliğini, yurt ve insan sevgisini kendi zengin geçmişinden alan fakat çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak zorunda bulunan bir toplumun gereklerine yönelik bir insan anlayışıdır. Bir yanı ile ülke gerçeklerini düşünen ulusal, diğer yönüyle evrenseldir. Geçmiş ile geleceğin birleşimidir bu insan. Geçmişin izlerini, geleceğini ise tohumlarını içinde taşıyacaktır.
Çağın gereklerine uygun, ancak kendi benliğinden, geçmişinden, toplumunun öz kaynaklarından kopmamış bir insandır. Bir insanın ancak, kişiliğini, kimliğini, sağlam inşa edip ve sağlıklı bir özgüvene sahip olup, bunu koruduğu ölçüde, çağdaş uygarlığa katkıda bulunabileceğine, halkçılık hareketine katkıda bulunabileceğine inanıyoruz.
Halkçılığın amacı insan yaşamını kolaylaştırmak olduğu gibi, ilkeleri ve uygulamaları ile de insanın iç dünyasını yumuşatır. İnsan sevgisi, yurt sevgisi, yaşam sevgisi, doğa sevgisi ve hoşgörü, dayanışma, adalet, dürüstlük vb. insana özgü temel duyguları geliştirir, pekiştirir.
Halkçılık: “İnsanı sömüren, ezen, özgür gelişmesini ve yaratıcılığını engelleyen, onu ürettiğine, işine ve yaşadığı topluma yabancılaştıran sistemlerin yerine; Halkçı uygulamalar sürecinde insanı tüm baskı ve engellerden kurtarmak, onu gelişen düzeyde özgürce düşünme, kişiliğini geliştirme ve kişi onuruna dokunulamamasının güvence altına alınmasını sağlamaktır.”
Halkçılık, bağımsızlık, özgürlük, dayanışma, adalet ve eşitlik ilkeleri yönünden ulusal olduğu kadar uluslararası bir harekettir.
Halkçılık:
Siyasal olarak, “Herkese özgürlük, herkese eşit ve dokunulmaz haklar tanır. Yasalar önünde herkesi eşit kılar.
Yurttaşların eşit ve serbest oylarıyla belirlenen siyasal iktidarı, ulusun egemenliğiyle veya bağımsız yargı erkini de içeren, demokratik hukuk devleti kurallarıyla sınırlar.Halkın yönetime katılmasını öngörür.”
Sosyal olarak, ”Özgürlüğün, sosyal ve ekonomik koşullarını gerçekleştirmeyi; Siyasal eşitliğin yanı sıra, sosyal eşitliği ve olanak eşitliğini sağlamayı amaçlar.”
Ekonomik olarak, “Siyasal ve sosyal gücün ekonomik güçten ayrılamayacağı ilkesine dayanarak; işsizliğin yoksulluğun olmadığı sosyal refah devletini gözetir. Sosyal adaleti, dengeli gelir dağılımını ve sosyal güvenliği ekonomik olanakları sağlar.”
Kültürel olarak, ”Eğitimi, kültürü, bilgiyi, sanat çalışmalarını Dili ve iletişimi herkese açık tutarak yaygınlaştırır.”
Gericilerin, ülkeyi sömürenlerin, laik Cumhuriyet’in, hak, hukuk ve işçi, düşmanlarının bir araya geldiği bir dönemde; emekçilerin, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine ve Atatürk devrimlerine inanların kendi aralarında bir savaşa yer yoktur. “Tarih, olayları olayların içinde yaşayanların niyetleri ile değil, varılan sonuçlarla değerlendirir. Ve tarihin sayfalarında ‘yüce amaçlar’ peşinde koşarken ‘sahip olduklarını da yitirenler’ pek çoktur.
Halkçılık her şeyden önce halka inanmak ve güvenmektir; halk olmaktır.
Türkiye’nin sorunlarını geniş emekçi kitleler lehine çözecek olan Halkçı Demokrasidir.
Halkçılık, siyasal, sosyal ekonomik ve kültürel yönleriyle bir bütün oluşturur.
Kaynakça
- İsmail Arar, Atatürk’ün Halkçılık programı, s. 12
- Taner Kışlalı: Kemalizm, Laiklikve Demokrasi;s. 46-73
- Türk Eliçin: KemalistDevrim İdeolojisi; s. 33.
- age: s.248
- Hikmet Kıvılcımlı, 27 Mayıs ve Yön Hareketinin eleştirisi. Nisan 1970, İstanbul, Ant yayınları
- Mehmet Alev Çoşkun, ATATÜRK’ÜN hatıraları. 1.Baskı: Ağustos 2023, İstanbul, Cumhuriyet Kitapları.
- Bahir Mazhar Erüreten, Cumhuriyet Döneminde Sınıflaşma süreci ve Halkçı Sol. İstanbul 1996,